Yine mi İran-1
Hüsnü Mahalli; Olay; İkinci Dünya Savaşı sonrasında ABD’nin uluslararası alanda süper bir güç olarak ortaya çıkması ve 1948’de İsrail’in Filistin toprağında kurulmasından sonra yaşananların özetidir.
İran’da neler oluyor?
Örtünme kurallarına uymadığı gerekçesiyle Ahlak (İrşad yani doğru yolu gösterme) Polisi merkezine götürülen 22 yaşındaki Mahsa Emini’nin karakolda bayılıp düşmesi ve hastanede ölmesine tepki gösteren İranlılar sokağa döküldü.
Türkiye dahil dünyada geniş kesimlerin ilgi gösterdiği olaylar kontrol altına alındı gibi ama çoğunluk hiçbir şeyi sorgulamadı.
Olay; İran rejiminin kadınlara yönelik baskısıyla sınırlandırıldı ve kargaşa öyle devam ediyor.
Hatırlatalım…
ABD, İsrail ve Türkiye (1950-1960) müttefiki Şah dünyanın belki de en gaddar rejimi idi. İsteyen kadınlar başını açar ve denize girerdi ama istihbarat örgütü SAVAK Şah’a karşı yüz binlerce İranlıyı öldürüyor, işkence yapıyor ve hapishanelerde çürütüyordu.
İnsanlık dışı yöntemleriyle ün salan CIA ve MOSSAD eğitimli SAVAK elemanları Şii inançları gereği çarşaf giyen ve sol ya da liberal düşüncesinden dolayı başı açık kadınlar arasında ayrım yapmıyordu.
Gelelim Kürt kökenli Mahsa’nın ölümüyle sokağa dökülen İranlı Kürtlere…
Sovyetlerin desteğiyle Ocak 1946’da kurulan Mahabad Kürt Cumhuriyeti yaklaşık bir yıl sonra ABD, İngiltere ve İsrail destekli Şah’ın ordusu ve istihbaratı tarafından ortadan kaldırıldı ve Kürt lider Kadi Muhammed ve arkadaşları idam edildi.
Kürtlerin hak arayışlarına destek verir gibi görünen ABD ve müttefikleri geçmişte olduğu gibi şimdi de Kürtleri Türkiye, Irak, İran ve Suriye’de kullanıyor.
Molla Mustafa Barzani’ye kazık atarak Saddam’a satan ve Öcalan’ı Kenya’dan kaçırarak Ankara’ya teslim eden aynı ABD ve müttefikleridir.
Marksist-Leninist PKK-PYD-YPG’nin ve onların ‘rakip ve düşmanı’ Barzani’nin şimdi ABD ve müttefiklerinin hizmetinde olması hiç önemli değil!
ABD ve müttefikleri ise PYD-YPG’li kadın savaşçılar için film çevirirken Barzani’nin bölgelerinde kadınlara yönelik çağ dışı davranışlara ses çıkarmıyorlar.
Tıpkı IŞİD’çilerin kaçırıp tecavüz ettiği altı bin Ezidi genç kız ve kadınların dramlarına ses çıkamadıkları gibi.
Üstelik hiçbiri çarşaflı değildi!
IŞİD demişken son 11 yılda bölgemizde yaşananları hatırlatalım.
ABD ve Batılı müttefiklerin bölgesel işbirlikçilerinin Suriye, Irak, Libya ve Yemen’i ne hale getirdikleri ortada.
Şimdi Mahsa’nın ölümüyle ‘çarşafa savaş’ ilan edenler ‘bölge halklarına ve özellikle kadınlara özgürlük ve demokrasi getireceğiz’ diyerek coğrafyanın tümünü perişan edenlerdir.
En az iki milyon insan yaşamını yitirdi, bir o kadar kadın dul bırakıldı, 4 milyon insan sakat oldu, bir o kadarı yetim kaldı ve en az on milyon insan ülkelerinden kaçtı.
‘Arap Baharı’nda ılımlı-ılımsız İslamcılara destek verenler hedeflerine varmış olsaydı şimdi Suriye, Irak, Libya, Yemen, Tunus, Mısır ve bölgenin diğer ülkelerinde IŞİD, NUSRA ve benzeri çeteler iktidar olacaktı ve erkeklere şalvar kadınlara da çarşaf giydireceklerdi.
Türkiye’nin bazı bölgelerinde olduğu gibi.
Kızların okula gitmesi, kadınların çalışması ve rahtça dolaşması kesinlikle yasaklanacaktı.
Taliban ülkesi Afganistan’da olduğu gibi.
Taliban’ı ve öncesinde Kaide’yi kuran CIA ve müttefiki istihbarat örgütleri ‘Arap Baharı’ sürecinde IŞİD, Nusra ve benzeri çeteleri kurup beslediler ve akıl almaz bir şekilde her alanda ve konuda yardım ettiler.
Özellikle medya, propaganda ve algı yaratma operasyonlarında.
Peki ABD’nin müttefikleri kimler?
Kanlı Arap Baharı sürecinde IŞİD, NUSRA ve benzeri örgütlerin başını çektiği ayaklanmaları finanse eden Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin çağ dışı, ilkel ve bağnaz ilişkilerin egemen olduğu iktidarları.
AKP’nin şimdi çok sevdiği kral, emir ve şeyhler.
Merak edenler çok uzaklara değil İdlib’e gidip bakabilir.
Orası uzaksa hacı-hoca takımının kontrol ettiği İstanbul ya da Anadolu’nun herhangi bir bölgesini gezebilir.
Olay; Mahsa’nın giyiminden dolayı ölüm olayı değil.
Olay; ‘yaratıcı kargaşa’ teorisiyle tek tek ülkelerimizi ve bütün olarak tüm coğrafyayı perişan etme olayıdır.
Olay; İkinci Dünya Savaşı sonrasında ABD’nin uluslararası alanda süper bir güç olarak ortaya çıkması ve 1948’de İsrail’in Filistin toprağında kurulmasından sonra yaşananların özetidir.
Hikayenin devamı cumaya.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları