Hüsnü Mahalli; Esad savaştan bu yana ilk kez bir Arap ülkesini ziyaret etti. İsrail’in İran’a karşı kışkırtmaya çalıştığı Bin Zayid İsrail ve Türkiye’nin yeni dostu. BAE; Ankara’ya “Müslüman Kardeşlerden uzak dur” derken İsrail “benimle dost olmak istiyorsan Hamas’a verdiğin desteği kes” diyor.
Suriye’de olaylar 15 Mart 2011’de başladı.
100 kadar ülkenin desteklediği “muhalifler” 11 yılda ülkeyi perişan etti. 11 yılda en az 500 bin insan öldürüldü, bir milyonu yaralandı, 6 milyonu ülke dışına kaçtı, 600 bin ev yıkıldı ve yıkımın bedeli 400 milyar doları geçti.
Hikayenin en önemli bölümünde dünyanın dört bir yanından 200 bin kadar ruh hastası ve sapık Suriye’ye taşındı ve IŞİD, NUSRA ve benzeri örgütlere katılarak bildik cinayetleri gerçekleştirdiler.
Bunu da İslam adına ama Hıristiyan Batılı ülkeler, Yahudi İsrail ve Müslüman olduğunu söyleyen İslam ülkelerinin yönetimlerinin desteğiyle yaptılar.
Sonra ne oldu?
Temmuz 2013’de Mısır’da Sisi İslamcı Mursi’yi devirdi, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar çok kızdı, Arap ülkeleri ikiye ayrıldı, Haziran 2017’de kavga büyüdü ve Erdoğan Türk askerini Katar’a yolladı, Nisan 2019’da Sudan’da askerler Erdoğan’ın dostu İslamcı El-Beşir’i devridi, Erdoğan sesini çıkarmadı ve darbeci general El-Burhan’ı iki kez Ankara’da misafir etti. Bu arada Tunus’ta Cumhurbaşkanı Kays Said ordunun desteğiyle İslamcı El-Nahda’yı devletin tüm kurumlarından temizleme operasyonu başlattı ve Fas’ta 10 yıl koalisyonla iktidar olan İslamcı AKP (adı öyle) geçen yıl yapılan seçimlerde büyük hezimete uğradı.
Ankara ve Katar’ın desteklediği İslamcılarla Mısır, BAE ve Suudi Arabistan’ın desteklediği “laikler” arasında kavganın yaşandığı Libya’da değişen bir şey yok. Washington ve Batılı başkentler kendilerine hizmet edecek adamları iktidara getirmeye çalışıyor.
Sonra ne oldu?
Büyük Tiyatro’da yeni bir ‘level’e geçildi.
Kavga eden Arap ülkelerinin sultan, kral, emir ve başkanları geçen yılın başında barıştırıldı. Öncesinde Umman, BAE, Bahreyn, Fas ve Sudan İsrail’le “dost” oldu. Batılı ülkeler ise Esad’ın stratejik müttefiği İran’la barışmanın yollarını arıyordu.
Peki Ankara neler yaptı?
Kavga ettiği ve liderlerine söylemediğini bırakmadığı Mısır, Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve İsrail’e “Gelin barışalım” dedi. İlk aşamada BAE lideri Bin Zayid ve İsrail Cumhurbaşkanı Herzog Ankara’ya geldi, Erdoğan da Abu Dabi’ye gitti ve yakında Tel Aviv’e gideceği yazıldı.
Tam bu sırada Başkan Biden Katar’ın genç Emiri Temim’i Beyaz Saray’da misafir etti ve onu “stratejik müttefik” ilan etti.
Bu durumu kıskanan BAE ve Suudi Arabistan “gençleri” Ukrayna savaşında Putin’e olumlu mesaj yolladı.
Avrupa’ya taşınması planlanan Katar gazının peşine düşen ABD ve müttefikleri Suudi Arabistan ve BAE petrolünü kaybetmenin korkusunu yaşıyor.
Hep söylerim:
“Burası Ortadoğu kimin eli kimin cebinde belli olmaz”.
Gelelim son hamleye.
Önceki akşam Esad atlayıp Abu Dabi’ye gitti.
Tiyatro’da bir üst levele geçildi.
Öncesinde Esad’la Bin Zayid telefonla (20 Ekim) görüşmüş ve Bin Zayid Dışişleri Bakanı olan kardeşi Abdullah’ı 9 Kasım’da Şam’a göndermişti.
Esad savaştan bu yana ilk kez bir Arap ülkesini ziyaret etti.
İsrail’in İran’a karşı kışkırtmaya çalıştığı Bin Zayid İsrail ve Türkiye’nin yeni dostu.
BAE; Ankara’ya “Müslüman Kardeşlerden uzak dur” derken İsrail “benimle dost olmak istiyorsan Hamas’a verdiğin desteği kes” diyor.
Bin Zayid bölgesel liderliğe oynuyor.
Ankara’nın müttefiği Katar az geri planda.
Bin Zayid “bölgeyi toparlamaya” talip.
Peki Ankara’dan ne isteyebilir?
1- Suriye’den çekil ve İslamcılara verdiğin desteği kes,
2- Suriye ordusunun NUSRA’cıların işgali altındaki İdlib’i geri alma planlarına karşı çıkma,
3- Şam ile barışarak Fırat’ın doğusundaki PYD/YPG sorununu çöz,
4- Ve Suriye’nin yeniden imarı için hazırlanan planlara ortak ol ve Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmelerine yardımcı ol.
Yani “Esed yeniden Esad olsun”.
Olur mu?
Neden olmasın!
Olacak gibi!
Olmak zorunda!
Ölen öldü kalan sağlar hepimizin!
Olan zavallı trollere olacak.
Büyük Tiyatro’da son perde kapanmak üzere.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları
