Akile’nin gözünden dünyayı kurtaranlar

Hindistan’ın, tohum tekelinin eline geçmesinin ardında yaşanan dramları anlatıyor. Düşünün, Hindistan’da 1997’den 

beri 25 bin çiftçi intihar etmiş! Peled, ‘Çiftçiler neden intihar ediyor?’ sorusundan yola çıkarak, Maharashtra köyünde 

yaşayan iki karakter aracılığıyla bize acı gerçeği gösteriyor: Ülke, Monsanto adlı GDO’lu tohum üreten dev şirkete 

teslim olduktan sonra çiftçiler, istedikleri verimi alamamaya başlıyor. ‘Haşerata son, daha fazla verim’ reklamlarıyla 

pazarlanan Monsanto tohumları, hükümete baskı yaparak yerel tohum pazarını da engellediği için tam anlamıyla bir 

tekele dönüşüyor. GDO’lu tohumlardan başta memnun kalan köylü, yeni hastalıkların çıkması, en küçük bir kuraklıkta 

ürünlerin heder olması, GDO’lu tohuma mecbur edilmesi gibi nedenlere ek olarak, tefeciden aldıkları borçları da 

ödeyemediklerinden adım adım felakete sürükleniyor. Ülkenin çiftçileri perişan olurken ABD’li dev şirket, dünyanın 

farklı yerlerinde pazarı ele geçirmeye devam ediyor.

Yani ‘açlığın tek çaresi‘ olarak pazarlanan tohumlar, farklı coğrafyalarda bırakın karın doyurmayı, insanların sonunu getiriyor. Ve tabii ki biyoçeşitliliğin... Tohum tekelinin baskısı Türkiye henüz ve çok şükür Hindistan’ın geldiği noktada değil. Ancak Monsanto gibi dev şirketlerin baskısı sürüyor. Kamuoyunda, GDO’lu ürünler az da olsa tartışılıyor. GDO’lu tohumlarsa henüz gündemde değil. Oysa Kasım 2006’da yürürlüğe giren Tohumculuk Kanunu’yla, gıda zincirinin ilk halkası olan tohum, uluslararası tarım, gıda ve tohum tekellerinin kontrolüne bırakıldı. DTÖ, IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşların dayattığı yasal düzenlemeler, patent, sertifika vb. uygulamaları yoluyla tohum, çiftçinin elinden alınıyor. Dünyanın dört bir yanında mücadele yürüten yoksul köylüler tohumlarını yetiştirme, saklama ve satma hakkını yeniden elde etmeye çalışıyor. Ülkemizdeki küçük çiftçiler de, tohumla ilgili haklarını yeniden kazanma mücadelesi veriyor. Bu mücadelenin öncülüğünü Ekolojik Üreticiler Derneği ve Karaot Tohum Derneği yapıyor. Küçük üreticilerin kendi tohumlarını, yerli meyve-sebze çeşitlerimizin tohumlarını yetiştirme, saklama ve değiş-tokuş etmelerini kolaylaştırmak için çeşitli etkinlikler düzenliyor.

Mücadelenin filmine ödül İşte bu mücadeleyi konu alan Türkiyeli bir belgesel, ‘Dünyayı Kurtarmaya Çalışanlar’ 14 Mayıs’ta kısa film ödülü aldı. Kore’de düzenlenen 9. Seul Ekoloji ve Çevre Filmleri Festivali’nde kısa film dalındaki ödül, Akile Nazlı Kaya’nın yönettiği bu kısa belgesele verildi. Kaya ve ekibini yürekten kutluyoruz.

‘Dünyayı Kurtarmaya Çalışanlar’, Türkiye’de tohum, tarım ve biyoçeşitlilik ve kendi alanlarında yaptıkları çalışmalarıyla bu konulardaki sorunlara çözüm üretmeye çalışan üç insanı konu alıyor: Türkiye’nin ilk ve tek tohum derneği olan Karaot Tohum Derneği’nin kurucusu Feray Karapınar, Ekolojik Üreticiler Derneği kurucusu ve başkanı Levent Gürsel Alev ve yine yayın listesi sadece ekoloji ve çevre konularıyla ilgili kitaplardan oluşan Sinek Sekiz Yayınevi‘nin kurucusu ve yayın yönetmeni İrem Çağıl Tütüncü...

Sağlıklı gıdaya ve dünyaya dair derdi olanlara duyurulur!

Gıda güvenliğinin sembolü

Vandana Shiva, ‘Çalınmış Hasat’ta şöyle der: “Çiftçi için tohum, yalnızca gelecekteki bitkiler ve gıda için bir kaynak değildir; kültür ve tarih de tohum içinde saklıdır. Tohum gıda zincirinin ilk halkasıdır. Tohum gıda güvenliğinin nihai sembolüdür.”