Süzme salak

Hüsnü Mahalli: Kaide, Taliban, IŞİD, Nusra, El-Şebab, Boko Haram ve benzeri ruh hastalarının son 30 yılda başka ülkelerde gerçekleştirdiği terör saldırılarında toplamda beş bin kişi öldüyse bizim coğrafyada en az 4 milyon insan öldü, beş milyonu sakat kaldı ve yoksulluk, cehalet, bağnazlık ve karanlık her yeri kapladı.

İlk kez 9 Haziran'da IŞİD'in Musul'u işgal ettiğinde ortaya çıktı ve kendini Halife ilan etti.

İkinci kez geçen pazar kalaşnikofu ile poz verdi.
Oysa bir zamanlar Suriye'nin yarısı ile Irak'ın üçte birini yönetiyor ve emrinde en az 100 bin militan vardı.
Irak Şam İslam Devleti'nin lideri Bağdadi!
Son görüntüsünü en az on kez izledim.
Adamın konuşma şeklini, oturuşunu, dil bilgisini, mimiklerini, kameraya poz verişini ve daha bir çok detayı.
Adamda hiçbir özellik yok.
Adam usta bir oyuncu değilse kesin süzme salak yani zeka yoksunu.
Öyle olmasaydı dünyada bu kadar ruh hastası, sapık ve katil ona inanmazdı.
Adam kesin bir istihbarat örgütünün özel üretimidir.
Şimdiye kadar sağ kalması bunu kanıtlıyor.
Peki bu adam nerde?
Neden Türkiye ile ilgili dosyayı kameraya gösterdi.
Örgütün geçmişteki yayınlarına bakılırsa Bağdadi Hazretleri gelip İstanbul'u yeniden fethedip sonra da Emevi Camisi'ne gidip halifeliğini ilan edecekti. Sonra da Yavuz Selim'in 24 Ağustos 1516'da Suriye'ye girdiği yer Mercidabık'da kafir ordularıyla karşılaşıp onları yenecek ve Büyük İslam devletini kuracaktı.
Balkanlar, Kafkaslar, Türkiye, İran, Arap dünyası ve Kıbrıs onun olacaktı.
İşin efsane boyutu da vardı çünkü Fırat nehrinin suları çekilecek, altından dağlar ortaya çıkacak sonra da siyah giysili ve siyah bayraklı İslam ordusu Haçlıları ve Yahudileri yenecek.
Ama olmadı İslam ordusu Haçlılara ve Yahudilere dokunmadan Müslümanları kılıçtan geçirdi sonra da kendisi dağıldı.
Suriye ve Irak'tan çaldığı altınları da Bağdadi Hazretleri Amerikalılara verdi ve ortadan kayboldu.
Nerede saklanıyor bilinmez ama Arap medyasına göre 4 olasılık var:
Irak, Suriye, Libya ve Türkiye.
Adam elindeki Türkiye dosyasını özellikle gösterdi.
Olay çok ciddi!
Dünyanın her yerinde uyuyan hücreleri var.
Sri Lanka saldırılarını gerçekleştiren 7 intiharcı bunu kanıtlıyor.
Anlaşılan misyonu henüz bitmedi.
1986'da CİA, Suudi Arabistan, BAE ve Pakistan istihbarat örgütlerinin desteğiyle Kaide'yi kuran Bin Ladin yaptığı her şeyle dolaylı-dolaysız ABD, İsrail ve batının hizmetinde oldu.
Radikal İslamla ilgili şimdiye kadar yaşadığımız tüm belalar Kaide ideoloji ve eylemlerinin sonucudur.
Arap Baharı'na dek.
CİA 2 Mayıs 2011'de Bin Ladin'i Pakistan'da saklandığı evde öldürdü. Yazılanlara bakılırsa meğer CİA bu yeri 5 yıldır biliyordu ama adam ve ideolojisi onlara gerekiyordu.
Bin Ladin öldürüldü ve yerine Eymen Zavihiri getirildi.
Eymen'in kardeşi Muhammed Arap Baharı sonrasında Mısır Cumhurbaşkanı Müslüman Kardeş Mursi'nin arkadaşıydı.
Suriye'de ise Zavahiri'nin talimatıyla Colani denilen bir adam 2011 sonlarına doğru Nusra'yı kurdu.
Colani 50 bin adamıyla birlikte şimdi İdlib'te.
Arap medyasına göre Bağdadi orada saklanmış olabilir.
Zavahiri şimdilik ortalıkta görünmüyor.
ABD ise Taliban'la görüşmelerini sürdürerek tekrar iktidara getirmeye hazırlanıyor. Belki de 2001 öncesinde olduğu gibi dünyanın tüm radikal İslamcılarını orada toplamayı planlıyordur.
Kullan kullan at çöpe.
Bin Ladin misali.
Başkan Trump Müslüman Kardeşleri terör listesine alırsa ortalık daha da şenlenecek.
Dünyanın bir çok yerinde legal ya da yarı legal çalışan bu örgüt üyeleri ya da çizgisindeki kişiler yer altına inecek ya da indirilecek.
Sonrası çok belli.
Herkes herkesi boğazlayacak, İslam coğrafyası darmadağın edilecek, Müslümanlar birbirini öldürcek.
Kaide, Taliban, IŞİD, Nusra, El-Şebab, Boko Haram ve benzeri ruh hastalarının son 30 yılda başka ülkelerde gerçekleştirdiği terör saldırılarında toplamda beş bin kişi öldüyse bizim coğrafyada en az 4 milyon insan öldü, beş milyonu sakat kaldı ve yoksulluk, cehalet, bağnazlık ve karanlık her yeri kapladı.
Oyun bitmedi ve bitecek gibi görünmüyor.
Önlenebilir mi?
Türkiye kurtulursa evet.
Türkiye kurtulursa bu coğrafyada demokrasi ve çağdaşlaşma mücadelesi veren halkların da umudu yeşerir.
Bağdadi İstanbul'a gelememişken biz Bağdat'a gider oradan da Şam'a uzanırız.
Yeni bir Bahar dalgası.
Cahit Sıtkı Tarancı'nın deyimiyle ‘Gökyüzü mahallesi İstanbul'dan.
Sonrası çok kolay.