Tarih:
18.05.2015
Hayatı sadeleştir, başka çaren yok!
Mehveş Evin; Modern insan, gününün büyük çoğunluğunu bilgisayar ve cep telefonunun başında geçiyor.
Dünyanın herhangi bir yerindeki, herhangi bir kültür - turizm merkezine gidin. İnsanların, kumsalda yatarken bile anın tadını çıkarmaktansa telefonla oynadıklarına; ilk kez gezdikleri bir yerde etrafına bakacaklarına seri bir şekilde ‘selfie’ çektiğine, rehberin söylediklerini dinlemektense videoya çektiğine şahit olacaksınız.Sinir bozucu, ama gerçek...
Modern insan, gününün büyük çoğunluğunu bilgisayar ve cep telefonunun başında geçiyor. Artık televizyon seyrederken bile sosyal medya kullanıyoruz. Yemeğin tadını çıkaracağımıza tabağın fotoğrafını çekip “paylaşıyoruz”.
Popülaritemizi, hatta piyasa değerimizi birebir ilişkilerle değil, takipçi sayımızla ölçüyoruz.
Anında beğeniyor, yorum yapıyor, paylaşıyor; hepsine aynı anda yetişmeye çalışıyoruz. İyi de tüm bunları yapmaya çalışmak beynimizi, hayatımızı nasıl etkiliyor?
Beynimiz çöp ev gibi
Endüstri mühendisi Mehmet Tevfik Durmuşoğlu, dünyadaki trendleri yakından takip ederek şirketlere inovasyon, proje yönetimi, eğitim gibi konularda danışmanlık yapıyor.
Durmuşoğlu, “multitasking” Türkçesiyle “çoklu görev”le ilgili şöyle yazmış: “Çok cihazlı, çok ekranlı günümüz dünyası aklımızı yavaş yavaş alıp götürüyor. Beynin bilgiyi depolama şekli, zihninizde düzenli bir kütüphane imgesi yaratıyorsa yanılıyorsunuz. Gerçekte içerisi daha çok ‘çöp ev’ havasında. Lazım olduğu zaman beyin -artık her nasılsa - çorabın tekini koltuğun altından, diğer tekini televizyonun üstünden çıkarıp eşleştiriyor.”
Bir e-postaya cevap yazarken bile beynin içinde “kıyamet” kopuyor. O sırada telefona mesaj geldi diyelim. Beyinde yepyeni bir seferberlik başlıyor.
Çalan zilleri, bildirim seslerini ekleyin buna... Anlayacağınız bu “yeni cesur dünya”, hayatımızı kolaylaştıracağına gayet yorucu olabiliyor.
Durmuşoğlu, “Çoklu görev yapmanın bir maliyeti var. Araba kullanırken telefona gelen bir mesaj, karar alma sürenizi 1/2 saniye geciktiriyor. 130 km hızla otobanda giderken yarım saniye yaklaşık 20 metre mesafe demek” sözleriyle anlatıyor durumu.
Kesik kesik bir hayat
Çoklu görev konusunda kendimi “başarılı” bulsam da, bazı işleri tamamlayamadığımı, yetişemediğimi fark etmek endişe yaratıyor.
“Hayat sürekli bir akıştı eskiden. Artık kesik kesik” diyor Durmuşoğlu: “Organizasyonların da bireylerin de durumu aynı. Her iki ölçekte de giderek daha fazla şey becerdiğimizi zannediyor, oysa giderek daha kırık dökük, bölük pörçük yaşıyoruz. Dikkatsiz, tatminsiz, lezzetsiz hale geliyor her şey. Daha çok hata yapıyor, yaptığımız hatayı da yine daha fazla multitasking ile kapatmaya çalışıyoruz.”
İyi de ne yapacağız? “Hayatı daha yalın planlayabilen kazanacak”mış.
Varsa ‘hayatı yalınlaştırma aplikasyonu’, indirelim telefona acilen!
Çok mesajlaşma zekâ geriletiyor
- Günümüzde dijital ortamda birden fazla iş yapmak, bir meziyet olarak kutsanıyor. Ancak pek çok araştırma, başarı oranının düştüğünü, hata yapma ve motivasyon kaybının daha yüksek olduğunu kanıtladı.
- Chicago Üniversitesi’nde 2014’te yapılan bir çalışmada sınıfta laptop, telefon gibi cihazları aktif kullanan öğrenciler ile, kağıt kalem kullananlar arasında ciddi performans farkı çıktı.
- Teknolojinin imkânlarından istifade eden gençlerin akademik başarısı, eski usül takılan arkadaşlarının yüzde 11 altında kaldı! Dikkatsizlik nedeniyle hata yapma ihtimali ise yüzde 30 daha fazla.
- Bir başka araştırma, University of London’dan: Sürekli e-posta yazma ve mesajlaşma, IQ’da ortalama 10 puanlık düşüşe neden oluyor (kadınlarda 5, erkeklerde 15 puan!).
- Aynı araştırma, sürekli mesajlaşmanın bilişsel kapasiteyi esrar içmekten 3 kat daha fazla gerilettiğini ortaya çıkardı. (Mehmet Tevfik Durmuşoğlu’nun yazılarını linkedin/pulse’dan takip edebilirsiniz.)
Mehveş Evin - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları