Tarih:
27.09.2014
Akşam oldu, size günaydın! (*)
Mehveş Evin; Muhafa- zakâr sağcı gazeteci-yazarlar ve hükümete ayak uydurmaya çalışan yancılar, bugünlerde hayret etmekle meşgul.
Muhafa- zakâr sağcı gazeteci-yazarlar ve hükümete ayak uydurmaya çalışan yancılar, bugünlerde hayret etmekle meşgul.Efendim, IŞİD birdenbire ortaya çıkmış! Kimse ne olduğunu anlamamış bile... Aynı hızla da ortadan kalkacakmış... Amerikan basını IŞİD konusunda Türkiye’ye çok yükleniyormuş...
Alt yazısı şu: Bunlar hep Amerika’nın işi! Ortadoğu’yu yeniden şekillendirmek, Büyük Kürdistan’ı kurmak için yapılan hamleler.
Hem hayran olduğunuz, hem nefret ettiğiniz ülkenin deyimiyle, Good morning after supper(*)” beyler! Sizler, iktidarın hangi köşesine yatsam daha kârlı olur diye hesap yaparken, Suriyeli “muhalif”lerin silahlandırılmasına tek laf ettirmiyordunuz.
Hani gazetecisiniz ya... Gidip bir Hatay’da, Urfa’da, Gaziantep’te insanların ne yaşadığını, ne düşündüğünü sormak aklınıza gelmedi tabii. Bırakın onu, Ankara’nın göbeğinde cihatçı yetiştiren Hacıbayram’ı “yabancı” gazetelerden öğrendik. Reis, her zamanki gibi gazeteciyi hedef gösterdi, yine sustunuz.
Gazetecilik destanı!
Aşırı İslamcı grupların (El Nusra, IŞİD, İslami Cephe) bu topraklarda geçen 3 yıl içinde nasıl palazlandığına dair yapılan haberlere burun kıvırıp, bu yayınlar“Esad’a destek olmak”la suçladınız.
1.5 yıl önce Reyhanlı’da tarihin en büyük terör saldırısı oldu, “insani yardım” yüklü TIR’lar geçti, yayın yasağını “milli menfaat” diye savundunuz.
Üç yıl içinde sayısı 2 milyona yaklaşan Suriyeli sığınmacılar perişan olur, kadınlar imam nikâhıyla pazarlanıp satılırken de başınızı öte yana çevirdiniz; hâlâ da çeviriyorsunuz.
Sınırdan elini kolunu sallayarak geçmeler “şimdi” engellendi, IŞİD’i yeni keşfetmiş gibi davranıyorsunuz. Eh sizin de işiniz zor; yegâne kaynağınız hükümet ve danışmanları! Gerçek bir gazetecilik destanı yazıyorsunuz, tebrikler.
Gezi’de öldürülen çocuklara “terörist” dediniz, gel gör ki El Kaide’ye finansal destek veren Türklerden haberiniz dahi olmadı... Üniversitelerde yürüyüş yapan solcu gençlerin tepesine gazlarla binilirken bu ülkenin en iyi üniversitesini (ODTÜ) düşman ilan ettiniz.
Bu ne perhiz!
İstanbul Üniversitesi’nde IŞİD’e karşı pankart açanlara saldıran “Müslüman Gençlik”e tek kelam edecek misiniz, yoksa içinizin yağları mı eriyecek?
Peki, çözüm süreci biterse nasıl bir tornistan yapacaksınız? Malum, çözüm sürecinde sona yaklaşıldı denirken, ABD’den “IŞgibi PKK’ya karşı mücadele” sözü istendi. Yahu Batı, IŞİD’e karşı PKK ve HPG’yi desteklemiyor mu? Hükümet, PKK ile kalıcı barış sağlamak için görüşmeler sürdürmüyor mu?
Siyasi malzemeden öteye gidemeyen barış sürecinde sona geliniyor evet, ama çok kötü bir son bu... Süreç çuvallarsa, herhalde bu da ABD’nin, Esad’ın veya Kürtlerin suçu olacak!
Bu arada ABD, Danimarka ve Fransa IŞİD’in Türkiye’de de saldırı yapabileceğini açıklayıp vatandaşlarını uyardı. Emniyet, kısa zaman önce 81 ilde saldırı alarmı vermişti. Ama Türkiye halkını uyaran yok.
Ortadoğu uzmanı kesilen seçkin gazeteciler bir de şu soruyu sorsa ya: IŞİD’in Türkiye’de saldırı yapma ihtimali nedir?
SÜPER BİR DİZİ: HOMELAND
* Philip Seymour Hoffman’ın son filmi “A Man Most Wanted” bu yıl izlediğim en iyi casusluk filmiydi. Neyse ki “Homeland” dizisiyle benzer bir tadı yakaladım.
* Homeland, 11 Eylül sonrasında radikal İslamcı grupların saldırılarını önlemeye çalışan CIA görevlilerin kurgusal hikâyesini anlatıyor.
* Homeland’deki kahramanlar ve olaylar, elbette abartılı. Oyuncular, hele bipolar ajan Carrie’yi oynayan Claire Danes harika. Ekimde başlayacak 4. sezonda Carrie İstanbul’da olacak.
Mehveş Evin - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları