Koalisyon
Hüsnü Mahalli, Hiç kimseyi küçümsemeden bu zor kavga ve mücadelenin motor gücü son dönem ataklarıyla ana muhalefet partisi CHP’nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Koalisyonlu ya da koalisyonsuz.
AKP’nin muhalefete karşı kullandığı en önemli argümanlardan biri “koalisyonlar zamanına döndürecekler ülkeyi”.
Ülkeyi küçük ortak MHP ile birlikte yönettiğini unutan AKP olası iktidar değişikliğinde ülkenin 6 parti tarafından yönetileceği savını yayarak halkı korkutmaya çalışıyor ve çalışacak.
AKP’nin yerleştirmeye çalıştığı algıya göre “Koalisyon demek perişanlık demekmiş!”.
Ne kadar perişanlık bilinmez ama kesinlikle 20 yıldır bu ülkeyi yöneten AKP perişanlığından daha kötü olamaz.
Osmanlı’nın “Düyun-u Umumiye’sinden” bu yana bu ülke böyle bir perişanlık yaşamamıştır.
Yalnızca para ve pul bağlamında değil toplumu ve ülkeyi ilgilendiren her konuda ve her alanda.
Dönelim koalisyon konusuna.
AB üyesi 27 ülkenin 22’si koalisyonlarla yönetiliyor.
Almanya (3 parti), Avusturya (2), Belçika (6), Bulgaristan (5), Çek Cumhuriyeti (5), Danimarka (4), Estonya (3), Finlandiya (5 parti ve hepsinin lideri kadın ve Amerikancı), Fransa (tek parti), Hırvatistan (3), Hollanda (4), İspanya (4), İsveç (2), İrlanda (3), İtalya (6), Kıbrıs (tek), Letonya (3), Macaristan (2), Malta (tek), Slovakya (4), Litvanya (liderleri kadın 3 parti), Lüksemburg (3), Polonya (tek), Portekiz (tek), Romanya (2), Slovenya (4) ve Yunanistan (tek).
Bu koalisyonlarda her zaman farklı tonlarda sağ, sol, ırkçı, yeşil ve popülist partiler yer alıyor ve hiç kimse diğerlerine “vatan haini, satılmış, ajan, terörist, din düşmanı ve bölücü” demiyor. İktidara gelenler kendi ideolojik ve politik tercihleri doğrultusunda halkın sorunlarını çözmeye çalışıyorlar. Çözenler bir daha seçiliyor, çözemeyenler halkın oylarıyla silinip gidiyor.
Bir-iki örnek dışında kimse iktidara gelince seçim yasalarını değiştirmiyor, muhalefeti ve muhalifleri susturmak için hukuk dışı davranışlarda bulunmuyor ve her şeyin takdirini seçmene bırakıyor.
Tek partili iktidarların dışında AB üyesi ülkelerin tümünde partiler %25 ve altı oy alıyor çünkü seçmenler inandıkları partilere oy veriyor ve “oyum boşa gider” diye düşünmüyorlar.
Dönelim Türkiye’ye.
Bu ülkede çok sayıda koalisyon dönemleri yaşandı ve dört askeri müdahale oldu.
Milliyetçi Cephe denilen koalisyonlar ülkeyi perişan etti.
Rahmetli Ecevit ve Erbakan koalisyonu Kıbrıs’a çıkarma kararını aldı.
1997 ANAP-DSP ve 1999 DSP-ANAP ve MHP hükümeti Öcalan’ın Suriye’den çıkarılması ve Kenya’dan getirilmesi kararını almıştı.
Son örnek “Yavru Vatan”dan.
Ankara müdahalesi ile hükümetlerin kurulup dağıtıldığı KKTC çoğunlukla koalisyonlarla yönetilmektedir.
Bunların en sonuncusu ise en felaket olanıdır çünkü Ankara öyle istiyor!
Özetle olay koalisyon olayı değil. Olay bir anlayış ve mantalite sorunudur. Detay ve kanıt aramaya gerek yok.
2002-2015 döneminde tek başına ve 2015 sonrasında MHP ile (Bahçeli’nin Erdoğan’a yönelik çok ağır söylemlerine rağmen) birlikte bu ülkeyi yöneten AKP’nin icraatları ve bu icraatların sonuçları ortada.
Bahane aramaya gerek yok.
İnsanların büyük umutlarla oy verdiği AKP kendisine oy hatta gönül veren kitleler dahil herkesi perişan etti.
AKP’nin hiçbir söylem ve savı ciddi, gerçekçi ve samimi değil, olamaz ve mucize olmazsa olmayacaktır.
Bu bağlamda koalisyon komple teorileriyle toplumu “Altılı Masa” oluşumundan uzak tutma çabası sonuç vermeyecektir. Son dönem yapılan kamuoyu yoklamalarının tümü bunu kanıtlamaktadır.
“Altılı Masa” dışında tutulan HDP ve diğer sol parti ve güçlerin katkısını hiç kimse unutmasın.
Seçim yaklaştıkça AKP ve küçük ortağı MHP iktidarda kalmak için akıl almaz yol ve yöntemlere başvuracaktır.
Toplumu korkutup sindirmek dahil.
“Altılı Masa” partileri birlikte ve tek tek bunun bilincinde olarak önlem alıp karşı atağa geçmeyi başardığı sürece AKP’nin önünü kesebileceklerdir.
AKP ne derse desin en kötü “Altılı Masa” iktidarı, 20 yıllık kendi iktidarından çok ama çok daha iyi olacaktır.
Önemli olan “Altılı Masa”nın seçime kadar topluma güven vermesi ve seçim sonrasında bu uyum ve kararlılıkla ülkeyi kurtarma mücadelesinde birlikte hareket etmesidir.
İç ve dış politikada.
Hiç kimseyi küçümsemeden bu zor kavga ve mücadelenin motor gücü son dönem ataklarıyla ana muhalefet partisi CHP’nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu’dur.
Koalisyonlu ya da koalisyonsuz.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları