Üsküdar’dan Kadıköy’e
Hüsnü Mahalli; AKP’yi Erdoğan’la birlikte kuran ya da ilk günden itibaren onunla birlikte olanların ezici çoğunluğu şimdi en ağır suçlamalarla Erdoğan’a karşı. Bu da onların sorunu. 17/25 sonra da 15 Temmuz darbe girişimi son 10 yılın ayrı ayrı iki önemli dönüm noktalardır.
Haziran 2015 seçimleri öncesinde Erdoğan’a inanılmaz ağır söylemlerle yüklenen ve her yüklendiğinde grubundaki vekiller ve sokaktaki yandaşları tarafından dakikalarca alkışlanan MHP lideri Bahçeli “bir mucize” sonucu olacak ki Erdoğan’ın en ateşli savunucusuna dönüştü.
Bu olay kendi başına bu ülkede son 6 yılda iç ve dış politikada yaşanan HER ŞEYİ açıklıyor.
EVET HER ŞEYİ.
Elbette anlamak isteyenlere.
Öncesinde yine Erdoğan’a söylemediğini bırakmayan Süleyman Soylu, Numan Kurtulmuş ve başkaları benzer “mucizelerle” Erdoğan’ı daha hafif tonlarla savunmayı sürdürüyorlar.
Bu arada AKP’yi Erdoğan’la birlikte kuran ya da ilk günden itibaren onunla birlikte olanların ezici çoğunluğu şimdi en ağır suçlamalarla Erdoğan’a karşı.
Bu da onların sorunu.
17/25 sonra da 15 Temmuz darbe girişimi son 10 yılın ayrı ayrı iki önemli dönüm noktalardır.
Bu olaylardan önce Erdoğan’a karşı ya da Fetö’dan yana olan gazetecilerin ya da gazeteci görünümlü kıt zekalıların büyük bölümü şimdi can siper hane Erdoğan’ı savunuyorlar.
Arşivlerde hemen hemen hepsinin Fetö ile birlikte görüntülü ve yazılı “sabıka” kayıtları var.
Bazılarının da Adnan Hoca’yla.
Büyük bölümü zeka özürlü ve karaktersiz.
Her gün birilerinin yeni pisliği ortaya çıkıyor.
Özetle “dini mazbut” bir iktidarın yönettiği bu ülkede ben diyeyim ‘onlarca’ siz deyin ‘yüzlerce’ yolsuzluk hikayesi yaşanıyor.
Ülke talan edildi ediliyor.
İktidar yanlısı kişi ve şirketlerin “azim, kararlılık ve başarı” öyküleri herkesin gözünü yaşartıyor!
Hepsi yerli, milli ve Osmanlı sevdalısı!
Çiftlik Bank’ın sahibi “Tosuncuk”la Bitcoin vurgununun “süper zekileri” son dönemin iki ilginç örneği.
Elbette başkaları da vardır.
Sedat Peker’in sözünü ettiği ‘herkesin’ olduğu gibi onların da “ali makamlarla” boy boy fotoğrafları yayınlandı.
Her fotoğrafın da acayip hikayesi var.
Ama en ilginç olanı kuşkusuz şu lüks oteli tankıyla basan sivil vatandaşımız.
Büyük olasılıkla marketten satın almıştır.
Oysa birlikte fotoğraf çektirdiği emekli amiralden destroyer isteseydi bu iş çok daha eğlenceli olabilirdi.
Hollywood filmlerinde bile olmaz ama burası Türkiye.
BOP’da AKP’yi Arap ve Müslüman ülkelere pazarlamaya kalkışan ABD ve Batılı ülkeler “Laik, demokratik ve Müslüman ülkede İslamcı parti” modelinden söz ediyordu.
Model; Arap ülkelerine pazarlanamadı ama son 10 yılda içeride “dört dörtlük” ve çok ilginç bir model yaratıldı.
Laiklik ve demokrasi ortadan kaldırıldı, Müslümanlık tartışılır hale getirildi ve İslamcı kimlik yüzeyleşti.
Artık her şey çok vasat.
Artık bu ülkede yok yok ama kimsenin umurunda değil.
“Bu işte bir gariplik var” diyeceğim ama boşuna.
Sedat Peker konuşuyor ama herkes duyduklarıyla yetiniyor ve Dallas’vari bir heyecanla sonraki videoyu bekliyor.
İnsanlar farkında olmadan her şeye alışıyor.
Sesini çıkarmayan iktidar belki de bunu amaçlıyor.
Her konuda olduğu gibi toplum buna da alışsın isteniyor.
Böylece insanlar ne bataklığın kokusunu alır ne de her yeri saran sivri sineklerin vızıltısını duyarlar.
Gün gelir sineklerin ısırmasına bile alışırlar.
Rezillik ve iğrençlik her yeri sarmış durumda.
Çocuk ve kadınlara yönelik cinsel taciz ve saldırıların yanısıra kadına yönelik şiddet ve cinayetler artık kimsenin ilgisini çekmiyor.
Yoksulluktan intihar edenlerin haberleri gibi.
Tarikatçı ve muskacı sahte şeylerin rezillikleri magazin haber niteliğinde.
Muhaliflere saldırmakla tatmin olmayan yandaş medyanın silahşör ve kalemşörleri şimdi kendi aralarında kavga edip duruyorlar.
İlkesizlik ve satılmışlığın dışa vuruşu.
Normal bir insanın aklının almayacağı kadar rezillik var bu ülkede.
Önemli olan toplumun duyarsızlığıdır.
Muhalefete artık hiçbir şey demiyorum.
Geç gelen pişmanlık hiçbir işe yaramaz çünkü atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti.
Kadıköy’e az kaldı.
Hem de çok az.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları