Libya ne durumda?
Hüsnü Mahalli; En radikalinden en yumuşağına kadar İslamcıların tek derdi muhafazakar Libya toplumunu çağın gerisine götürmek. Bunun için de hırsızlık, talan ve dalaverenin her türlüsü serbest.
Yaklaşık 9 yıl süren iç savaştan sonra 23 Ekim 2020’de BM, AB ve ABD’nin çabasıyla Libyalı taraflar arasında ateşkes sağlanmıştı. Daha sonra oluşturulan 75 kişilik Kurucu Meclis 5 Şubat 2021’de 39 oyla iş insanı ve Türkiye’de yatırımları olan Abdülhamid Dibeybe’yi başbakan ve Muhammed Menfi’yi de Başkanlık Konseyi Başkanı olarak seçti.
Geçen süre içinde Dibeybe ve Menfi Türkiye ve Türkiye karşıtı bölgesel ülkelerin yanısıra ABD, Rusya ve AB ülkelerinin bir çoğunu turladı. Bu arada ulusal uzlaşmayı sağlamak için ülke içinde bir çok adım atıldı ve Paris, Cenevre, Roma, Kahire ve Berlin’de toplantılar yapıldı. Sonunda parlamento ve başkanlık seçimlerinin 24 Aralık’ta yapılmasına karar verildi. Ancak geçen süre içinde uzlaşmanın düğüm noktası “yabancı ordular ve paralı askerlerin ülkeden çıkarılması” konusunda bir ilerleme sağlanamadı. Çünkü tüm karar, istek ve baskılara rağmen Ankara ne kendi askerini ne de Suriye’den oraya taşıdığı paralı askerleri çekmiyor.
Bu ve adaylık başvurularının yarın başlayacağı seçimlerle ilgili tüm detayları görüşmek üzere 12 Kasım’da Paris’te toplanacak konferansta bu konunun netleşeceği konuşuluyor. Belki de bunun için Dibeybe önceki akşam aniden Ankara’ya gelerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüştü. Yazılıp çizilenlere bakılırsa Paris toplantısından sonra BM Güvenlik Konseyi Libya ile ilgili önemli kararlar alabilir.
Türkiye’yi ilgilendirecek olan bu kararlar aynı zamanda Türkiye’nin desteklediği türlü türlü İslamcı sivil ve silahlı grupları da zorlayabilir.
Medya haberlerine bakılırsa seçimi kaybedeceklerini anlayan bu gruplar seçimlerin ertelenmesi hatta iptal edilmesi için uğraşıyor.
İslamcıların Sudan’da darbe ile devrilmesi, Fas’ta büyük yenilgi alması, Tunus’ta devre dışı bırakılması ve dördüncü komşu ülke Mısır’da İslamcılara karşı kapsamlı bir savaş yürütülmesi doğal olarak Libyalı İslamcıları zor durumda bırakmış gibi görünüyor.
Gruplar arası kavgalar, estirilen terör, yolsuzluk ve talan İslamcıların seçimlerde kaybetmesi için yeterli nedenlerdir.
Adamlar her konuda AKP yönetiminde Ankara’ya güveniyor.
Bakalım Ankara ne yapabilecek!
Ya Suriye’de olduğu gibi herkese kafa tutarak kendi yoluna devam edecek ya da uluslararası baskının sonucu olarak on yıldır desteklediği İslamcılardan vazgeçecek.
Bildik AKP’den böyle bir “sürpriz” beklenmiyor.
İnatlaşmaya devam.
AKP yönetiminde Ankara inatlaşırsa Ankara’ya güvenen İslamcılarda numara tükenmez.
Libya’dan gelen haberlere bakılırsa adamlar seçim öncesinde her türlü tehdit, şantaj ve provakasyona başvurabilir.
O da işe yaramazsa seçimlere hile karıştırma yolu denenir.
“Trafolara kedi kaçabilir” diyeceğim ama petrol ve doğal gaz ülkesi Libya’da elektrikler sürekli kesik.
On yıldır ülke perişan durumda.
Kaddafi’yi devirenlerin demokrasi, özgürlük, adalet, hukuk, kadın hakları gibi kavramlarla zerre kadar ilgisi yok. En radikalinden en yumuşağına kadar İslamcıların tek derdi muhafazakar Libya toplumunu çağın gerisine götürmek. Bunun için de hırsızlık, talan ve dalaverenin her türlüsü serbest.
Neyse ki dananın kuyruğu kopmak üzere.
Adamların arkasında Müslüman ülke olarak bir tek Türkiye var.
Katar para pul veriyordur ama başoyuncu Ankara.
İşin ilginç olan tarafı da Libya, AKP’nin karıştığı başka ülkelere benzemiyor.
Suriye, Irak ve diğer ülkelerden farklı olarak Libya’da bir tek Alevi, Şii, Dürzi, Ezidi, Kürt, Türkmen, Hıristiyan yok ve Libyalıların tümü ‘24 ayar altın misali’ Arap, Müslüman ve Sünni.
Ama herkes herkesi boğazlıyor.
Onları birbirine boğazlattıran ülkelerin yönetimleri de Müslüman ve Sünni.
Tuhaf ama normal.
Başka türlüsü de olamazdı.
Suçluyu uzaklarda aramaya gerek yok!
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları