Gücü yetene

Hüsnü Mahalli: Ankara korkusundan dolayı KKTC Hükümeti, siyasi partiler ve medyası sessiz kaldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Elimizde görüntüler, her şey var. Bu gazeteci değil tam bir ajan terörist.  Hiçbir bir surette iadesi olmayacak. Ben bu makamda olduğum sürece asla’ dedi.
Alman Başbakanı Merkel  ‘Yücel’in uzun süren yargılama sürecinde hukuk devleti ilkelerine sadık kalınmalı” dedi.
15 Şubat’da Başbakan Yıldırım Berlin’de Merkel ile buluştu.
Bir gün sonra  Deniz Yücel  serbest bırakıldı ve özel bir uçakla Almanya’ya uçtu.
Gelelim 35 yıl hapsi istenen  Rahip Brunson’a.
Başkan Trump ‘Türkiye’nin cezaevindeki Rahip Burnson’ı tahliye etmemesi tam bir rezalet. Çok uzun zamandır rehin tutuluyor. Cumhurbaşkanı Erdogan Brunson’ın serbest kalması için bir şey yapmalı. O yanlış bir şey yapmadı’ dedi.
Erdoğan Amerikan CNN’de:
‘Şu anda yargılanmakta olan ve terör örgütüyle ilişkileri olan birisini bizden istiyorsunuz, olmaz böyle şey’ dedi.
Bir hafta sonra Brunson serbest bırakıldı ve ev hapsine tabi tutuldu.
Bırakıldı ama Amerikalılar tatmin olmadı.
Önce Başkan Yardımcısı Pence konuştu:
‘ABD Başkanı adına Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türk Hükümeti’ne bir mesajım var. Rahip Brunson’u şimdi serbest bırakın ya da sonuçlarla yüzleşmek için hazır olun. Eğer Türkiye, bu masum inanç adamını serbest bırakmak için hemen harekete geçmezse ve onu Amerika’ya yollamazsa ABD Brunson serbest kalana kadar Türkiye’ye ciddi yaptırımlar uygulayacak’ dedi.
Başkan Trump  Twitter hesabından ikinci tehditi savurdu:
‘ABD, Rahip Brunson’ı uzun süredir tutuklu yargılayan Türkiye’ye büyük yaptırımlar uygulayacak. Brunson büyük acı çekiyor. Bu masum inanç adamı hemen serbest bırakılmalı’.
Son olarak Dışişleri Bakanı Pompei konuştu:
‘Rahip Brunson’un serbest kalması ve ülkesine dönmesi için Mevlüt Çavuşoğlu ile konuştum’dedi.
Buraya kadar yorum yok.
Ancak yandaş medyanın Deniz Yücel ve Rahip Brunson hakkında yazıp anlattıkları kesin 30 bölümlük bir dizi olur.
FETÖ, PKK, ajan, casus, hain, darbeci…’.
Sonuç: Her ikisi serbest ama  FETÖ, FETÖ’cüler, Hakan Atilla ve Zarrab ABD’de.
Almanya’da kaç FETÖ’cü ve PKK’lının olduğunu bilen yok.
Şimdi gelelim başka bir örneğe.
Şener Levent KKTC’de yayınlanan Afrika Gazetesi’nin sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni.
Türkiye karşıtı çok sert tavrı ile bilinir.
Batı’da çok iyi bilinen bir gazeteci.
Tutuklandı, ölümle tehdit edildi mahkemeleri devam ediyor.
Afrin olaylarında yine sert yazılar yazdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 21 Ocak’ta ‘KKTC’de bir pespaye gazete, ahlaksızca bir başlık atmış. Ben KKTC’deki kardeşlerimi tavır almaya davet ediyorum. Türk Ordusu’nun Kıbrıs’tan sonra yeni bir işgal yaptığını söylüyor. Bu ne ahlaksızlık, edepsizliktir. Ben KKTC’li kardeşlerime özellikle böyle bir duruşu sergilemek suretiyle KKTC’de gereken cevabı onlara vermeleri lazım.” ifadelerini kullandı.
Ertesi gün AKP yanlısı çevrelerin çağırası üzerine yüzlerce kişi gazeteyi basıp Şener’i linç etmek istedi.
Polisin son andaki müdahalesi olmasaydı Madımak benzeri bir durum yaşanacaktı.
Saldırganlardan bazıları tutuklandı kısa bir süre sonra serbest bırakıldı.
Ankara korkusundan dolayı KKTC Hükümeti, siyasi partiler ve medyası sessiz kaldı.
Şener’e karşı cephe alanlar az değildi.
KKTC’nin de yandaş medyası var.
Linç etmek, hedef göstermek ve yargısız infaz milli birer görev.
Ama anlaşılan yeterli olmamış.
Şener Levent yazmaya devam etti ve Erdoğan’ı hedef alan bir Yunan Gazetesi’nin karikatürünü yayınlandı. Bu kez dönemin Kıbrıs’tan sorumlu Başbakan Yardımcısı  Recep Akdağ  yanıt verdi: ‘Yaptıkları tam bir alçaklık, şerefsizlik, pespayeliktir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki savcılar, bu konuda derhal göreve çağırıyorum. Bunun hesabını sorsunlar. Bu ahlaksızlığı yapanların Kıbrıs Türk halkı nezdinde mahkum edilmesi için ben de şahsen gerekeni yapacağım. Bunların bu ahlaksızlıklarını, şerefsizliklerini Kıbrıs Türk halkına da iyice anlatmak benim boynumun borcu olsun’.
Davalar açıldı ama KKTC mahkemeleri İngilizlerden kalma hukuk norm ve kavramlarıyla yargılama yaptığı için yargı şimdilik bağımsız davranıyor.
Bu kez Ana Vatan’ın Savcıları Yavru Vatan’da Şener’in peşine düştü.
Ankara Başsavcılığı Şener Levent hakkına dava açtı.
Bu hikaye nasıl sonuçlanır bilinmez ama olan bana oldu.
Ana Vatan’nın hukuksuz suçlamalarıyla yargılanmaktan bıkmış biri olarak Yavru Vatan’a gidip yerleşecektim ama artık o da hayal.
Yavru hormonla büyütüldü oldu Ana!