Figüran işi
Hüsnü Mahalli: Başlangıçta sayıları 1500 kadar olan radikal-ılımlı İslamcı silahlı grubun dışında yüzlerce ‘sivil toplum örgütü’ Suriye’de faaliyet gösteriyordu.
22.11.2016’da Oda TV’de Hüseyin Vodinalı imzalı ve ‘Kim bu Ak Miğferler’ başlığıyla önemli bir yazı yayınlanmıştı.
Bu yazıdan kısa bir alıntıyla konuya girelim.
“Ak Miğferler, eski bir İngiliz subayı ve şimdi Black Water-Academi ile birleşerek Constellis Holdings’e dönüşmüş bir özel yüklenici kuruluş olan Olive Group içinde paralı bir asker olduğu kabul edilen, James Le Mesurier tarafından Mart 2013’te İstanbul’da kuruldu. Bosna ve Kosova gibi en şüpheli NATO müdahalesi senaryolarından bazılarında ve Irak, Lübnan, Filistin müdahalelerinde dikkat çekici bir sicili olan Le Mesurier, İngilizlerin Sandhurst’te bulunan elit Kraliyet Askeri Akademisi’nde yetişmiş ve geçmişte Birleşmiş Milletler’de, Avrupa Birliği’nde ve İngiliz Dışişleri Bakanlığı’nda yüksek görevlere getirilmiş bir isim.
Her ne kadar Ak Miğferler finansman kaynağını saklamaya çalışsa da, kuruluş, Esad’a karşı Batı müdahalesini savunan savaş yanlısı bir PR firması olan Purpose-Inc. üzerinden George Soros ve onun Açık Toplum Vakfı ile bağlantılıdır”
Özetiyle bu satırlar Suriye’de 7 yıldır yaşanan savaşın ne denli karmaşık, iğrenç ve çirkef bölgesel ve uluslararası ilişkilerle yürütüldüğünü kanıtlamaktadır.
Başlangıçta sayıları 1500 kadar olan radikal-ılımlı İslamcı silahlı grubun dışında yüzlerce ‘sivil toplum örgütü’ Suriye’de faaliyet gösteriyordu. 100 ülke direkt ya da dolaylı olarak bu grup ve örgütlere yardım ediyor ve onlarla karanlık istihbarat ilişkilisi kuruyordu.
‘Demokrasi ve Özgürlük için’!
O kadar ki; Ak Miğferler ya da Beyaz Baretliler 2016’da Nobel Barış Ödülü’ne bile aday gösterildi ama son dakikada ödülü alamadı. Alamadı ama Alternatif Nobel Ödülü’nü aldı ve onların hikayesini anlatan film Şubat 2017 Oscar’ında En İyi Kısa Belgesel Ödülüne layık görüldü.
Bunun dışında birçok bölgesel ve uluslararası ödülü de alan Beyaz Miğferliler son 5 yılda başta İngiltere ve ABD olmak üzere bir çok bölgesel ve uluslararası ülkeden yardım ve eğitim alıyorlardı.
AKUT dahil.
Kolay değil dünyanın bütün karanlık güçleri adamların arkasındaydı.
Peki sayıları üç bin kadar olan bu kişiler ne yapıyordu?
Suriye savaşının yoğun yaşandığı bölgelerde başta Nusra olmak üzere radikal İslamcı gruplarla hareket ediyor ve arama kurtarma faaliyetlerini yürütüyorlardı.
Suriye’de olduğu söylenen her kimyasal saldırı sonrasında ilk video ve fotoğrafları bu kişiler servis ediyordu.
Karanlık güçlerin medyası ve dolayısıyla politikacılar kıyameti koparıyordu:
‘Katil Esad halkına karşı kimyasal kullandı’…
Esad ‘Ben değil teröristler kullanıyor. Uluslararası kuruluşlar gelsin araştırsın’ diyordu ama kimse dinlemiyordu.
8 Nisan 2018’de olduğu gibi.
Batılı liderler ‘Şam yakınında Duma’da gerçekleşen saldırı karşılıksız kalmayacak’ dedi.
Esad’ Gelin inceleyin’ diye yalvardı ama herkes Beyaz Miğferliler’e inanıyordu.
Öyle de gerekiyordu.
14 Nisan’da ABD, İngiliz ve Fransız uçakları Suriye’yi bombaladı.
İslami bir yardım kuruluşu olan İHH Başkanı Bülent Yıldırım bile ‘Bugün Suriye’ye atılan füzeler içimizi serinletmedi. Çok az vuruş yapıldı’ diyecekti.
Sonuç?
Geçtiğimiz cumartesi günü Suriye ordusu ülkenin güneyinde İsrail sınırına yakın bölgede Nusra ile hareket eden 800 kadar Beyaz Miğferli’yi kıstırdı.
Bunun üzerine Mossad özel bir operasyonla adamları kurtardı ve Ürdün’e taşıdı. Netanyahu ‘Trump, Kanada Başbakanı Trudeau ve başkaları istedi biz de yaptık’ dedi.
Kaçırılanları ve ailelerini ABD, Almanya, Kanada ve İngiltere paylaştı.
Hepsi de ‘En hakiki Müslüman’!
Gün gelir başka yerlerde kullanılırlar.
Adamların kim olduğu, neden ve nasıl kullanıldıkları Mossad operasyonu ile net anlaşıldı.
Hepsi figürandı ama iyi oynadılar ve görevleri sona erdi.
IŞİD gibi!
Demek ki; bundan böyle Suriye’de kimyasal saldırı haberi duymayacak ve o bildik videoları göremeyeceksiniz.
Şimdiye kadar duyduğunuz ve gördüğünüz her şeyin iğrenç birer tiyatro olduğunu yazıp anlattığımda herkes koro halinde bana saldırıyordu.
Medyanın o iğrenç, rezil, geri zekalı ve çirkef tipleri benimle ilgili neler neler söylemedi:
‘Esad’ın ajanı, katil, Alevi ve Şii piçi…’. Sonunda o çok sevdikleri Beyaz Miğferliler’in Mossad-CİA- MI6 ajanı olduğu kanıtlandı. Ben de rahatladım.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları