Peker olayı

Hüsnü Mahalli; Geçen yıl ve şimdi söylediklerinin tümü önemli olmasına rağmen Peker’in anlattığı hikayelere iktidardan hiç kimse ve yandaşlarından hiçbiri sesini çıkarmadı ve devletin savcıları olup bitenleri görmemezlikten geldi.

Kısa bir aradan sonra Sedat Peker yeniden gündemde.

Geçen yıl bu zamanlar YouTube’taki videolarını milyonlarca insanın izlediği Peker şimdilik Twitter üzerinden bir şeyler anlatmaya çalışıyor.

Geçen yıl ve şimdi söylediklerinin tümü önemli olmasına rağmen Peker’in anlattığı hikayelere iktidardan hiç kimse ve yandaşlarından hiçbiri sesini çıkarmadı ve devletin savcıları olup bitenleri görmemezlikten geldi.

Az geriye gidelim…

Geçen yıl bugünler Peker bildik videolarını yayınladıktan sonra BAE Ulusal Güvenlik Sekreteri Tahnun Bin Zayid 18 Ağustos’ta Ankara’ya gelmiş ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’la buluşmuştu.

Kısa bir süre sonra Peker ortadan kayboldu.

24 Kasım’da BAE Başkanı Muhammed Bin Zayid Ankara’ya gelmiş ve 14 Şubat’ta Erdoğan Abu Dabi’ye gitmişti.

Böyle bir ortamda Peker’in konuşmasına elbette izin verilemezdi çünkü BAE’de acayip kurnaz bir yönetim var.

İsteseydiler Peker’i teslim bile ederlerdi.

İsteseydiler Peker’e “kusura bakma bizim misafirliğimiz buraya kadar” derlerdi.

İsteseydiler Peker’in kaçırılmasına ya da karanlık bir şekilde öldürülmesine bile göz yumarlardı.

Bu yönetim 19 Ocak 2010’da Hollywood filmlerini aratmayacak bir şekilde 28 Mossad ajanının farklı ülkelerden gelerek Dubai’de bir otelde kalan Hamas liderlerinden Mahmud El-Mabhuh’un öldürülmesine bile sessiz kalmış ve bazılarına göre işbirliği yapmıştı.

Nitekim bu olaydan on yıl sonra bu ülke yönetimi İsrail’le barış ve işbirliği anlaşmaları imzalamış ve Ankara benzer anlaşmaların tarafı olmaya zorlanmıştır.

Peki Ankara’nın BAE, İsrail ve Suudi Arabistan’la barışmasına ve onların istediği tavizleri vermesine rağmen BAE yönetimi geçen yıl yaptığı gibi neden Peker’in konuşmasını engellemiyor?

Belki de Erdoğan tarafından kendilerine verilen sözlerin tutulmadığını düşünüyorlardır!

Belki de almak istedikleri başka tavizler vardır!

Aslında hikayede bir çok soru işareti var ama herkes Başkan Biden’ın 15 Temmuz’da (bir hafta önce gelseydi Hacı bile olabilirdi) Körfez ülkelerinin yanısıra Mısır, Ürdün ve Irak liderleriyle Cidde’de yapacağı toplantıyı bekliyordur.

Elbette Erdoğan da.

NATO Zirvesi’nde umduğunu bulamayan ve Biden’ın gönlünü kazanmayı başaramadığı söylenen Erdoğan’ın Biden’ın kurgulamaya çalıştığı ‘Yeni Ortadoğu’da Ankara için önemli bir rol kapmaya çalışacağı konuşuluyor. Batı’da ve Ortadoğu’da yapılan yorumlara bakılırsa böyle bir çaba içinde olan Erdoğan’ın işinin zor olduğu çünkü pazarlık için çok fazla kozunun olmadığı anlatılıyor.

Suriye’de İran ve Rusya ile sıkıntılı bir dönem yaşayan ve bu nedenle Suriye operasyonunu erteleyen ya da iptal eden Erdoğan’ın İsrail için Hamas’tan ve Mısır,

BAE ve Suudiler için Müslüman Kardeşler’den vazgeçti ama Suriye ve Libya’daki türlü türlü İslamcılara desteğini sürdürüyor.

Durum böyle olunca Ankara’ya güvenmeyenlerin sayısı artırıyor.

Onlar güvenmeyince Peker yeniden konuşmaya başlıyor.

Güvenmeyeler; Peker’in ne dediğini umursamaz çünkü onlar çok daha fazlasını bilir.

Erdoğan’ın itirafıyla Fetö’cular kendisi dahil devletin tepesindeki herkesi dinlemişti. Yandaş medyaya göre Fetö’nun arkasında BAE, İsrail, Almanya, ABD ve Batılılar olduğuna göre bu ülkenin gizlisi saklısı kalmamıştır. Kozmik Oda’ya da girildiğine göre devletin tüm sırları “düşmanların” eline geçmiştir.

Sedat Peker olayı kendisinin söylediği gibi “magazin” tarafı giderek ağır basan hikayelerle iktidarı tedirgin ve rahatsız edebilir ama Erdoğan yakında bunun da çaresine bakmaya çalışacaktır.

Yeter ki “dost ve müttefiklerini” hala önemli olduğuna ikna edebilsin. Ya da bu “dost ve müttefiklerin” Türkiye için yeni ve farklı bir planı olsun.

Örneğin 14 Şubat 1999’da Öcalan’ı Kenya’dan kaçırıp Ankara’ya teslim eden ve 21 Mart’ta Gülen’i Amerika’ya götüren CİA’nın planına benzer bir plan!

Var mıdır yok mudur şimdilik bilinmez ama seçim tarihi yaklaştıkça herkes her türlü olasılığa hazırlıklı olmalı.

Sedat Peker bu olasılıklardan bir tanesidir!

Rahip Brunson, Deniz Yücel ve Zarrab’ı unutmadan!