Tarih:
04.06.2013
Acilen bu şiddeti durdurun!
Mehveş Evin, 'Halka karşı uygulanan bu düşmanlığı, bu kanun tanımazlığı, bu yönetim şeklini görmekten usandım.'
Halka karşı uygulanan bu düşmanlığı, bu kanun tanımazlığı, bu yönetim şeklini görmekten usandım. Türkiye’nin her yerinden, ama özellikle Beşiktaş, Ankara ve İzmir’den gelen yardım ve “Şiddeti durdurun” çağrılarını takip etmekten, neye inanacağımı şaşırdımPazar akşamı Dolmabahçe’deydim. Bu kadar çok ve birbirine benzemez insanın biraraya geldiğini, tek yürekten slogan attığını hiç duymadım, görmedim. Bu kadar çok ve birbirine benzemez insanın “Doktor var mı?” diye haykırdığını... Bu kadar çok ve birbirine benzemez insanın barikat kurduğunu... Ve yardımlaştığını... Duymadım, görmedim.
Oysa pazar günü Gezi Parkı, Taksim ve İstiklal’de müthiş bir coşku ve dayanışma vardı. Sabahın ilk saatlerinde Gezi Parkı gönüllüleri çöpleri toplamaya başladı. İnsanlar akın etmeye devam ediyordu. Zira Erdoğan, bir gün önce “Bu çevreciyim diyenler, o çöp yığınlarını niye kaldıramadılar. Maske taktırıyorlardı, maske!” demişti.
Sokaklarda, bu kadar çok ve birbirine benzemez insanın küfür ettiğini... Bu kadar çok ve birbirine benzemez insanın şarkı söyleyip dalgasını geçtiğini... Bu kadar çok ve birine benzemez insanın uyduruk maskeleri ve varsa, yüzücü gözlükleriyle dolaştığınıÖ Bu kadar çok ve birbirine benzemeyenlerin cep telefonlarıyla “hatıra” fotoğrafı çektirdiğini... Duymadım, görmedim.
Medyanın sonu
Evvelsi gün İktidarla ilişkisi ve yanlı yayınları nedeniyle tepki çeken medya, meydandan atılmıştıÖ Bir tek CHP’nin Halk TV’si sürekli canlı yayın yapıyor, arada Edip Akbayram CD’si ve Atatürklü hediyelik eşyalar reklamı yapıyordu. Radyosu olanlar Açık Radyo’daydı. Ama iletişimin asıl yolu, sosyal medyaydı. Telefonlar ve internet bunca kalabalığı kaldırmadığından biraz uzaklaşmak gerekiyordu.
Korkunç bir hata işlendi. Bardağı taşıran en son damla, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Habertürk’te Fatih Altaylı ile yaptığı ‘Teke Tek’ yayını oldu. Zaten önceki gün “100 bin topladığınız yere biz de 1 milyon toplarız ama bizim böyle bir derdimiz yok” demişti. Daha önce, “İki tane ayyaşın yaptığı yasa sizin için muteber oluyor da, inancın emrettiği gerçek, niçin reddedilmesi gereken bir olay haline geliyor?”demişti.
Bu sefer, her içki içen alkolik ilan edip Taksim’e cami de yapacaklarını açıkladı: “Bunun için CHP ve birkaç çapulcudan izin alacak değilim. Bunun iznini bize oy verenler verdi zaten ...”
Başbakan’ın sözleri bitirdi
Başbakan’ın sözlerinden bir- iki saat sonra Habertürk binasının önünde protestolar başladı. Herkes “Satılmış medya” diye bağırıyordu. Bir yandan da Ankara, İzmir, Adana’dan şiddet haberleri geliyordu. Akşamüzeri Beşiktaş’tan gazlandığı haberi ulaştı. Taksim’den yaklaşık 10 bin kişi, Dolmabahçe ve Beşiktaş’a yürümeye başladı. Çoğu çok gençti. Hepsi neşeli ve kararlıydı.
Gecenin ilerleyen saatlerinde her yerden, ama en çok Ankara, İzmir ve Beşiktaş’tan korku filmi gibi bilgiler gelmeye başladı. Bazı bilgiler provokasyon, bazıları yanlıştı. Bazıları nefret kusuyordu. Herkes birbirini uyarıyordu. Erdoğan’ın dediği gibi, twitter denilen belaya karşı uyardı: “Burada abartı, yalanın daniskası burada. Sosyal medya denilen şey şu anda toplumun ve toplumların bana göre baş belasıdır.”
Yardım çığlıklarına kayıtsız
Onlarca polisin tek başına kadınları bile tekmelerle dövdüğü... Apartmanlara “Su dolu kova koyun” çağrılarının yapıldığı... Gözaltına alınanlardan haber alınamadığı... Camilerin gazla bombalandığı, Cumhurbaşkanına seslenildiği... Genel greve davet ve “Şiddeti durdurun” çağrılarının yapıldığı bu korkunç gece...
İktidar ve yöneticileri, ortalığı yatıştırmak için hiçbir itidal çağrısında bulunmadı. Twitter hesabını 1.2 milyon kişinin takip ettiği ama sıfır kişiyi takip eden CHP liderinden ses yoktu. BDP’den de...
Buraya kadar gelmesi engellenebilirdi. Bir ufak geri adım, bir gönül almaÖ Kimse artık inanmasa da durdurulabilirdi. Birbirinden berbat haberlerin bombardımanı altında Türkiye, sabaha kadar uyumadı. Yarın ne olacak, kimbilirÖ Ne yazık ki atılabilecek adımların, itidal çağrılarının etkisi ve sayısı her dakika azalıyor.
Mehveş Evin - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları