Paranın gözü kör olsun
Hüsnü Mahalli; Parasıyla herkesi satın alabileceğini ve İsrail’le barıştırabileceğini düşünüyor. Elbette ABD’nin “yürü ya kulum” demesiyle.
15 Eylül 2020’de BAE ve Bahreyn İsrail ile barış anlaşması imzalayınca Cumhurbaşkanı Erdoğan çok kızmış ve Yeni Şafak Gazetesi BAE Başkanı Muhammed Bin Zayid için “şerefsiz” demişti.
Geçtiğimiz Temmuz ayında BAE ve İsrail arasında diplomatik ilişkiler kurulmuş ve karşılıklı elçilik ve konsolosluklar açılmıştı.
O tarihten sonra 200 bin İsrailli BAE’i ziyaret etmiş.
BAE ve Bahreyn’le kurduğu ilişkiyi fırsata çeviren İsrail; Sudan ve Fas’la da benzer anlaşmalar imzalamıştı.
Ankara’nın Fas Kralı ve İslamcı Ömer El-Beşir’i deviren darbeci General El-Burhan’la arası çok iyi.
BAE ile ilişki kuran Ankara çok söylendiği İsrail, Mısır, Suudi Arabistan ve Bahreyn’le de barışacağını açıkladı.
Ankara’nın bu yönde attığı adımlar ne zaman sonuç verir bilinmez ama İsrail Başbakanı Bennett dün Abu Dabi’ye giderek Bin Zayid tarafından şatafatlı bir şekilde karşılandı. Geçen hafta kardeşi ve Ulusal Güvenlik Sekreteri Tahnun’u Tahran’a gönderen ve öncesinde Esad’la telefonla görüştükten sonda 24 Kasım’da Ankara’ya gelen Bin Zayid bölgesel liderliğe oynuyor.
O da başkası gibi İsrail’in hizmetinde.
Paranın gözü kör olsun.
Parasıyla herkesi satın alabileceğini ve İsrail’le barıştırabileceğini düşünüyor.
Elbette ABD’nin “yürü ya kulum” demesiyle.
Bin Zayid; Ankara, Şam ve Tahran’la yaptıkları görüşmelerin detaylarını Suudi hava sahasını kullanarak Abu Dabi’ye gelen Bennett’e anlatmıştır.
Bennett’in ne dediği henüz belli değil ama İsrail “İlle de İran’ı vuracağım” tavrından vazgeçmeyecektir.
İsrail’in Filistinlilerle barış yapacağını ve işgal altında tuttuğu Filistin, Suriye ve Lübnan topraklarından çekileceğini sanmıyorum.
Barış; İsrail’in genetik karakterine uygun değildir.
21 bin kilometrekarelik İsrail’in Arap ülkeleriyle barışması durumunda dünyanın dört bir tarafından Filistin topraklarına taşınan Yahudiler “Madem ki Nil’den Fırat’a kadar Büyük İsrail devletini kurmayacaktınız bizleri buralara neden getirdiniz” diyecek ve İsrail içinde sorunlar başlayacaktır.
Bin Zayid’in Türkiye, İran, Suriye ve diğer Arap ülkelerinin barıştırmaya çalıştığı İsrail işte böyle bir ülke.
Ne demişler:
“Parayı veren düdüğü çalar”.
Yani “barışmanın parasını Bin Zayid cebinden verecek ama işin kaymağını İsrail yiyecek”.
“Barışa feda olsun” diyeceğim ama o da olmayacak.
Bir örnek :
BAE ziyareti sırasında Macron Yahudi kökenli Dassault firmasının ürettiği 80 Rafale savaş uçağı Bin Zayid’e sattı.
Peki Bin Zayid ne yaptı?
Yeni uçakları alınca elindeki 68 Mirage savaş uçağını parasız Mısır ve Fas’a vereceğini söylemiş.
Mirage da Dassault firmasının üretimi.
Mısır 1978’de İsrail ile barış anlaşması imzalamış ama Fas İsrail’in Kuzey Afrika’daki yeni stratejik müttefiği.
Peki kime karşı?
Komşu Cezayir ve Tunus’a karşı.
Döndük başa!
Bağımsız olduğu 1971’den bu yana BAE; İngiltere ve ABD’nin telkinleriyle İsrail’in hizmetinde ve şimdi de öyle.
Bu coğrafyada kendisine hizmet edecek çok ülke ve lider gören İsrail doğal olarak şımarıyor ve barışa yanaşmıyor.
Oysa barış İsrail’e büyük avantaj sağlayacaktır.
Yapacağı tek şey işgal altında tuttuğu Suriye, Lübnan ve 6 bin kilometrekarelik Filistin topraklarından çekilecek, Gazze ambargosunu bitirecek ve başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin kurulmasına izin verecek.
Ama bunu yapmaz ve ideolojisi gereği yapmayacaktır.
Yapsa toplam nüfusu 360 milyon 22 Arap ülkesi 7 milyon Yahudi’nin yaşadığı İsrail’i tanıyacak, her alanda ilişki kuracak ve bu coğrafyanın tüm dertleri bitecek.
Keşke ama imkansız… Çünkü binlerce yıldır bu coğrafyada yaşanan hemen hemen tüm sorunların kökeninde Yahudi sorunu bulunmaktadır.
1948’de bu sorunun adı İsrail oldu.
İsrail demek emrinde olan iktidarlar demek.
Bin Zayid ve benzerleri demek.
Adamların da çok parası var.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları