Tarih:
29.10.2013
100. yılda nasıl bir Türkiye?
Mehveş Evin; Her şey zenginleşmek, ilerlemek, çok güçlü olmak için...
Cumhuriyet’in 90. Yıldönümü’nü idrak ettik. Fakat şimdiden dikkatler, 100. yıla, yani 2023’e yönelik “büyük” ve “çılgın” projelere çevrili. Sahi gerekli mi?Daha zengin, daha refah, daha gösterişli bir Türkiye için birbiri ardına planlar açıklanıyor. Peki Cumhuriyet’in 100. yılında nasıl bir Türkiye “inşa” edilecek?
* Nükleer santrallerimiz ister ÇED onayı almasın, ister gayrı kanuni, ister halk/çevre sağlığı açısından zararlı olsun- yapılacak.
* Hasankeyf barajı, M.Ö. 1800’de kurulan antik kültürü, tarihi ve bölgedeki yaşamı yutacak.
* İstanbul için üretilen “mega” planlar hayata geçecek: 3. Köprü, 3. Havalimanı, Kanalistanbul...
* Ülkenin dört bir yanında mantar gibi açılan taş ocaklarının tahribatı yetmezmiş gibi yerlerine maden ocakları açılacak.
* İrili ufaklı HES’ler, canlı yaşamını tehdit ettiği için tarım ürünleri pahalanacak, büyük şehirlere göç daha da artacak.
Gereksiz mega projelere karşı
Gereksiz mega projelere karşı
Her şey zenginleşmek, ilerlemek, çok güçlü olmak için... Peki bu “mega” yatırımlara gerçekten ihtiyacımız var mı?
Bizdeki hıza yetişemese de Avrupa’dan Fas’a, pek çok ülkede devasa altyapı projeleri gündemde.
İngiltere’de HS2 demiryolu, Notre-Dame-des-Landes havalimanı, Stuttgart 21 tren istasyonu gibi projeler, tıpkı Gezi ve ODTÜ yolunda olduğu gibi çeşitli protestolara sahne oluyor.
“Gereksiz ve Zorlama Mega Projelere Dur De” ağı bunun için kuruldu. Platformun sözcüsü Paolo Pierini, İstanbul’da düzenlenen “Çılgın Projeler Konferansı”na katıldı. Pierini, karşı çıkma nedenlerini şöyle anlatıyor: “Bu projeler gereksiz çünkü, halkın gerçek ihtiyacını karşılamıyor. Üstelik son derecede hayati olan kamu bütçelerinin mega projelere aktarılıp ‘özel mega kazanç’ yaratılmasına neden oluyor. “Zorlama” diyoruz çünkü, vatandaş, hem ulaşım sorununun analizinden bihaber, hem de karşı çıkmak için demokratik haklardan yoksun bırakılıyor.”
Kamudan al ve borçlan
Kamudan al ve borçlan
Kuzey İtalya’daki “yüksek hızlı tren”e karşı yıllardır mücadele veren Pierini’ye göre bu mega projelerin resmi gerekçelendirmesi, her seferinde yanlış maliyet fayda hesaplarına, uçuk kapasite-arz rakamlarına ve gerçek olmayan “istihdam yaratma” sözlerine dayandırılarak yapılıyor.
Mega projelerin çerçevesi, büyük finansal ve endüstriyel gruplara mega kazancı garantileyip, kamu fonlarıyla karşılanarak ve büyük kamu açıklarına neden olarak çiziliyor.
Daha fazla iş imkanı ve dengeli bir gelişmeye izin veren küçük ve orta ölçekli girişimleri, yerel bazlı ekonomik sistemleriyse yok ediyor.
Ha Türkiye, ha İtalya , pek de fark etmiyor: Bu projeler, lobi ve siyasi güç kullanılarak güce ayrıcalıklı erişimin sağlanması demek. Karşı çıkanlarsa kriminalize ediliyor. En fenası, bu mega projeler aşırı kalabalık dünyamızın kısıtlı kaynaklarını çarçur ediyor.
NE iSTiYORUZ?
“ Gereksiz Mega Projelere Dur De” ağı, altyapının güçlendirilmesini istiyoruz AMA diyor;
NE iSTiYORUZ?
“ Gereksiz Mega Projelere Dur De” ağı, altyapının güçlendirilmesini istiyoruz AMA diyor;
* Şirketlerin değil, insanların ihtiyaçlarına öncelik veren altyapılar olmalı,
* Çevreye karşı sorumlu, ekolojik dengeyi gözetmeli,
* Dürüst, sorgulamaya açık, güvenilir ve bağımsız kanıtlara dayalı gelişim süreci şart,
* Protestoları kriminalize etmeyen, askeri bölgeye çevirmeyen devlet yapısı istiyoruz.
Mehveş Evin - Milliyet
Mehveş Evin - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları