Gerçekten inanıyorlar mı?
Hüsnü Mahalli: Her şey Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekmelettin İhsanoğlu’nun ‘Çatı adayı’ olarak çatıdan düşmesiyle başladı.
Evde benim lakabım ‘Kara bulut Hamdi’.
Çünkü ben ev sohbetlerinde sürekli ülkeyi bekleyen karanlıktan söz eder detaylarını anlatırım.
Başta Halk TV olmak üzere son 5-6 yılda çıktığım tüm kanallarda böyle bir karanlığın hızla Türkiye’ye doğru yayıldığını anlatıp durdum.
Aralık 2010’da Tunus’ta başlayan ve hızla Mısır, Libya, Yemen, Bahreyn ve Suriye’ye kadar uzanan ‘Arap Baharı’nın rüzgarı Türkiye’de esmeye başladığında hemen çıkıp ilk kitabımı yazdım:
‘Ortadoğu’da Kanlı Bahar’
O ve daha sonra yayınladığım tüm kitaplarda ne yazdıysam yaşandı.
Özellikle Türkiye boyutu.
Bu da yetmedi birçok önemli kişiyle özel sohbetlerimde başta Suriye olmak üzere bölgeyi ve dolayısıyla Türkiye’yi nelerin beklediğini en ince detaylarla anlattım.
Anlattıklarım ve öngörülerimin tümü gerçekleşti.
İşe yaradı mı?
Çok emin değilim.
Her şey Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekmelettin İhsanoğlu’nun ‘Çatı adayı’ olarak çatıdan düşmesiyle başladı.
En az 5 milyon CHP’li seçmen sandığa gitmeyince kendileri % 38.5 alarak ikinci oldu.
Kılıçdaroğlu’na kızan seçmenler sandığa gitmiş olsaydı Erdoğan belki kazanamazdı.
Görev TAMAM’dı.
Heyecanını kaybeden CHP ve bilumum muhalif seçmenler heyecanını kaybetmiş geleceğe ve yaşama dair hiçbir umudu kalmamıştı.
‘Çatı aday’ının olmadığı anayasa referandumunda insanlar bir kez daha heyecanlandı ama CHP bu kez oyları çaldırdı.
Seçmen ikinci ağır darbeyi yemişti.
Zavallı vatandaş yavaş yavaş ölüme alıştırılıyordu.
Türlü türlü işkencelerle.
Haziran seçimleri ‘yoğun bakımda yatan bir hastaya verilen oksijen’ misali umudunu kaybetmiş insanlar için son heyecan olacaktı.
Ama olmadı.
Muhalefet TAMAM derken Erdoğan her şeyi TAMAM’ladı.
CHP bir ve bana göre son kez vatandaşın ‘duygularıyla oynadı’.
‘Duygu’ diyorum çünkü umutlar sönmüş ve karanlık her yeri kaplamıştır.
CHP ise kendi derdinde.
Muharrem İnce ve destekleyicileri Kılıçdaroğlu’nu devirmenin gizli hesabını yapıyor.
Bunu bilmeyen yok.
CHP’yi bilenler bu ve sonraki kavgaların asla bitmeyeceğini bilir.
Bazı meslektaşlarımız ise palavradan halka umut pompalamaya çalışıyor.
Kendileri inanıyor mu?
Hiç sanmıyorum.
İnsanları kandırmak çok kolay.
Kol kırılmışsa yen içinde kalmasın.
İşte bu nedenle ben Gezi olaylarında, 2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Haziran seçimleri sonrasında, referandumda ve 24 Haziran seçimlerinde CHP yöneticilerini çok sert bir şekilde eleştirdim.
Bunun için de Halk Tv’den kovuldum.
Bana göre HER ŞEY bitmiştir.
Halka yalan söylemenin artık bir anlamı kalmamıştır.
Olağanüstü bir gelişme olmazsa Erdoğan uzun süre iktidarda kalır.
Olağanüstü gelişme dediğim şey CHP’nin hemen ve hiç kimsenin beklemediği bir plan ve projeyle ortaya çıkması ve ‘Millet İttifakı’ benzeri bir hamleyle toplumun tüm kesimlerini toparlayabilmesi.
Bu çok kolay ama zor.
Diyelim ki İnce CHP lideri oldu ama başkanlık seçimleri 5 yıl sonra.
5 yıl içinde Erdoğan’ın yeni anayasadan aldığı güçle neler yapabileceğini hayal bile edemezsiniz.
Bunları yarın anlatırım.
Erdoğan’ın bu olası tedbirleriyle kısa ve orta vadede hiç kimsenin kazanma şansı kalmaz.
Muhalefet bile kalmayabilir.
Bu söylemi tersine çevirecek bir iç dinamik ufukta görünmüyor.
Seçim tarihine dek ‘Millet İttifakı’ ve HDP’nin geleceğini kestirmek olası değil.
MHP’nin kaprislerinden kurtulmak isteyen Erdoğan, Meral Akşener’i kazanmaya çalışabilir.
Aydın Menderes, Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu, Tuğrul Türkeş, Mustafa Destici ve Devlet Bahçeli’yi kazandığı gibi.
Öncesinde Fetullah Gülen ve elbette ‘Evet ama yetmez’ciler vardı.
Bir ara Abdullah Öcalan bile ‘kahraman’ ilan edilmişti.
Henüz erken ama gelecekle ilgili onlarca senaryo yazılabilir.
Dış dinamikleri de unutmamak gerek.
Ankara’nın ABD- Rusya ilişkilerinde dengeyi sağlamak ya sağlayamamak.
Erdoğan’ın Suriye hesapları bitecek gibi görünmüyor.
Bu iş uzadıkça riskleri kat kat artar.
Zamanı gelince anlatırım.
Erdoğan yeni dönemin yasal düzenlemelerini tamamladıktan sonra bu hesaplarla çok daha yakından ilgilenecek.
Tıpkı içteki hesaplarla ilgileneceği gibi.
Örneğin Mart 2019’daki yerel seçimlerde CHP ve muhalefeti yenmek ve sonrasında işini bitirmek.
24 Haziran seçiminin hesaplarıyla bu çok kolay olur.
Cumhur İttifakı Millet İttifakı’nı yendiğine göre AKP İstanbul ve Ankara’yı kazanır ve CHP İzmir ve 1-2 ille yetinir. HDP ise Güneydoğu’da konumunu korur ancak iktidar yeniden kayyum atamalarıyla durumu kontrol eder.
HDP ve Kürt sorununun geleceği daha çok Amerika’nın PYD ile birlikte Kuzey Suriye’deki durumuna bağlı olarak netlik kazanır. Bu da doğal olarak iç dinamiklere yansır.
Yani AKP-MHP iktidar ilişkisine.
AKP yerel seçimlere kadar MHP’yi idare eder sonrasında ondan kurtulur.
Böylece ülkenin tek hakimi Erdoğan’ın önünde hiçbir engel kalmaz.
Rahatlıkla 2023’ü atlatır.
Sonrasında CHP’nin C’si düşer!
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları