İki rakip

Hüsnü Mahalli; Bu coğrafyada oyun bitmez. Herkes herkesle kavga eder, gün gelir herkes barışır. Ortadoğu ülkesi olmaya heveslenen Türkiye’de durum artık farklı değil ama yaptığı her şey yanlış!

İktidara geldiği ilk yıllarda AKP, bölgenin bütün ülkeleriyle iyi geçiniyordu ama 2004’de ilan edilen BOP gereği Katar’a çok daha yakındı.

“Arap Baharı” ile birlikte dış politikada ideolojik davranmaya başlayan AKP Körfez’in kral, emir ve şeyhleriyle birlikte hareket ederek Suriye’ye müdahale etti. General Sisi 3 Temmuz 2013’de Müslüman Kardeşleri devirince işler karıştı çünkü BAE, Suudi Arabistan ve Bahreyn Sisi’ye destek verdi ama Katar Erdoğan’la birlikte Müslüman Kardeşler’e sahip çıktı. Buna rağmen Umman hariç tüm Körfez ülkeleri Mart 2015’de elele verip Yemen’i bombalamaya başladı.

Bir yıl sonra Bahreyn, Katar ve Kuveyt ittifaktan çekildi ama S.Arabistan ve BAE saldırılarını sürdürüyor.

Haziran 2017’de S.Arabistan, BAE, Bahreyn ve Mısır Müslüman Kardeşlere yardım eden Katar’la ilişkilerini kesip tehdit etmeye başlayınca Erdoğan Türk askerini bu ülkeye göndererek Araplar arası kavganın tarafı oldu.

Körfez’in kavgacı sultan, kral ve emirleri 5 Ocak 2021’de barışınca Erdoğan da düşman bellediği Mısır, Suudi Arabistan, Bahreyn ve BAE ile barışmanın yollarını aramaya başladı.

Şimdilik bir tek Sedat Peker’in barındığı BAE ile işler yolunda görünüyor.

Geri kalan ülkeler ve elbette İsrail’le barışmak için her yola başvuruluyor.

Müthiş bir dış politika becerisi!

Bu çerçevede BAE’nın Başkanı konumunda olan Muhammed Bin Zayid 24 Kasım’da Ankara’ya geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da 5-6 Aralık’ta Katar’daydı. Erdoğan’dan bir gün sonra Suudi Veliahtı Muhammed Bin Selman BAE’yı ziyaret ettikten sonra Katar’a gitti.

Erdoğan’a göre Türkiye şimdiye kadar Katar’la 84 anlaşma imzalamış.

Erdoğan şimdi BAE’in parasının peşinde.

Karşılaştıralım:

BAE’nın nüfusu yaklaşık 9 milyon ( bunların 2.7 milyonu vatandaş) ve yüzölçümü 83 bin kilometrekare.

Yıllık 500 milyar dolarlık petrol ve doğal gaz geliri olan BAE’nin Varlık Fonu 750 milyar dolar ve 140 milyar doları Arap ülkelerinde dışarda toplam 1.5 trilyon dolarlık yatırımları var.

350 bini vatandaş 2.6 milyon nüfusu olan Katar’ın yüzölçümü 11.5 bin kilometrekare. Ülkenin doğal gaz geliri yılda yaklaşık 120 milyar dolar ve dış yatırım toplamı 320 milyar dolar. 300 milyar dolarlık birikimi olan Varlık Fonu’na bağlı yapılan tüm dış yatırımların başında bulunan ve aynı zamanda Katar Ulusal Bankası (QNB) ve Katar Havayolları Yönetim Kurulu Başkanı ve Maliye Bakanı Ali İmadi 6 Mayıs’ta yolsuzluk suçlamasıyla tutuklanarak içeri atılmıştı.

Emir’in “kara kutusu” olarak bilinen İmadi gözaltına alınmadan attığı twitte “Ben ne yaptıysam Emir’in talimatıyla yaptım” dedi ve şimdi nerde olduğu bilinmiyor.

Biraz da siyaset…

Suudi Arabistan, Pakistan ve ABD ile Kaide ve Taliban’ın kuruluşunda etkin rol oynayan BAE Sisi darbesinden sonra başta Müslüman Kardeşler olmak üzere İslamcılara karşı cephe aldı ve Kahire ile birlikte Ankara’yla kavgaya başladı.

Katar ise 2004’den itibaren ama özellikle 2011 sonrasında ılımlı-radikal her türlü İslamcının yanında oldu ve bu amaçla Ankara ile ittifak kurdu.

Bu iki barışır mı, yeniden dost ve müttefik olur mu ve tek tek ya da birlikte İsrail ile ne kadar işbirliği yapar bilinmez ama Ankara için öncelikle konu para.

Görünen o ki her iki ülke Türkiye’yi kazanmak için kendi arasında yarışacak ama Ankara’nın gönlünde İslamcı Katar var. Belki de “Büyük Patron” ABD böyle istiyordur.

Her zaman olduğu gibi yazılan senaryoda rollerin dağılımı zaman ve mekana göre değiştiriliyor.

Yoksa yalnızca para söz konusu olacaksa Ankara doğal olarak rahmetli Özal’ın yaptığı gibi BAE’ni tercih etmelidir. Üstelik BAE kendini korumak için Türkiye’den asker istemiyor ve bölgesel ve uluslararası ilişkileri Katar’dan çok daha güçlü çünkü bölgenin en büyük ve dünyanın en zengin ülkelerinden biri olan Suudi Arabistan’la birlikte hareket ediyor.

Bu coğrafyada oyun bitmez.

Herkes herkesle kavga eder, gün gelir herkes barışır. Ortadoğu ülkesi olmaya heveslenen Türkiye’de durum artık farklı değil ama yaptığı her şey yanlış!