Bu işin şakası yok

Hüsnü Mahalli: ABD Ağustos 1980’de 8 yıl süren ve bir milyon insanın öldüğü Irak-İran savaşını başlattırdı.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında dünyada meydana gelen bütün kötülüklerin dolaylı-dolaysız nedeni ABD’dir.
Savaşlar, işgaller, darbeler, iç savaşlar, silah satışları, petrol vurgunları, derin devlet terörü ve diktatörlükler…
İsrail devletini kuran, Vietnam’ı işgal eden, Latin Amerika’da darbeleri tezgahlayan ve Komünistlerle mücadele numarasıyla dünyanın her yerinde İslamcıları çok iyi kullanan yine ABD’dir.
Coğrafyamızın her yerinde oldu ama Türkiye çok şey yaşadı.
Kore’ye asker yolladı, NATO’ya girdi, Bağdat ve CENTO paktlarına ortak oldu, Komünizmle mücadele dernekleri kurdu, küçük Amerika olmak istedi, iç savaş provaları ve
5 darbe atlattı.
Hepsinde dolaylı-dolaysız ABD parmağı var ama yine de ABD bizim ‘Stratejik müttefikimiz’.
‘Amerikan oltasında bir balıktır Türkiye’
Adamlar Fırat’ın doğusunda 10 üs kurmuş eğleniyorlar ama olsun!
Şimdi de komşu İran’a çullanmak istiyorlar.
Afganistan ve Irak’ta olduğu gibi.
Benzer yalanlarla.
1980’den itibaren Afgan mücahit gruplarını destekleyen, 1996’da Kaide dostu Taliban’ı Kabil’de iktidara taşıyan ABD, karanlık 11 Eylül saldırısını bahane ederek Kasım 2001’de Afganistan’ı işgal etti.
Saddam’a ‘Çabuk olmazsan Humeyni Irak’a saldıracak’ diyen ABD Ağustos 1980’de 8 yıl süren ve bir milyon insanın öldüğü Irak-İran savaşını başlattırdı.
Benzer provokasyonla Ağustos 1990’da Saddam’ın Kuveyt’i işgal etmesini sağlayan ABD 1991’de 34 ülkeyle birlikte Irak’a saldırdı ve ordusunu darmadağın etti. Sonrasında Saddam’ın kimyasal ve nükleer silahlarını bahane ederek Mart 2003’te gidip Irak’ı işgal etti.
Irak dağıldı, İslamcılar ortaya çıktı ve bölge perişan oldu.
Oldu ama ABD’nin Afganistan ve Irak’la ilgili söylediği her şeyin yalan olduğu ortaya çıktı.
ABD; şimdi Taliban ile görüşüyor, Afganistan ve Irak’ta üsleri var ve bu iki ülke üzerinden komşu İran’a saldırmaya hazırlanıyor.
Üstelik tümüyle yalan gerekçelerle.
Anlaşılan BOP’un devamı kanlı Arap Baharı’yla bölgeyi dağıtan ve en az 50 yıl İsrail’i rahatlatan Trump son on yılda ölen iki milyon insanın kanıyla yetinmiyor.
Adamın derdi başka.
Suudilerin ABD’de yaklaşık iki trilyon dolar hazine bonosu, mevduat ve yatırımı var. Amerikan Kongresi’nde kabul edilen bir yasaya göre 11 Eylül saldırısında zarar gören Amerikalılar Suudi Arabistan aleyhine dava açabilir. Açar ve kazanırlarsa ABD iki trilyon doları hortumlayacak. Bu da yetmezse Suudilerin yıllık 200 milyar dolarlık petrol gelirine el konulacak.
Yani Suudiler Trump’ın her fırsatta istediği milyarlarca doları verecek ve şimdiye kadar olduğu gibi ABD’nin hizmetinde olacaklar.
Yalnız parayla değil daha önemlisi bağnaz, çağ dışı ve ilkel Vahabi din ideolojisiyle.
Şii İran’a karşı Sünni bölge ülkeleri.
İyi de Ankara ne yapacak?
Başkan Trump; Suudi Arabistan, Bahreyn, BAE ve Mısır’ın isteği üzerine Müslüman Kardeşler’i terör örgütü ilan etmeye hazırlanıyor.
Konu ideolojik ve siyasal açıdan AKP’yi yakından ilgilendiriyor.
Dört ülke Ankara’yı ülkelerinden kaçan tüm Müslüman Kardeşler’i desteklemekle suçluyor.
Oysa Arap Baharı sürecinde tüm bölge ülkeleri Suriye’de birlikte hareket ediyordu.
Esad’ı destekleyen İran ve Rusya’ya da karşı.
Şimdi artık Ankara Rusya ve İran’la hareket ediyor.
Müttefik ABD Suriye’de ve özellikle Fırat’ın doğusunda Türkiye’ye düşman.
Türkiye ABD’nin saldırı planları yaptığı İran’la iş yapıyor.
17/25 Aralık sürecinde FETÖ’cülerin telefon dinlemeleri ve Zarrab’ın itiraflarıyla ABD, Türkiye’nin İran’la ilişkileri ve dış politikasının tüm detaylarını biliyor.
Neresinden bakılırsa bakılsın Türkiye’nin başı dertte.
Başta ABD olmak üzere Batılı ülkeler Türkiye ile ilgili her şeyi biliyor.
Adamlar yandaş medya izlemiyor.
İç politikada her an her şey olabilir ama 23 Haziran’a kadar dış politikada ne olacağı ya da ne olabileceği aşağı yukarı belli.
Her şeyde olmasa da birçok şeyde Ankara Trump’ın olası çılgın hamlelerinin hesabını yapmak zorunda kalacak.
Rahip Brunson hikayesinde olduğu gibi.
Sonuçta Brunson da S-400 füzesine benziyor.