Vatan haini

Hüsnü Mahalli; Putin gelmedi ve yandaş medya konuyu unuttu. Tıpkı daha önce BAE, Mısır, İsrail, Mısır ve Bahreyn’e ve bu ülkelerin liderlerine söylediği onca ağır hakaretleri unuttuğu gibi.

Ukrayna gerginliği devam ediyor.

ABD ve NATO’nun süren kışkırtmalarına karşılık Moskova önceki gün Ukrayna’nın komşusu Beyaz Rusya’da çok kapsamlı on günlük bir tatbikat başlattı.

Dün de Dışişleri Bakanı Lavrov “Tavrımız net ve geri adım atmayacağız” dedi.

Benzer cümleyi çok daha net ve keskin ifade ve davranışlarla Başkan Putin, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’a söyledi.

O da Putin’in bu tavrını gidip Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelinski’ye anlattı.

Macron uzun süredir Putin’le Zelinski’yi bir araya getirmek istiyordu.

Benzer görevi İsrail Başbakanı Bennett de üstlenmişti ama o da beceremedi. Üstelik Zelinski Yahudi kökenli ve İsrail nüfusunun yüzde yirmisi Rusya’dan göç eden Yahudilerden oluşuyor.

Başka!

Erdoğan da Putin ile Zelinski arasında arabuluculuğa soyundu ama olmadı çünkü Ankara, Ukrayna’da Moskova’yı kızdıran tutum ve davranış içinde.

Ankara; Ukrayna ile her alanda ve özellikle askeri konularda yoğun işbirliği içinde.

Ankara; Rusya’nın 2014’de Kırım’ı kendine katma kararını tanımıyor ve Kırımlı Türklere destek veriyor.

Ankara; Rusya’nın “arka bahçem” dediği Kafkaslar ve Orta Asya’da Moskova karşıtı tavır ve davranış içinde.

Ankara; Suriye genelinde ve İdlib özelinde Moskova ile gerginlik yaşıyor.

Ankara yani Cumhurbaşkanı Erdoğan tüm bunlara karşın Moskova yani Başkan Putin ile çok kapsamlı özel, tüzel ve ilginç ilişkiler içinde.

Bu ilişkilere güvenen yandaş medya Putin’in Erdoğan’ın arabuluculuk teklifini kabul edeceğini ve Pekin dönüşü Ankara’ya geleceğini yazarak

“Dünyanın kıskandığı Türkiye’nin büyüklüğünü” pompalamaya çalıştı.

Putin gelmedi ve yandaş medya konuyu unuttu.

Tıpkı daha önce BAE, Mısır, İsrail, Mısır ve Bahreyn’e ve bu ülkelerin liderlerine söylediği onca ağır hakaretleri unuttuğu gibi.

Tıpkı PYD/YPG’ye verdiği ve vermeye devam ettiği destekten dolayı Trump ve şimdiki Başkan Biden’a söylediği her şeyi unuttuğu gibi.

Elbette Trump’ın attığı twitleri ve Erdoğan’a gönderdiği mektubu da.

Çok doğal çünkü yandaş medyaya her zaman farklı gündem gerek.

Yandaş medya yetmeyince Kılıçdaroğlu’nun işaret ettiği on binlerce Trol imdada yetişiyor.

Müthiş bir organizasyon.

Hem de devletin sınırsız maddi ve manevi desteğine sahip.

Canları sıkıldığında herkese en ağır ifadelerle saldırıyorlar.

Son örnek Sevgili Arkadaşım Ayşenur Arslan.

Medya Mahallesi’nde Kıbrıs TMT ile söyledikleri iktidarı, medyasını ve trolleri çok kızdırdı.

Onlara göre “Ayşenur vatan haini”!

Ne demişti Nazım Hikmet:

“Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim. Vatan çiftliklerinizse, kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan, vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan, vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan, vatan tırnaklarıysa ağalarınızın, vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa, ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan, vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması, topuysa, vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan, ben vatan hainiyim. Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla: Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ”.

Dünkü programında Ayşenur kendisine yönelik suçlamalara yanıtını verdi.

Kıbrıslı Türk halkının bağımsızlık mücadelesine verdiği desteği vurgulayarak.

Ayşenur’un suçu; çağdaş, bağımsız, demokrat, özgür, adil, müreffeh, temiz ve herkesin barış içinde kardeşçe yaşayacağı mutlu bir ülke için mücadele etmektir.

Ayşenur’un suçu; vicdanı olanları, kafası çalışanları, umutla yaşayan ve bu ülkeye gönülden bağlı onurlu inanları sevmektir.

Hepsi bu kadar.

Vatan hainliği bu ise Ayşenur da ben de ve bizim gibi düşünen, bu ülkeyi sevmekte direnen ve her şeye rağmen mücadele etmeye kararlı olan milyonlar gibi hepimiz vatan hainiyiz.

“Üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla”.