Lahana-turşu ilişkisi
Hüsnü Mahalli: PKK ile ilişkiler ‘Barış Süreci’ yıllarıyla sınırlı idi ama FETÖ aşkı çok daha eskilere dayanır.
Kim ne der ve süreç nasıl gelişir bilinmez ama bugünün AKP’si artık 31 Mart öncesi AKP değil.
2003 AKP’si hiç değildir.
AKP yalnızca CHP, HDP, TKP ve bağımsız adaya değil kendi müttefiği MHP’ye de yenilmiştir.
AKP lideri olarak Erdoğan’ın parti ile ilgili itirafları, Davutoğlu’nun isyan bayrağını çekmesi, Gül-Babacan çevresinden sızan ya da sızdırılan bilgiler, Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Haşim Kılıç’ın AKP’ye yönelik ağır sözleri ve son olarak AKP’ye yakın bazı gazetecilerin ‘rahatsızlık kokan’ yazıları AKP için işlerin iyi gitmeyeceğinin kesin kanıtlarıdır.
Başka kanıtlar da var ama şimdilik bu kadar yeter.
AKP ‘günah işleme özgürlüğünü’ sonuna kadar kullanmanın bedelini ağır ödedi ve öyle devam ederse çok daha ağırını ödeyecektir.
İçerde ve dışarda.
Örneğin iç politikada her an her konuda söylem değiştiren ama kendi seçmenini çok kolay ikna eden AKP şimdi zor durumda.
Örneğin AKP ve AKP’lilerin FETÖ ve PKK ile ilişkileri konusunda.
PKK ile ilişkiler ‘Barış Süreci’ yıllarıyla sınırlı idi ama FETÖ aşkı çok daha eskilere dayanır.
AKP bu aşk hiç yaşanmamış gibi davrandı, suçu olduğu gibi CHP’ye yüklemeye çalıştı ama beklemediği belediyeleri MHP kazandı.
Sağolsun o rezil yandaş medya.
AKP’ye oy veren insanlar ise çaresiz bu algı operasyonunun etkisinde kakarak yalanlara inandı ve oyunu Erdoğan’a verdi.
Az değil % 43.
Müthiş bir medya başarısı.
CHP, İYİ Parti, HDP, Saadet ve diğer muhalefet parti ve örgütlerinin benzer medya gücüyle gerçekleri sonuna dek savunma yetenek ve kararlılığı olsaydı AKP’nin alabileceği oy aslında % 20’lere kadar düşerdi yani düşürülürdü.
Ben Türk toplumunun sağduyu, vicdan ve doğruları görme becerisine inanırım. Yeter ki birileri onlara gerçekleri anlatabilsin.
CHP, HDP, TKP ve bir bağımsızın zaferi bunu kanıtlıyor.
Bu bir başlangıç ancak yapılması gereken çok işi var.
AKP içerde çok zor durumda ama dışarda tümüyle çuvallamıştır.
Rahip Brunson ve Deniz Yücel ile ilgili söylenen söylemler ve Trump’la Merkel’in ‘tehditlerinden’ sonra yaşanan süreçlerden başlayarak.
‘Komşularla sıfır problem’le işe başlayan AKP’nin Katar hariç hiçbir dostu kalmadı.
2011 öncesinde ‘Yıldızı parlayan ve hızla yükselen ülke’ Türkiye şimdi artık çok tehlikeli mali krizin eşiğinde.
Tek tek anlatmaya gerek yok çünkü yanlışların tümünü AKP yaptı.
Doğru yaptığı zaman herkes Türkiye’nin dostuydu.
Yanlış yaptığı için AKP artık kendi çelişkileriyle uğraşıp duruyor.
‘Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu’ misali.
Suriye sorununu Putin ve Ruhani ile çözmeye çalışıyor ama Fırat’ın batısında Esad’a göre terörist olan 50 bin ÖSO militanıyla birlikte hareket ediyor ve Ruslara göre 50 bin Nusra’cının bulunduğu İdlib sorununu çözmek istemiyor.
Amerikalıların en gelişmiş F-35 uçaklarını düşürmek için tasarlanmış Rus S-400 füzelerini alıyor sonra da Amerika’dan F-35’leri istiyor.
Bu uçaklara sahip İsrail ise ABD’deki Yahudi lobilerileriyle bu işi engellemeye uğraşıyor ve Türkiye’ye sorun yaratıyor.
Fırat’ın batısında Rusya ve İran’la işbirliği yapan AKP Trump’a gidip ‘Ne olur gel seninle Fırat’ın doğusunda işbirliği yapalım’ diyor.
Trump da ‘Kusura bakma ben PYD/YPG’yi senden çok daha fazla seviyorum’ ısrarında.
Adam kendine göre haklı çünkü AKP, ABD’nin baş düşmanı İran, Rusya ve Venezuella’nın dostu.
Her üçü AKP’nin düşman bellediği Esad’ın dostu.
Hepsi AKP’nin her yerde her koşulda yardım edip desteklediği Müslüman Kardeşlerin düşmanı.
Kanlı Arap Baharı sürecinde herkesin ‘ılımlı islam’ projesi olarak desteklediği Müslüman Kardeşler şimdi artık Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn, Mısır ve son moda Sudan darbecileri tarafından terörist örgüt olarak kabul ediliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davet beklediği Trump bu ülkelerin stratejik dost ve müttefiği.
Bu ülkelerin iktidarları Amerikan kölesi.
AKP dostu Katar Doğu Akdeniz’de gaz konusunda İsrail, Kıbrıs ve Yunanistan’la işbirliği yapıyor.
Hikaye çok, AKP zor durumda ve YSK İstanbul kararını geciktiriyor!
Acaba neden?
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları