TIR’latmak
Hüsnü Mahalli; Suriye’ye silah taşıdığı söylenen MİT’e ait TIR’lar 19 Ocak 2014’de durdurulmuş ve aranmış, Aydınlık Gazetesi bu olayı 21 Ocak günü manşetine taşımış ama çok fazla ilgi çekmemişti. 29 Mayıs 2015’de Cumhuriyet Gazetesi aynı konuyu manşetine taşıyınca bu kez iktidar kıyameti kopardı.
Sedat Peker’in 8. videosunu düne kadar yaklaşık 11 milyon kişi izlemiş.
İnsanların; resmi tanımıyla “Organize Suç Örgütü” liderini ciddiye alarak oturup dinlemesi toplumsal psikoloji açısından ülkenin geldiği noktayı yeterince açıklıyor.
Bu da iktidarın ayıbıdır.
Şu MİT TIR’ları konusunda olduğu gibi.
Zaten yoktu ama herkesle ilişkisi bilinen ve herkesle boy boy fotoğrafları arşivlerde duran Peker’in son açıklamalarıyla, hikayenin gizlisi saklısı kalmamıştır.
Hatırlatmak için:
Suriye’ye silah taşıdığı söylenen MİT’e ait TIR’lar 19 Ocak 2014’de durdurulmuş ve aranmış, Aydınlık Gazetesi bu olayı 21 Ocak günü manşetine taşımış ama çok fazla ilgi çekmemişti.
29 Mayıs 2015’de Cumhuriyet Gazetesi aynı konuyu manşetine taşıyınca bu kez iktidar kıyameti kopardı.
Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül gözaltına alınıp tutuklanmış ve konu büyüdükçe büyümüştü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu ısrarla “Bu TIR’lar Bayır Bucak Türkmenlerine gidiyordu” derken Cumhuriyet haberinden iki hafta sonra MHP milletvekili Tuğrul Türkeş CNN Türk’de “Bizi izleyenlerin huzurunda yemin ediyorum. Vallahi ve billahi o silahlar Türkmenlere gitmiyordu” ifadesini kullanmıştı.
Bir çok grup konuşmasında konuya değinen CHP lideri Kılıçdaroğlu “Mevcut hükümetin El Nusra’ya destek verdiğini hepimiz biliyoruz. Tüm dünya biliyor. Türkiye’nin Suriye’ye silah gönderdiğini artık bütün dünya biliyor. Zaten El Nusra ÖSO’nun içinde. Türkiye’nin ÖSO’ya destek verdiği herkes tarafından biliniyor. Karargahı bir dönem Türkiye’deydi” diyordu.
Benzer şekilde bir çok konuşmasında konuya değinen MHP lideri Bahçeli 7 Haziran 2015 seçimlerinden bir hafta önce Bayburt mitinginde “MİT Tır’larının içinde bir şehri tümden havaya uçuracak silah ve mühimmat olduğu açıklığa kavuşmuştur.
Erdoğan Türkiye’yi böyle bir açmaz ve çukura nasıl sürüklemiştir? Hükümet, komşu coğrafyalardaki kanlı boğuşmaya hangi yasal ve ahlaki mazeretlere dayanarak silah sevkiyatı yapmıştır? Davutoğlu kimlerin silahını, hangi mihraklar adına ve hangi terörist gruplara gönderilmesine suç ortaklığı yapmıştır? Komşu coğrafyalardaki iç savaşa taraf olan, teröristleri, isyancıları ahlaksızca silahlandıran Erdoğan ve Davutoğlu vatana, millete ve devlete ihanet etmiş olmayacak mıdır? Erdoğan 1.5 yıldır Türk milletini kandırmıştır. Davutoğlu 1.5 yıldır gerçekleri çarpıtmış, teröristleri silahlandırmıştır. AKP mafyalaşmış, çeteleşmiş ve meşruiyetini yitirmiştir. AKP silah kaçakçılarının, silah tüccarlarının, kan döken, can alan teröristlerin aparatı haline gelmiştir. Bu utanç verici durum Türkiye’yi uluslararası toplumda suçlu ve mahcup durumuna düşürecektir. Erdoğan hangi yetkiyle eli kanlı gruplara silah sevkiyatı yapmış, ne gibi çıkarlar elde etmiştir? AKP, siyasi namusu varsa bu soruları aydınlatmalıdır. Hiç kimse Türk milletini aldatamayacak, aldatmaya da hakkı olmayacaktır. Bayburtlu, teröristlere silah temin eden, İsrail ve küresel cinayet mekanizmasının yararına olacak gizli kapaklı projelerin kapanına kısılan AKP’ye yaptıklarının bedelini ödetmelidir” demişti.
Devlet Bahçeli şimdi Erdoğan’ın stratejik ve en sadık müttefiği.
15 Temmuz’dan iki ay önce Mayıs 2016’da görevinden alınan Davutoğlu şimdi Erdoğan’ın karşısında ama Suriye ile ilgili görüş ve tavrı değişmemiştir.
TIR’ları durduran ve arayan askerler, savcılar, hakimler ve kim varsa şimdi hepsi cezaevinde.
Uzun bir yargılama sürecinden sonra Can Dündar 23 Aralık 2020’de “devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal ve askeri casusluk amacıyla temin etme” suçundan 18 yıl 9 ay ve “silahlı terör örgütüne yardım etmek” suçundan 7 yıl 21 ay hapis ile cezalandırılmamıştı.
Ne bilgisi, neyin casusluğu hangi örgüt!
CHP milletvekili Enis Berberoğlu direkt konuyla ilgili, Eren Erdem ise benzer konulardan dolayı hapse atılmıştı.
Peki sonra ne oldu?
TIR haberinden sonra Türk Ordusu 24 Ağustos 2016’da fiilen Suriye’ye girdi ve bugün Suriye’de içinde NUSRA’nın işgali altında bulunan İdlib dahil yaklaşık dokuz bin kilometre karelik bir alanı kontrol etmektedir. Bunun yanısıra Ankara; kendisinin kurdurduğu muhalif Suriye Milli Ordusu’nun tüm gereksinimlerini karşılamakta ve 60 bin kadar elemanının maaşlarını ödemektedir.
Bu durumda TIR’larla ilgi haberin ne önemi olabilir ki?
Olay çok ama çok karmaşık ve tüm boyutlarıyla çok tehlikeli.
Suriye dosyası TIR’ların taşıyamayacağı kadar çok ağırdır.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları