Normalleşme

Hüsnü Mahalli; İsrail’le olan ithalat ve ihracatı askıya alabilirdi ama yapmadı. Peki ne yaptı? Dün yurt dışındaki Suriyeliler başkanlık seçimleri için elçilik ve konsolosluklarda oy kullandı. Bir tek Almanya ve Türkiye buna izin vermedi.

Bundan iki hafta öncesine kadar herkes Ankara’nın Mısır, Suudi Arabistan ve BAE ile normalleşme çabasını konuşuyordu.

İsrail’in Filistinlilere saldırısıyla her şey unutuldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan haklı olarak önce ABD Başkanı Biden’a yüklendi.

Erdoğan “Biden’ın İsrail’e silah onayıyla ilgili imzasını gördük. Lafa geldiğinde, silahsızlanmayı konuşuyor. Sayın Biden, siz kanlı ellerinizle tarih yazıyorsunuz. Filistin toprakları kanla yıkanıyor, siz buna destek oluyorsunuz” dedi.

Aynı Erdoğan önceki gün buluştuğu gençlerle fotoğraf çektirirken uzun süredir unuttuğu Rabia işaretini yaptı.

İçişleri Bakanı Soylu da son konuşmasında “15 Temmuz ABD talimatı ile oldu. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), 15 Temmuz’un ABD ile birlikte faili. BAE, ABD’nin en önemli operasyonel partneri” dedi.

Avrupa Parlamentosu ise 480 Evet, 64 Hayır ve 150 çekimser oyla Türkiye ile katılım müzakerelerini askıya alınmasını istedi. Türkiye’nin Doğu Akdeniz, Libya, Suriye ve Karabağ politikalarını eleştiren AP; AKP iktidarının demokrasi ve reformlar konusundaki isteksizliğine de dikkat çekti.

Böylesi çelişkili davranışlarla Erdoğan’ın 14 Haziran’daki “eli kanlı” Biden ile buluşmasına hazırlanan Ankara’nın işinin ne denli zor olduğu ortada.

Bölgede Katar hariç herkesle kavgaya devam, ABD ve AB ile kapışmaya ramak kalmış ve İsrail konusunda muhalefetle gerginlik.

İlginç tesbit Vatan Partisi Doğu Perinçek’den geldi:

“Türk hükümeti, Sayın Cumhurbaşkanımızın başında bulunduğu hükümetimiz bu konuda çok ciddi bir hata içinde. Bir yandan Amerikan emperyalizmine, İsrail siyonizmine tavır alıyoruz, eli kanlı diyoruz Biden’a, yine Sayın Devlet Bahçeli çok esaslı açıklamalar yaptı hem NATO’dan çıkmayı tartışalım hem de Kürecik ve İncirlik Üssü’nün Türkiye’nin kontrolüne geçmesine yönelik açıklamalarda bulundu. Bunlar çok güzel tavırlar ama bunları yapıp bir yandan da açıkça ABD’nin ve İsrail’in yanında konumlanan SETA gibi örgütleri beslemek… SETA tabi kalkıp da ben ABD ve İsrail’i destekliyorum demiyor. Nasıl yapıyor desteğini, Beşar Esad’a vurarak, Suriye’ye vurarak, Türkiye ile Suriye’nin arasını açarak. Bakın biz ne diyoruz, ‘Filistin’e destek Suriye ile iş birliğiyle başlar’ diyoruz. O da bunu bildiği için İsrail’e desteği, Türkiye-Suriye ilişkilerini sabote ederek, baltalayarak, dinamitleyerek yapıyor. Açık söylüyorum, SETA’yı beslemek, İsrail’i ve ABD’yi beslemektir. SETA, ABD ve İsrail’in çıkarlarını savunan bir sözüm ona strateji kurmuş ve aynı zamanda Türkiye hükümetinden kaynak sağlıyor, bunlar aynı zamanda Sayın Cumhurbaşkanımızın etrafını da kuşatmaya çalışıyorlar”.

Erdoğan’ın iç ve dış politikalarına destek veren Perinçek’in bu söylemi çok ilginç ve bir o kadar anlamlı.

Perinçek’in bu tesbitleri doğruysa olay biraz da Sedat Peker açıklamalarıyla başlayan tartışmaya ve iktidar içi çekişme dedikodularına benzer.

Allah sonumuzu hayır eylesin!

14 Haziran’a az kaldı.

O zamana kadar İsrail saldırıları biter ve değişen hiçbir şey olmaz çünkü ABD ve genel olarak Batı, İsrail’i desteklemeyi sürdürüyor.

Arap ve Müslüman ülkelerin yönetimleri de bağırır çağırır sonra da hiçbir eyleme kalkışmadan yerine oturur.

Örneğin Türkiye’de iktidar İsrail, ABD ve Avrupa’ya çok sert söylemlerle yüklendi ama konuşmanın ötesinde hiçbir şey yapmadı.

Örneğin Ceyhan’a gelen ve buradan İsrail’e taşınan Irak Kürt ve Azerbaycan petrolünün sevkiyatını saldırı süresince durdurabilirdi.

İsrail’le olan ithalat ve ihracatı askıya alabilirdi ama yapmadı.

Peki ne yaptı?

Dün yurt dışındaki Suriyeliler başkanlık seçimleri için elçilik ve konsolosluklarda oy kullandı.

Bir tek Almanya ve Türkiye buna izin vermedi.

Türkiye; Esad ve iktidarını meşru saymıyor ve merkezi İstanbul’da bulunan siyasi ve silahlı muhalefeti tanıyor.

Ama işin ilginç olan tarafı Suriye devletinin İstanbul’da Başkonsolosluğu var ve orada da Suriye devletinin bayrağı dalgalanıyor.

Türkiye’de 3.5 milyon Suriyeli var ve Ankara’ya göre bunlar Esad zulmünden kaçmış. Öyleyse Ankara neden bunların gidip oy kullanmasına izin vermedi?

Sık sık “Suriye’nin bağımsızlık ve toprak bütünlüğü” vurgusu yapan Ankara’nın Suriye seçimleriyle ne ilgisi olabilir?

Kim ve neden bunları yapıyor?

Hani Mısır, BAE, Suudi Arabistan ve son olarak Suriye ile normalleşecektik!

Belki de İsrail bu normalleşme çabasının önünü kesmek için Filistinlilere saldırmıştır.!