Ne zaman arar?
Hüsnü Mahalli; Yakında Erdoğan’ı arayacağını düşündüğüm Biden’ın değişip değişmediğini hep birlikte göreceğiz. O zamana kadar Ankara ne yapar bilinmez ama çelişkilerine devam edecek gibi görünüyor.
Yaklaşık bir aydır ABD’nin olası İran politikasını ve bu olası politikanın bölgemizdeki olası yansımalarını anlatmaya çalışıyorum çünkü Başkan Biden bölgemizi İran üzerinden dizayn edecek.
Bu süreç bugün yarın kesinlik kazanacak.
Biden çarşamba günü Netanyahu’yu arayarak “İstediğin kadar itiraz edebilirsin ama biz Nükleer Anlaşma’ya geri döneceğiz” dedi.
Ertesi gün Savunma Bakanı Lloyd Austin, Suudi Veliahtı Muhammed’i arayarak benzer şeyler söyledi.
Aynı gün BM’ye başvuran ABD; Başkan Trump’ın İran’a yönelik uluslararası yaptırımların uzatılması talebini geri çekti. Bu arada ABD ile İngiltere, Fransa, İlgiltere ve Almanya arasında yoğun görüşmeler yapılıyordu.
Almanya Başbakanı Merkel ise İran Cumhurbaşkanı Ruhani’yi arayarak Nükleer Anlaşma’ya geri dönmenin detaylarını konuştu.
Sonunda Başkan Biden önceki akşam Avrupa ülkelerinin arabuluculuğuyla Nükleer Anlaşma konusunu konuşmaya hazır olduklarını resmen açıkladı.
Peki İran ne yaptı.
Önce Dışişleri Bakanı Zarif sonra da Cumhurbaşkanı Ruhani “Anlaşmadan çekilen ABD idi. O geri döner ve yaptırımların tümünü iptal ederse bir sorun kalmaz” dediler.
Son noktayı Dini Lider Ali Hamaney koydu:
“Batının sözlerinden bıktık. Artık söz değil eylem bekliyoruz” dedi ve “İran’ın bu konuda hiçbir şekilde geri adım atmayacağını ve taviz vermeyeceğini” söyledi.
Sistemiyle ilgili herkes kendine göre bir yorum yapabilir ama İran’ın bu dik duruşunu takdir etmemek haksızlık olur.
42 yıldır ABD ve Batı’nın saldırılarını göğüsleyerek ve tek başına hepsine karşı direnerek bölgenin en önemli aktörü haline gelmiştir.
Öyle olmazsaydı Başkan Biden işini gücünü bırakıp bir aydır İran dosyasıyla uğraşmazdı.
Uğraşmak zorundaydı çünkü Tahran bugün için son bir süre tanımıştı:
“Ya ABD Anlaşma’ya geri döner ve tüm yaptırımları kaldırır ya da biz atom bombası yapma sürecinde hızla ilerleriz” demişti.
Bu süreci durdurmak artık ABD ve Batı’nın elinde.
Kendince bir numara çekmeye çalışan Netanyahu “Gerekirse biz durdururuz” diyerek “Lübnan’a saldırma” tehdidinde bulundu ama yanıt Hizbullah lideri Nasrallah’tan geldi.
“Siz bizim şehirlerimizi ve köylerimizi bombalarsanız biz de sizinkileri yerle bir ederiz” dedi sonra da İsrail’in nükleer tesisleri dahil tüm askeri hedeflerinin uydu görüntülerini yayınlattı.
Herkes oyunu kendine göre oynuyor.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı Rafael Grossi, İran yönetimini ikna etmek için dün Tahran’a gitti.
Bugün ve yarın için her an her şey olabilir.
Anlaşma sağlanmazsa parlamentonun % 76’sını kontrol eden Muhafazakar kanat Haziran seçimlerinde Cumhurbaşkanlığını da ele geçirerek Batı’ya karşı çok daha sertleşecektir.
Peki Ankara’da neler oluyor?
Herkesi düşman belleyen iktidar kendisine karşı olan herkese saldırıyor.
Hem de en ağırından.
Başka!
Biden’dan telefon bekliyor.
Önce İbrahim Kalın, Biden’ın Ulusal Güvenlik Sekreteri Sullivan’la görüştü. Pazartesi Dışişleri Bakanı Blinken, Bakan Çavuşoğlu’nu aradı.
Taraflar Biden-Erdoğan görüşmesinin konularını belirledi.
Yok yok!
Her iki koşulda yani İran’la uzlaşma sağlanıp sağlanamamasına bakılmaksızın sıcak ve gergin bir telefon görüşmesi olacağı kesin.
S-400, Libya, Kıbrıs, Doğu Akdeniz, Ege, Kafkaslar, Irak, Somali, Suriye ve Fırat’ın doğusu…
Yani PYD/YPG/PKK konusu.
İşlerin karışacağı kesin.
NATO bile bölgede üs kurma hazırlığı yapıyor.
Demokrasi ve insan hakları ayrı bir dosya.
Ocak 2009’da Beyaz Saray’a yerleşen Obama 6 Nisan 2009’da Türkiye’ye gelerek Erdoğan’a ve AKP’nin “laik demokratik ve İslamcı” modeline verdiği önemi göstermek istemişti.
Yirmi ay sonra “Arap Baharı” başladı.
Ekim 2014’de dönemin Başkan Yardımcısı Biden “Bu modelin iflas ettiğini” açıklayarak “Türkiye, BAE ve Suudi Arabistan’ı Nusra, IŞİD ve benzeri oluşumlardan sorumlu” tuttu.
2014’den bu yana bölgede ve Türkiye’de çok şey yaşandı.
Yakında Erdoğan’ı arayacağını düşündüğüm Biden’ın değişip değişmediğini hep birlikte göreceğiz.
O zamana kadar Ankara ne yapar bilinmez ama çelişkilerine devam edecek gibi görünüyor.
Tek örnek:
Perşembe günü Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin’le telefon görüşmesi yaparken aynı dakikalarda Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada “Türkiye; Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesini tanımamaktadır” deniliyordu.
Biden’a göz kırpma mı!
Yetmez ama evet!
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları