Mülteciler
Hüsnü Mahalli; Türkiye dahil her ülkede bundan çok daha fazlası hırsız, tacizci, tecavüzcü, kadın katili, sapık ve manyak bulunur. Demek ki; konu bu şekliyle tartışılmamalıdır. Suriyeli mülteciler AKP iktidarının yarattığı bir sorundur.
Son günlerin moda konusu mülteciler. Genel kanıya göre mültecilerden söz edilirken Suriyeliler akla geliyor ya da getiriliyor. Oysa bu ülkede Suriyeliler kadar (3.7 milyon) başka ülkelerin de vatandaşı var ama her nedense mültecileri bahane eden bazıları işi Arap düşmanlığına kadar götürüyor.
Bazıları cehaletinden ama başkaları bunu bilinçli yapıyor.
Kime hizmet ettikleri ortada!
Önce Suriyelilere bakalım…
3.7 milyon mültecinin sizce ne kadarı kötü olabilir?
Yoktur ama hadi diyelim üç beş bin.
Oranlaması bile yapılmaz.
Türkiye dahil her ülkede bundan çok daha fazlası hırsız, tacizci, tecavüzcü, kadın katili, sapık ve manyak bulunur.
Demek ki; konu bu şekliyle tartışılmamalıdır.
Suriyeli mülteciler AKP iktidarının yarattığı bir sorundur.
2011 ortalarından başlayarak AKP; Esad’ı devirmek için on binlerce militanı olan onlarca örgüte sınırsız destek verdi (halen veriyor), kaçmaları için Suriyelileri teşvik etti, her iki yönde sınırları açık tuttu ve Suriye sorununun çözümünü engelledi.
18 Kasım 2021’de Erciyes Üniversitesi’nde konuşan Savunma Bakanı Hulusi Akar ‘Hepinizin bildiği gibi ülkemiz yurt içinde ve Suriye’de yaklaşık olarak 9 milyon Suriyeli kardeşimizin insani ihtiyaçlarını karşılamaktadır’ demişti.
Demek ki sorun Türkiye’de sayıları 3.7 milyon olduğu söylenen mültecilerle sınırlı değil çünkü AKP, TSK’nın kontrol ettiği Suriye topraklarında yaşayan 5.3 milyon Suriyelinin de ‘insani ihtiyaçlarını’ karşılıyormuş.
Kendisinin kurdurduğu ‘Suriye Milli Ordusu’nun da ihtiyaçlarını!
Peki ne zamana kadar?
AKP’ye kalırsa ‘sonsuza’ kadar çünkü Ankara Suriye sorununu çözmeye niyetli değil.
Sorunu çözülmeyen, terör örgütü Nusra dahil bir çok örgüte bağlı on binlerce silahlı militanın bulunduğu ve batı yaptırımlarından dolayı çok zor yaşam koşulları içinde ayakta durmayan çalışan Suriye’ye elbette kimse gitmez ve gitmeyecektir.
Çünkü kendine göre farklı hesapları olan AKP gitmelerini istemiyor ve gitmemeleri için onlara her konuda kolaylıklar sağlıyor.
Sayıları 300 bin olduğu söylenen ve ezici çoğunluğu 20-30 yaşlarında erkeklerden oluşan Afganlı mültecilerin hikayesi daha farklı.
Taliban’dan kaçtığı söylenen bu insanların nerede ve nasıl kaldıklarıyla ilgili çok hikaye anlatılıyor ve ne olacaklarıyla ilgili ilginç senaryolar yazılıyor.
AKP bunları da göndermeyi düşünmüyor.
Nasıl olsa Afganistan sorunu çözülmeyecek ve Taliban iktidarda kaldığı sürece yeni göç dalgaları yaşanacak.
Onlar da ümmetin evlatları olarak din kardeşlerimiz!
AKP iktidarda kaldığı sürece onlar da Türkiye’de kalacak.
AKP; şimdiye kadar ve her konuda olduğu gibi bu konuda da istediğini yapacak.
AKP istese mülteci sorunu çok kolay çözülür.
AKP istemezse bu sorun asla çözülmez.
AKP demek Erdoğan demek.
Beş yıl önce (16 Nisan) yapılan referandumla ülkenin tek ve mutlak hakimi olan ve sonrasında (ve öncesinde) iç ve dış politikada her konuda tek başına karar alan Erdoğan.
Muhalefet istediği kadar konuşsun işe yaramıyor.
Referandumda kullanılan iki milyon mühürsüz oy pusulasına konuşmanın dışında hiçbir eylemde bulunmayan muhalefet sonrasında gelişen her şeyin sorumlusudur.
Destek verdiği dokunulmazlıkların kaldırılması ve savaş tezkereleri dahil.
Çok daha önemli konularda muhalefeti ve muhalif kişileri dinlememekle yetinmeyen ve her konuda onları suçlu ilan eden Erdoğan’a mülteciler konusunda bir adım attırmak olanaksız.
Bu sorun “Suriyelileri göndereceğiz” demekle çözülmez ve çözülmeyecektir.
Sorun merkezinde Suriye’nin bulunduğu dış politikayı tümüyle değiştirmekle çözülür.
O da olmazsa AKP iktidarını değiştirmek ve Millet İttifakı’nı iktidara getirmekle olur.
Ama öncesinde İttifak içindeki 6 parti bu konuda ne düşündüklerini net bir şekilde ilan etmeli sonra da İttifak olarak ortak plan üzerinde anlaştıklarını açıklamalı.
Bu plan Kılıçdaroğlu’nun 2018’de önerdiği ve Suriye, Irak, İran ve Türkiye’nin oluşturacağı Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı (OBİT) temelinde olabilir.
Biraz zor ama “mültecileri göndereceğiz” demekten hem daha kolay hem de çok daha anlamlı!
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları