Maceraya devam

Hüsnü Mahalli; Hani Suriye devletine göre terörist ilan edilen ve Ankara’da kurulan ‘Suriye Milli Ordusu’nun on binlerce militanının bulunduğu bölge. Afrin ve çevresi son güncel konu!

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Erdoğan başkanlığında Türkiye’de hep birlikte nasıl Diyarbakır’ı, Şırnak’ı, Hakkari’yi huzurlu yapmışsak; Erbil’i, Bağdat’ı, Şam’ı da huzurlu yapacağız” demiş.

Gerçi Bakan Soylu “Libya’yı, Somali’yi, Balkanlar ve Kafkaslar’ı” unutmuş ama olsun!

Anımsadığım kadarıyla daha önceleri Cumhurbaşkanı Erdoğan da buna benzer şeyler söylemiş ve Suriye’yi ‘Türkiye’nin bir iç sorunu’ olarak tanımlamıştı.

Erdoğan’ın sözcüsü İbrahim Kalın ve Savunma Bakanı Akar, “Türkiye, dokuz milyon Suriyeliye yardım ediyor” demişlerdi. Bunların 3 buçuk milyonu Türkiye’de, geri kalanlar Türkiye’nin kontrol altında tuttuğu Kuzey Suriye’de. Bu bölgeler Suriye’nin Türkiye ile olan 600 kilometrelik sınırını kapsıyor.

Hani şu İdlib, Afrin, Cerablus, el-Bab ve Azez’in içinde bulunduğu bölge.

Hani Suriye devletine göre terörist ilan edilen ve Ankara’da kurulan ‘Suriye Milli Ordusu’nun on binlerce militanının bulunduğu bölge.

Afrin ve çevresi son güncel konu!

Geçtiğimiz salı oradaki durumu anlatmıştım.

Dün de Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince Ankara merkezli iki ilde eş zamanlı düzenlenen operasyonda 9 NUSRA şüphelisi gözaltına alındı. Dış basında yazılıp çizilenlere bakılırsa NUSRA, ‘Türkiye ile yaşanabilecek olası gerginliklere karşın önlem alıyordur’.

Bir zamanlar IŞİD de benzer bir çaba içindeydi.

Türkiye’de çok sayıda militan yetiştirdiğini ve ruh hastası bu militanların Ankara, İstanbul, Gaziantep ve başka yerlerde intihar eylemlerini herkes hatırlar.

IŞİD ile NUSRA arasında hiçbir fark yok.

Başka!

Pazar günü İsrail’in İran sınırına yakın bölgelerde askeri üs ve istihbarat merkezleri kurduğunu yazmıştım. Bir gün sonra İran Dışişleri Bakanı Emir Abdullahiyan bu konuyla ilgili çok sert bir açıklama yapmıştı.

Dün gelen haberlere bakılırsa İsrail Savunma Bakanı Gantz, yarın Ankara’ya geliyor.

İsrail’le yeniden flört, ortodoks evliliğe dönüşmek üzere.

Demek ki 10 yılı aşkın bir süreden sonra barışınca böyle oluyormuş.

Hızlı telefon trafiğinden sonra önce İsrail Cumhurbaşkanı Herzog, 9 Mart’ta sonra da Dışişleri Bakanı Lapid, 23 Haziran’da Ankara’ya geldi.

Kısa bir süre sonra Başbakan olan Lapid, 21 Eylül’de NewYork’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan’la buluştu.

Öncesinde Erdoğan, ABD’deki Yahudi lobilerinin yöneticileri ve Yahudi iş çevreleri ile bir araya geldi.

Bunlar bilinen buluşmalar bilinmeyenlerden kim kimle neyi görüştüğü ya da görüşüyor olmasını bilmiyoruz.

Dönelim Gantz’in ziyaretine…

Zamanlama!

Karabağ savaşında İsrail ile Türkiye Azerbaycan’ı desteklemişti. İsrail’in Azerbeycan üzerinden İran’da olay çıkarmaya çalıştığını herkes biliyor.

2012’de yani ‘Arap Baharı’dan hemen sonra Malatya-Kürecik’te kurulan ABD-NATO radar üssünün temel görevi İran’ı gözetmektir. Bazı alanlarda Tahran ile iyi ilişkisini sürdüren Ankara’nın Esad’ı destekleyen İran’dan hoşlanmadığını bilmeyen yok. Bu radarların görevi İran’ın İsrail’e fırlatacağı füzeleri önceden tespit ederek Tel Aviv’e bildirmektir.

İsrailli Bakan bu konuyu Ankara’da görüşür mü bilinmez ama İsrailli yetkililer İran’ın sahip olduğu intihar SİHA’larından çok tedirgin.

İran’ın bin kilometre menzilli bu SİHA’ları Suriye, Irak, Yemen ve Lübnan Hizbullah’a vermesi durumunda (belki de vermiştir) İsrail’in işi zor.

Gantz’in Ankara’da bu konuyu konuşması çok normal.

Hatırlanırsa Türkiye ilk dron ve İHA’larını İsrail’den aldıktan sonra kendi İHA ve SİHA’larını geliştirmeye başlamıştı.

Neyle başladık nereye geldik.

Ne demişler:

Ortadoğu’da kimin eli kimin hangi cebinde belli olmaz!