loading
close
SON DAKİKALAR

Kader kısmet

Hüsnü Mahalli
Tarih: 15.02.2022
Kaynak: Hüsnü Mahalli - Korkusuz

Hüsnü Mahalli; Bakan Soylu’nın “ABD ile birlikte 15 Temmuz darbesini yaptırdı” dediği Muhammed Bin Zayid de 24 Kasım’da Külliye’de müthiş bir törenle karşılanmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da dün yani ‘Sevgililer Günü’nde Abu Dabi’ye gitti. Yeni Şafak gazetesi adama “şerefsiz” demişti ama olsun!

Müthiş bir dış politika becerisi!”

Böyle bitirmiştim Pazar günkü yazımı.

Bugün de öyle başlıyorum:

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BAE ziyareti müthiş bir dış politika becerisidir.

Ziyaret yaklaşık sekiz yıllık “düşmanlığı” bitirmiştir.

Nasıl mı?

3 Temmuz 2013’de General Sisi; İslamcı Mursi’yi devirince BAE Kahire’ye destek vermiş ve Mısır, Suudi Arabistan ve Bahreyn ‘Müslüman Kardeşler’i terörist örgüt’ ilan etmişlerdi.

Erdoğan ve müttefiği Katar Emiri Temim çok kızmıştı.

Haziran 2017’de dört ülke Temim ile ilişkilerini kesince Erdoğan daha da kızmış ve dostunu korumak için Türk askerini Katar’a yollamıştı.

Katar ve Katar’la kavga eden ülkelerle birlikte Türkiye’nin de her yerinde Amerikan üsleri var.

2 Ekim 2018’de Suudi Arabistan Veliahtı Muhammed Bin Selman kendi vatandaşı gazeteci Cemal Kaşıkçı’yı İstanbul’da öldürtünce Erdoğan bu kez çok daha fazla kızmıştı.

Ama öncesinde Erdoğan 6 Aralık 2017’de “Kudüs’ü İsrail’in ve dünya Yahudilerinin başkenti ilan eden” Başkan Trump’a ve İsrail’e söylemediğini bırakmamış ve Müslüman ülke liderlerini İstanbul’da toplayarak ortak tutum sergilemeye çalışmış ama işe yaramamıştı.

Çünkü çağırdığı ve çoğu gelmeyen bu liderler ABD’den çok korkar ve İsrail ile dost olmak için can atarlar.

Ben buna “genetik ihanet sendromu” diyorum.

İşin trajikomik tarafı ise yukarda saydığım ülkelerin tümü (diğerleri de) 2011 Kanlı Arap Baharı sürecinde birlikte hareket etmiş ve hep birlikte Suriye’nin üzerine çullanmıştı.

Geldik 5 Ocak 2020’ye…

Görev süresinin bitmesine 15 gün kala Başkan Trump Körfez’in liderlerine “Bu maskaralık yeter hadi barışın” deyince hepsi Suudi Arabistan çölünde buluşarak öpüşüp koklaştılar. Öncesinde Trump BAE, Bahreyn, Fas ve Sudan’ı İsrail’le barıştırmış ve herkese “Büyük ağabey Sisi ile dost olun” demişti.

Onlar da öyle yaptı.

Peki Ankara ne yaptı?

Kavga ettiği herkese mavi boncuk dağıtmaya başladı.

Mısır, İsrail, BAE, Suudi Arabistan ve Bahreyn.

Ankara’nın en hakiki müttefiği İslamcı Ömer El-Beşir’i deviren General El-Burhan da yeni kankamız olmuş ve iki kez Külliye’de misafir edilmişti.

Bakan Soylu’nın “ABD ile birlikte 15 Temmuz darbesini yaptırdı” dediği Muhammed Bin Zayid de 24 Kasım’da Külliye’de müthiş bir törenle karşılanmıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da dün yani ‘Sevgililer Günü’nde Abu Dabi’ye gitti.

Yeni Şafak gazetesi adama “şerefsiz” demişti ama olsun!

Adam her yerde, her konuda ve herkesle Türkiye’ye karşı düşmanlık etti ama olsun çünkü çok parası var.

Üstelik “Büyük Patron” ABD onu ve Temim’i çok seviyor.

Elbette yazılan senaryo ve sergilenen tiyatro gereği.

Şimdi sırada İsrail, Suudi Arabistan, Bahreyn ve Mısır var.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu ülkeleri de ziyaret edecek.

Önce mi sonra mı belli değil ama bu ülkelerin liderleri de Türkiye’ye gelecek.

Erdoğan, bakanlar ve yandaş medyanın bu ülkeler ve liderleriyle söyledikleri hiç önemli değil.

Ne demiş Osmanlı:

Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür”.

Temel soru:

2011 sürecinde herkesle stratejik müttefik olan Ankara bu ülkelerle neden kavga etti ve neden şimdi barışmak için can atıyor?

İdeolojik saplantı” diyeceğim ama yetmez.

Öngörüsüzlük” diyeceğim eksik kalır.

Belki de BOP’da Eş-Başkan olmanın gereğidir.

BOP’da Eş-Başkan olmak her yerde ve her zaman ABD ile birlikte hareket etmek demektir.

Dolaylı-dolaysız ve bilerek-bilmeyerek.

Örneğin Suriye’de.

Örneğin Ukrayna ve Karadeniz’de

Örneğin Kafkaslar ve Orta Asya’da.

70 yıldır bu hep böyle olmuştur.

18 Şubat 1952’de NATO’ya katılan Ankara “Büyük Patron” ABD’ye olan aşkını kanıtlamak için Kore’ye asker bile göndermişti.

Şimdi de Suriye, Libya, Irak, Katar, Somali ve Azerbaycan’a.

Yetmeyince Rusya ile kavgaya tutuşmak üzere olan Ukrayna’ya İHA ve SİHA.

O da yetmeyince Suriye’de İdlib’te her an Rusya ve İran’la kapışmaya hazırlıklı olmak.

Kader kısmet.

Bakalım Büyük Tiyatro’nun yeni bölümlerinde kime ne tür roller verilecek!

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları