Bu böyle gitmez
Hüsnü Mahalli; İlginç bir ülkedir Türkiye. AKP’nin ideolojik saplantılarıyla giderek çok daha ilginçleşiyor. CHP içindeki Atatürk tartışmaları da bunun bir parçası. Peki bu iş nasıl ve nereye kadar gider? Nereye kadar bilemem ama gitmeyeceğinden eminim. İçerde ve dışarda. AKP her şeyi yanlış yapıyor.
Libya’da Ankara’nın “adamı” olduğu söylenen Serraj yakında bırakıp gideceğini açıkladı.
“Yakında” ona göre en çok ekim sonu ama haberlere bakılırsa önümüzdeki hafta bırakacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan buna “üzüldüğünü” söyledi.
ABD ve Almanya’nın telkinleriyle devam eden görüşmelere bakılırsa yakında taraflar anlaşacak ve önümüzdeki yılın sonlarına doğru seçimler yapılacak. Anlaşmaya göre Türk askeri ve Libya’ya taşınan tüm paralı askerler ülkeden çıkarılacak.
Özetle Libya’da Ankara’nın işi zor.
Sarraj ile imzalanan MEB anlaşması her an iptal edilebilir.
MEB anlaşması iptal edilirse Ankara’nın yalnız Akdeniz’de değil Ege’de de işi zorlaşır.
Gelelim Suriye’ye.
Orası da Akdeniz’in doğusunda.
Haberlere bakılırsa Putin; Türk askerinin İdlib çevresinden çekilmesini, 12 olan askeri gözlem noktasının sekize düşürülmesini ve diğer sorunların çözülmesi için Ankara’nın Şam’la görüşmesini istiyor.
Bu arada Rusya, Suriyeli Kürtleri yani PYD/YPG’yi Suriye devleti ile barıştırmaya çalışıyor.
9 Ekim 2019’da Türk Ordusu Fırat’ın doğusuna girince Rus askeri de bölgede yayılmıştı.
Yani PYD/YPG o bölgede hem Rus hem de Amerikan askerleriyle temasta.
Elbette müttefik olan Amerikalılardır.
Elbette bölgede Suriye ordusu da var.
Bölgeden gelen haberlere bakılırsa devriye gezen Rus askerleriyle Amerikan askerleri arasında gerginlikler yaşanmaktadır.
Önceki gün Irak’taki üslerden 200 kadar Amerikan askeri bölgeye geldi.
Bölgede bulunan ve Suriye devletinden yana olan Arap aşiretlerle PYD/YPG arasında gerginlik ve zaman zaman çatışmalar yaşanıyor.
Fırat’ın batısında olduğu gibi doğusunda da işler karışık ve Ankara her an sıkışabilir ya da sıkıştırılabilir.
Akdeniz ve Ege tartışmalarında Ankara’nın söylem ve davranışlarından rahatsız olan batılı başkentler PYD/YPG’ye destek veriyor ve verecek.
İdlib sorununu bir an önce çözmek isteyen Esad’ın baskılarıyla Putin, Ankara’yı sıkıştırmayı sürdürecek.
İsrail’le barışan ve barışacak olan Körfez ülkelerinin Sultan, Kral ve Emirleri, Trump ve Netanyahu ile olan ilişkilerini düşman belledikleri Erdoğan’ı sıkıştırmak için kullanacaklardır.
Ankara’nın ne yaptığını ya da yapabileceğini bilen yok.
Oruç Reis’in geri dönüşü ile ilgili duyduğumuz çelişkili açıklamalar bunu gösteriyor.
AKP ise Atatürk ve Lozan’a kafayı takmış.
MHP lideri Bahçeli’nin TTB’ye kafayı taktığı gibi.
İlginç bir ülkedir Türkiye.
AKP’nin ideolojik saplantılarıyla giderek çok daha ilginçleşiyor.
CHP içindeki Atatürk tartışmaları da bunun bir parçası.
Peki bu iş nasıl ve nereye kadar gider?
Nereye kadar bilemem ama gitmeyeceğinden eminim.
İçerde ve dışarda.
AKP her şeyi yanlış yapıyor.
Ülke çok zor durumda ama AKP’nin umurunda değil.
Yakın gelecekte bu zorluklar aratacak ama AKP hala “dünya bizi kıskanıyor” modunda.
İşin ilginç olan tarafı da AKP’ye oy veren % 30-35’lik kitle de buna inanıyor.
Demek ki; hamaset ve ajitasyon işe yarıyor.
İçerde olduğu gibi dışarda da.
İslamcıların sosyal medya hesaplarında “Erdoğan İslam aleminin lideri, Türkiye ise Hilafetin merkezi” olarak gösterilmektedir.
Onlara göre “Herkesin Sultan Erdoğan liderliğindeki Türkiye’den ödü kopuyor”.
Onun için hepsi “Oruç Reis gemisi bakım için döndü” modunda.
Hepsi “Ankara geri adım attı” diyenlere saldırıyorlar.
İçerde olduğu gibi dışarda da AKP’nin Trolleri var.
Bazıları maaşlılı, başkaları avanta peşinde çoğu da ideolojik saplantılı.
Tedavisi kolay olmayan kronik hastalık.
Batılı toplumlar ama özellikle Avrupalılar bu hastalıktan çoktan kurtuldu ama bizim coğrafyada hızla yayılıyor.
Korona gibi.
Bakan Bey “Yok” diyor ama vatandaş her şeyin farkında.
Vatandaş ülkenin içinde bulunduğu tüm sıkıntıları görüyor ve yaşıyor.
TL’nin yabancı para karşısında nasıl eridiğini herkes görüyor.
Suriye ve Libya’daki maceraların Türkiye’yi çıkılması zor bataklıklara sürüklediğini görüyor.
AKP ise görmüyor, göremiyor ya da görmek istemiyor.
Oysa her şey ortada:
Yolun sonuna gelindi.
Sonrası uçurum.
Dürbünsüz de görünüyor.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları