Tarih:
17.03.2014
Absürdistan
Mehveş Evin; Bir çocuğun cenazesini şeytanlaştırmak, yuhalattırmak gibi becerileri vardır bu hükümdarın.
Mantık kurallarına aykırı, insan beyninin herhangi bir anlam ve ifade getiremediği durumlar “absürt” olarak açıklanabilir. Bu yazıda Absürdistan, saçmalığın hakim olduğu, hayali bir ülkeye verdiğimiz isim olsun.Hayal bu ya... Absürdistan’da hukuk iflas etmiştir. Davaların siyaseten manipüle edildiği, Başbakan’la Adalet Bakanı’nın konuşmalarının ifşa edilmesiyle de kanıtlanmıştır.
Yıllar boyunca “Hükümeti devirmeye çalıştılar, darbe yapmak için suç örgütü kurdular” diye suçlanıp 100 yıla varan hapis cezalarına çarptırılanlar bir anda serbest kalır.
Neden? Çünkü “Neo darbeci” yeni bir suç örgütü olduğu, nasıl olduysa şimdi fark edilmiştir! Bir devrin faili meçhulleriyle, karanlık yapılarıyla yüzleştin mi ki neo’suyla yüzleşeceksin? diyecek olursanız...
Ama Absürdistan bu, mantık iflas etmiş bir kere...
Absürdistan’ın güçlü mü güçlü hükümdarı, kendini herkesten ve her şeyden üstün sanır. Meydanlara çıkıp bağırdıkça, otobüs dolusu taraftarları, kefenlere sarılarak kendinden geçer. Bazıları polisin ardına sığınıp ellerinde sopalarla mahalleleri tehdit eder.
Madem öyle, sen de çal
Bir çocuğun cenazesini şeytanlaştırmak, yuhalattırmak gibi becerileri vardır bu hükümdarın.
Kendilerini “dindar, muhafazakâr” olarak tanımlayan kitlesi, o ne dese coşar, sorgulamaz, zaten işine de gelmez...
Üç kuruşluk dünyevi kazancından olma, araba ve ev taksitlerini ödeyememe korkusuyla, herkesin bildiği, artık fezleke haline getirilmiş yolsuzluk belgelerine “İnanmıyorum!” der, kesip atar.
Aslında gayet iyi bilirler de mantığı şöyle kurarlar:
Kendilerini “dindar, muhafazakâr” olarak tanımlayan kitlesi, o ne dese coşar, sorgulamaz, zaten işine de gelmez...
Üç kuruşluk dünyevi kazancından olma, araba ve ev taksitlerini ödeyememe korkusuyla, herkesin bildiği, artık fezleke haline getirilmiş yolsuzluk belgelerine “İnanmıyorum!” der, kesip atar.
Aslında gayet iyi bilirler de mantığı şöyle kurarlar:
“Çalıyor ama çalışıyor ha!”
Madem öyle, hadi sen de çal... Çal, çünkü Absürdistan sana bu hakkı tanıyor. Absürdistan, başında örtün, elinde palan, elinde bayrağın, önünde seccaden olduğu sürece arkanda duruyor. Kadınları, başka din ve ırka mensup olanları kıtır kıtır doğrayan katilleri affediyor, bağrına basıyor. Bizzat dereleri denizleri kurutuyor, ağaçları katlediyor, koca ülkeyi baştan aşağıya kısa vadeli parasal kazancına uygun şekilde dizayn ediyor.
Kibirli, zalim Absürdistan hükümdarı, her şeye karışmayı kendine hak görüyor. Spor taraftarlarının sloganları sinirini bozsa, kulüp yöneticilerini arayıp tehdit savuruyor.
Gazetelerin başlığını beğenmez, televizyondaki spikere gıcık olur, kendi adamlarının daha çok yayına alınmasını ister; medya komiserlerini ve patronlarını arayıp bir güzel kalaylar.
Çöpçü balıkları
İş bağlayıcıları, para taşıyıcıları ve aklayıcıları ondan tırsıyor; ama kendi aralarındaysa “milletin a... s...” diye salyalar akıtarak, pek eğleniyorlar.
Şehir efsanesi bu ya, bazı vatandaşların evlerinde taharet musluğu konmadığını öğrenen hükümdar, ekiplerini göndererek “gerekli çalışmaları” yapmıştır!
Çocukları, kasaların bekçisi... Bakanları ise akvaryumun dibini temizleyen çöpçü balıkları misali, kendilerine düşen payı cebe indirmekle meşgul. Zeytinyağı gibi üste çıkma hesabıyla, patronlarından bile daha ırkçı, şovenist, ahlaksız olabiliyorlar.
Absürdistan’ın bağzı vatandaşları için tüm bunların önemi yok. Ne de olsa kendileri de aynı sistemin parçası. “Uyanıklık etmezsen, başkalarının inanç ve haklarını savunursan, zorbalık yapmazsan, üçkâğıda başvurmazsan, kaybedersin... Bir zamanlar olduğu gibi itilir kakılır, adam yerine konmazsın. Şimdi var mı senden kralı?” diye düşünmeleri boşuna mı?
Tuhaf ama gerçek, Absürdistan’da olanları büyük bir dehşetle izleyen, utanç duyan, isyan edenler de var. Hatta eskiden düşman olanlar bile kendilerini aynı tarafta bulur. Dünya üzerinde eşi benzeri bulunmayan seçim sistemi sayesinde, aynı düzenin devam etmesinden endişelidir.
Ama Absürdistan bu. Mantığın, adaletin, ahlakın olmadığı yerde bile eninde sonunda bir çıkış bulunur.
Mehveş Evin - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları