loading
close
SON DAKİKALAR

Dört beşten büyüktür

Hüsnü Mahalli
Tarih: 29.04.2022
Kaynak: Hüsnü Mahalli - Korkusuz

Hüsnü Mahalli; Muhalefetin mülteciler konusundaki baskıları karşısında “Şam’la konuşuyoruz” havası yaratmaya çalışan iktidar Rabia işaretinden vazgeçtiği gibi belki de bir gün “Emevi Camisinde namaz” sevdasından da vazgeçer.

Rabia El-Adeviye 718 yılında Irak’ın Basra kentinde doğmuş, tasavvufu bir inanç biçimi olarak benimseyerek öyle yaşayan ve daha sonra Kudüs’te gömüldüğü söylenen Müslüman bir kadın.

Kahire’de olduğu gibi bir çok Arap ve Müslüman ülke kentlerinde Rabia adıyla inşa edilmiş camiler bulunmaktadır.

Rabia aynı zamanda Arapça dördüncü ya da dört demektir.

Ordu Komutanı Sisi 3 Temmuz 2013’de Müslüman Kardeş Mursi’yi devirince İslamcılar ayaklanmış, bir bölümü Rabia camisine sığınmış ve çıkan çatışmalarda çok sayıda vatandaş ve güvenlik görevlisi ölmüş ve yaralanmıştı.

Olaylara kızan dönemin Başbakanı Erdoğan bildik Rabia işaretini ilk kez kendisi kullanarak Mısırlı İslamcılara sahip çıkmıştı.

Birkaç ay öncesine kadar.

Söylemediğini bırakmadığı Sisi ile barışmak isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rabia işareti bu kez “Tek Millet. Tek Bayrak. Tek  Vatan. Tek Devlet” için kullanılır olmuştu.

Erdoğan’ı “dünya Müslümanlarının Halife’si olarak” benimseyen İslamcılar üzüldü ama yapılacak çok fazla bir şey yoktu çünkü AKP’lilerin söylemiyle “Reis’in bildiği bir şey vardı”!

Başka!

Erdoğan “Dünya beşten büyüktür” işaretini de sık sık kullanırdı.

Dört parmaktan sonra beş parmak işaretinin de patenti Erdoğan’a aitti. Ancak 23 Eylül 2009’da BM Genel Kurulu’nda konuşan Libya lideri Kaddafi beş parmak işaretini yapmaksızın beş üyeli Güvenlik Konseyi’ne ağır eleştiriler yöneltmiş ve “Konsey’de neden Afrika’yı temsilen bir üye yoktur” diye kavga çıkarmıştı.

Rabia işaretinden vazgeçen Erdoğan zaman zaman “dünya beşten büyüktür” işaretini kullanıyor ama çok şeyi de unutur gibi oluyor. Bu da normal çünkü bazı şeylerin bedeli olmalı.

Suudi Arabistan’la kanka olmanın da.

Erdoğan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’yı testere ile parçalara ayırtan ve koparılan kafasını huzuruna getirten Veliaht Muhammed Bin Selman’ın konuğu olarak bugün Cidde’de. Haberlere bakılırsa Muhammed Bin Selman ile Umre yapabilir ve belki de Kaşıkçı’nın ruhuna Fatiha bile okur.

14 Şubat’da “15 darbesinin finansörü” olmakla suçladığı BAE Veliahtı Muhammed Bin Zayid’i ziyaret eden Erdoğan söylemediğini bırakmadığı İsrail’in Cumhurbaşkanı Herzog’u Ankara’da cafcaflı bir törenle karşılamıştı.

Geriye Sisi kalıyor. Haberlere bakılırsa Erdoğan önce İsrail’e sonra da Kahire’ye gidecek. Bir de bakarsınız Sisi ile birlikte Rabia Camisi’nde namaz kılar Sisi’nin devirdiği Mursi ve yine Sisi’nin idam ettirdiği Müslüman Kardeşler yönetici ve elemanları için dua eder Fatiha okur.

Trump’ın mektubunu unuttuğumuz gibi Erdoğan’a “O bir diktatör… O, Türkiye Cumhurbaşkanı, hatta bundan daha fazlası… Yaptıklarının bedelini ödemek zorunda” diyen Biden ve karşılıklı atışmalarla Erdoğan için ağır ifadeler kullanan Macron’u da unutalım.

Geriye Esad kalıyor ama o konu da biraz ilginç.

20 Nisan’da CNNTÜRK’de konuşan Bakan Çavuşoğlu “Geçmişte Suriye ile istihbarat düzeyinde görüşmelerin yapıldığını” söylemişti. Bu açıklamadan cesaret alan yandaş medyada “Ankara; Şam ile görüşüyor” türünden haber ve yorumlar çıkmaya başladı.

Suriye Dışişleri Bakanlığı ve Suriye medyası bu haber ve yorumları sert bir dille yalanlarken Bakan Çavuşoğlu bu kez “Suriye’ye gidecek Rus askeri uçakları ile asker taşıyan sivil uçaklarına Türk hava sahasının kapatıldığını” açıkladı.

Hem de Erdoğan’ın Ukrayna konusunda Putin’le konuştuğu günlerde.

Elbette Suriye’yi de konuşuyorlardır.

Muhalefetin mülteciler konusundaki baskıları karşısında “Şam’la konuşuyoruz” havası yaratmaya çalışan iktidar Rabia işaretinden vazgeçtiği gibi belki de bir gün “Emevi Camisinde namaz” sevdasından da vazgeçer.

Kolay değil ama başka çaresi de yok.

Çünkü Suriye bu coğrafyanın hem kilit hem de anahtar ülkesidir.

Öyle olmasaydı bugün Şam’da IŞİD lideri Bağdadi Halife olarak oturmuş olurdu.

Öyle olmasaydı Erdoğan Rabia’dan vazgeçmezdi.

Öyle olmasaydı Erdoğan Arap medyasında adı ‘testereci’ye çıkmış biriyle tokalaşmak zorunda kalmazdı.

BAE ve İsrail’i anlatmaya gerek yok.

Nasıl olsa Hamas’tan vazgeçtik ve bir türlü Gazze’ye gidemedik.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları