Sırat Köprüsü
Hüsnü Mahalli; Müslüman, laik ve demokratik bir ülke Türkiye’de İslamcı bir partinin iktidar olması ABD ve Batı’nın ilgisini çekmiş ve AKP’nin ilginç bir model olarak Arap ülkelerine pazarlanmasına yol açmıştı.
AKP 14 Ağustos 2001’de yani yaklaşık 20 yıl önce kuruldu.
AKP yaklaşık 19 yıldır iktidarda.
Başlangıçta ve özellikle 2010 sonlarına doğru başlayan ve adına Arap Baharı denilen ayaklanmalara kadar AKP içeride ve dışarıda “iyi işler” yapmaya çalışmıştı.
TSK’yı hedef alan kumpaslar hariç.
“Komşularla sıfır sorun”la yola çıkan AKP başta Suriye, Irak ve İran olmak üzere bölgede herkesle iyi ilişki kurmayı başarmıştı.
Hiç kimse Alevi, Şii, Kürt, Arap, Pers, Hıristiyan, Müslüman, Ermeni ve benzeri tanımlara takılmıyordu.
Haziran 2004’de ilan edilen BOP’e rağmen.
Müslüman, laik ve demokratik bir ülke Türkiye’de İslamcı bir partinin iktidar olması ABD ve Batı’nın ilgisini çekmiş ve AKP’nin ilginç bir model olarak Arap ülkelerine pazarlanmasına yol açmıştı.
Arap Baharı da bunun için başlatılmıştı.
Öncesinde ise Başkan Obama Nisan 2009’da Ankara’yı, Haziran’da da Kahire’yi ziyaret etmişti.
Sonrası zaten bildiğiniz hikaye.
Ortadoğu bataklığına saplanmak, 17/25 Aralık hikayesi, Temmuz 2016 FETÖ’cu darbe girişimi, Nisan 2017 referandumu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her şeyi kontrol altına alması.
Sonuç!
AKP’de adalet kalmadı kalkınma hayal oldu.
Bunu da ben değil 2002’den 2016’ya kadar AKP ile birlikte bu ülkeyi yöneten Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan söylüyor.
Hem de her gün, her fırsatta ve çok daha fazlasını anlatıyorlar.
Anlatıyorlar ama Cumhurbaşkanı Erdoğan hiçbir konuda geri adım atmıyor ve var olan bunca tepkiye rağmen kendi yolunda devam ediyor.
Her gün onlarca çelişkiye rağmen.
Ülke sıkıntıda ve vatandaş perişan ama kimsenin umurunda değil.
Bu da yetmiyor çünkü yapılan her şey vatandaşı çileden çıkarmaya endeksli.
İçeride ve dışarıda.
Sorulan ya da merak edilen hiçbir konunun yanıtı yok.
Bazen de cezası var.
AKP’nin adaletinde.
AKP’nin kalkınmasında olduğu gibi.
Beş on kişi kazanacak geri kalanlar kalkınmayacak.
Kalkınmaya kalkışanlar da adalete havale edilecek.
Bu duruma gelmek için AKP çok çabaladı.
Bunun için sistem değiştirildi.
Bunun için yalakalardan oluşan yandaş bir medya ordusu kuruldu.
Bunun için MHP lideri Bahçeli gibi birisi AKP’nin küçük ortağı yapıldı.
Bunun için eski düşmanlar transfer edildi.
Bunun için piyasada ne kadar eski Fetö’cu varsa tövbe ettirilip AKP emrine verildi.
AKP çıkmaz ve karanlık yolun sonuna geldi.
Farkında mı değil mi bilinmez ama bataklıklardan çıkmak da hiç kolay değil.
Her macerada olduğu gibi bedel ödemek kaçınılmaz oldu.
Çıplak gerçekleriyle her şey ortada.
Muhalefet’in ama özellikle Ali Babacan’ın sorusuyla Merkez Bankası’nın 128 milyar doları nerede?
Bunun en doğru yanıtını Ekonomi eski Bakanı Babacan’ın kendisi verebilir ve vermeli.
2016’ya kadar Başbakan olan Ahmet Davutoğlu da bize dış politikanın karanlıklarını anlatabilir.
“Bu AKP bizim 2001’de kurduğumuz AKP değildir” demekle muhalefet yapılmaz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı her gün her konuda eleştirmekle bir yere varılmaz.
Erdoğan 19 yıllık iktidarı boyunca istediği her şeyi önceden söyleyerek yaptı ve yapmaya devam ediyor.
Yüzlerce örnek var ama en ilginç olanı Gezi Parkı’nı İstanbul Belediyesi’nden alarak dinci bir vakfa vermesi.
İstanbul seçimleri öncesinde Erdoğan; İmamoğlu’nu “topal ördek”e benzeterek çalıştırmayacaklarını söylemişti.
Aynı durum Mansur Yavaş için de geçerli.
Dışarda durum çok daha fecaat.
Suriye, Libya, Irak, Mısır, Somali, Suudi Arabistan, Yemen ve daha bir çok yerde işler çok karışık.
Konuşan, yazan, anlatan yok ama anlayan da çok az.
Bu gidişatın sonu yok.
Bu gidişatın verdiği zararın kantarı çoktan şaştı.
“Zararın neresinden dönülürse kar” denir ama köprüden önce son çıkışı da kaçırdık.
Geriye bir tek “sırat köprüsü” kaldı.
Geçmek için iman gücü gerek o da kimdedir bilinmez.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları