Vasat kültür
Hüsnü Mahalli; Dünya fani olduğuna göre herkesle iyi geçinmek lazım. Çağımızın hastalığı stres. Tansiyon yükseltiyor, şekeri fırlatıyor sonra da ya beyin kanaması ya da kalp krizi. Değer mi bu kadar kavgaya!
İlginç bir durum:
Afrika’nın yoksul bir ülkesinde yolsuzluklardan kendi lideri tarafından işinden kovulan ve eski arkadaşları tarafından darbecilerle işbirliği yapmakla suçlanan bir kabile lideri kıskandığı başka bir kabilenin liderinin yediği timsah etine ve içtiği Aslan sütüne karışıyor ama kimse de çıkıp ona ‘Sen kendine bak’ demiyor.
Hitler vari taktik:
Sana saldırılmasını istemiyorsan sağa sola saldır.
Muhaliflerin durumu da tersi:
Saldırmayı beceremiyorsan savunmaya geç.
Bu Afrika ülkesindeki durum biraz da bizim buraya benziyor.
İç ve dış politikada her şey berbat ama AKP yine de bildiğini okuyor.
Ülkenin kurumlarının tümünü ele geçirdi ama ‘yetmez’ diyor.
Daha açık bir ifade ile her yeri ve her şeyi AKP’leştirmek istiyor.
Irak ve Suriye’de Baas Partisi’nin yaptığı gibi.
Oralarda da Cumhurbaşkanları partinin lideridir ve devletteki üst düzey sivil ve asker yetkililerin tümü partilidir.
Londra’daki NATO toplantılarının fotoğraflarına bakınca aklıma geldi.
Resmî görüşmelerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sol tarafında devlette hiçbir görevi olmayan Binali Yıldırım oturuyordu.
Irak ve Suriye’den farklı olarak Türkiye’de bağnaz, yobaz ve tehlikeli tarikat ve cemaatler hızla çoğalıyor ve yayılıyorlar.
AKP onların bu faaliyetlerine göz yumuyor ve destek veriyor.
Toplumun cehalet ve yoksulluğundan yararlanarak.
Kim ne kadar umursuyor bilinmez ama Müslüman ülkelerinin büyük bölümünü gören biri olarak ben bu durumun Türkiye’nin geleceği açısından yaşamsal öneme sahip olduğuna inanıyorum.
Böyle giderse 10-15 yıl sonra bu ülkede çok farklı konuları konuşuyor olacağız.
Başka konulardan bu konuya sıra gelirse.
Ya da konuşmamıza izin verilirse.
Neyse ki ekonomik durum çok iyi.
Ülkede hiçbir güvenlik sorunu yok.
Suriye diye bir komşumuz bile yokmuş.
NATO dediğiniz Haçlı Teşkilatı Türkiye deyince ödü kopuyor.
Dandik AB’nin durumu içler acısı.
Mehter Takımı’nın sesini duyar duymaz PYD/YPG’yi terör listesine alıp Haçlı Savaşı’nı başlattılar.
Baktılar yüzümüz gülmüyor Doğu Akdeniz’in tüm doğalgazını bize vermek için boruları döşemeye başladılar.
Bu kadar kıyağa karşılık biz de onlara kaz etiyle kırmızı şarap yolladık.
Adamlar domuz etinden bıkmışlardır.
Dostluk iyi bir şeydir.
Dünya fani olduğuna göre herkesle iyi geçinmek lazım.
Çağımızın hastalığı stres.
Tansiyon yükseltiyor, şekeri fırlatıyor sonra da ya beyin kanaması ya da kalp krizi.
Değer mi bu kadar kavgaya!
Dünya malı dünyada kalacağına göre insanoğlu neden bu kadar aç gözlü?
Çal çal nereye kadar?
Her şeyin bir sonu olduğuna göre çalmanın da sonu olmalı.
Hırsın da.
Böyle durumlarda her nedense aklıma hep Çavuşesku’nun o muhteşem sarayı gelir.
Zavallı Kaddafi’nin hiçbir şeyi yoktu ama ‘Arap Baharı’ onu affetmedi.
Körfez’in kral, emir ve şeyhleri bölgemize demokrasi ve özgürlük getirecekti ama reçeteler karıştı.
Özgürlük ve demokrasi kalmayınca IŞİD ve NUSRA’yı kakaladılar bize.
Sonrası bildik hikaye.
Özeti:
Yoksulluk, cehalet ve bağnazlık.
Sonra da her yer vasat olacak.
Kafalar çalışmayacak zekalar gerileyecek.
İşte o zaman işler çok karışacak.
Bir değil on Kanal İstanbul bile kurtarmaz.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları