loading
close
SON DAKİKALAR

Uyanık Amerikalı

Hüsnü Mahalli
Tarih: 11.10.2022
Kaynak: Hüsnü Mahalli - Korkusuz

Hüsnü Mahalli; Belki Biden’la görüşmek gibi bir derdimiz kalmamış olabilir ama ya Türkiye’yi işgal etmek için kendisi atlayıp gelirse ne yapacağız? Adamlarda her türlü numara var!

247 yıl önce kurulan ABD tarihini anlatacak değilim.

Kuruluş aşamasında milyonlarca Kızılderili yerli halkı ortadan kaldıran Avrupa kökenli Amerikalılar sonraki yıllarda başka ülkeleri işgal etmiş, iç savaşlar çıkarmış, darbeler düzenlemiş ve milyonlarca insanı öldürmüşlerdir.

Ama her ne hikmetse dünyanın bir çok yerinde köle ruhlu ve genetik sorunlu bazıları ABD’ye olan sevgilerinden bir türlü vazgeçmediler .

Hepsi çaresiz ve zavallı.

Son bir örnek Fransa Cumhurbaşkanı Macron.

Amerikalılar doğalgazı bize fiyatının dört katıyla satıyor. Bu da dostluk ilişkilerimize uymuyor demiş.

Kibarca ‘Kazık atıyorlar’ demiş.

Avrupa ülkelerine baskı yaparak “Rus gazını almayacaksınız” diyen sonra da her olasılığa karşı Kuzey Akım boru hattını patlatan ABD bu ülkelere kendi gazını istediği fiyatla kakalamaya çalışıyor.

“Demokratik, çağdaşa ve gelişmiş” Avrupalıların büyük bölümü ABD’ye teslim olurken ilginç tavır Suudi Muhammed Bin Selman’dan geldi. Biden’ın tüm baskılarına rağmen 75 yıllık Amerikan kölesi Suudiler “Rusları sıkıştırmak için petrol üretimini artırmıyoruz azaltıyoruz” dediler.

Herkes şokta ama nedeni çok basit.

Kaşıkçı cinayetinden dolayı Biden dahil herkes Bin Selman’a katil muamelesi yaparken Putin onu sahiplendi ve yalnız bırakmadı.

Oysa aynı Suudiler 1945’de başlayan Amerikan köleliği döneminde ‘komünizmle mücadele’ adı altında dünyanın her yerinde İslamcılara yüz milyarlarca dolar vermiş ve Kaide, Taliban, IŞİD, NUSRA ve benzeri örgütleri kurdurmuşlardı.

Suudilerin parasıyla kurulan ve silahlandırılan Afgan Mücahit gruplarını tepe tepe kullanan Amerikalılar sonunda

Kissinger ve Brzezinski’nin bildik ‘Yeşil Kuşak’ teorisiyle

Sovyetler Birliği’nin dağılmasını sağlamışlardı.

‘Yeşil Kuşak’ demek İslamcıları her yerde bolca kullanmak demek.

Level atlayan Amerikalar sonrasında Mad Dog, Cliff Psychology ve Creative Chaos teorilerini uygulamaya başladı.

Deli Köpek, Yaratıcı Kargaşa ve Uçurum Psikolojisi.

Deli ya da kudurmuş köpeklerle korku salacaksın, işe yarayan kargaşa ortamı yaratacaksın sonra da istediğin ülke ve halkları uçurum eşikine sürükleyerek istediklerini yaptıracaksın. 

Bunlar İkinci Dünya Savaşı sonrasında ABD’nin emperyalist dürtülerle dış politikada baş vurduğu yöntemler.

Son örnek 2014 sonrası Ukrayna.

Öncesinde ana başlığı BOP olan Kanlı Arap Baharı.

Her yer kan revan.

Amerikan emperyalistlerine göre her yer Hollywood sahnesi.

Maliyet artıkça film gişe rekorları kırıyor ve Amerikalılar malı götürüyor.

Son örnek Ukrayna savaşı.

Ellerindeki stokları erittikten sonra fabrikalar durmaksızın yeni silahlar üretiyor ve bu silahlar ilk kez Ukrayna’da deneniyor.

Vietnam, Irak, Kuveyt, Somali ve Afganistan’da yapıldığı gibi .

Milyonlarca insanın ölmesi, bir o kadarının sakatlanması ve daha fazlasının da evinden barkından olması kimin umurunda!

Amerikalılar için önemli olan bu kanlı kargaşalarda havlayacak köpek ve ülkeleriyle halklarını uçuruma sürükleyecek adam bulmaktır.

Ukrayna’da olduğu gibi.

Televizyon dizisinden kahraman yaratmak hiç de zor değil.

Cowboy Reagan’la denenmiş ve kanıtlanmış bir örnek.

Diğerleri de farklı değil.

Seçilir seçilmez Nobel Barış Ödülü’nü kapan yarı zenci ve yüzde beş Müslüman Obama  ve davranışlarıyla ‘herkesin gönlünü kazanan’ ancak seks skandalıyla rezil olan Clinton…

16 yılda özellikle bizim coğrafyada milyonlarca insanının ölümüne neden oldular ama herkes her şeyi unutuyor.

Kim ne der ve ne yaparsa yapsın yeni bir dünya düzeni kuruluyor artık. Amerikalılar ‘son Ukraynalı’ ölünceye dek savaşı sürdürecekler ama işe yaramayacaktır. Patlatılan Kırım Köprüsü’nün intikamını alacak olan Moskova ne pahasına olursa olsun bu savaşı kazanmak zorundadır. Muhammed Bin Selman’ı ABD’den uzaklaştırabilen (şimdilik) Putin benzer durumda olmamakla birlikte Erdoğan’la ilişkilerinde ilginç bir dengeyi sağlamıştır. Batının yaptırımları karşısında Putin’i haklı bulan Erdoğan BM toplantıları için gittiği NewYork’da onunla görüşüp görüşmeme konusunda bir soruya verdiği yanıtta “O Biden ise ben de Erdoğan’ım”demişti.

Belki Biden’la görüşmek gibi bir derdimiz kalmamış olabilir ama ya Türkiye’yi işgal etmek için kendisi atlayıp gelirse ne yapacağız?

Adamlarda her türlü numara var! 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları