loading
close
SON DAKİKALAR

Alkole bitmeyen ayar

Mehveş Evin
Tarih: 13.05.2013

Mehveş Evin, 'AKP, alkollü içki satışı ve tüketimini imkânsız hale getirmek için elinden geleni ardına koymuyor.'

AKP, alkollü içki satışı ve tüketimini imkânsız hale getirmek için elinden geleni ardına koymuyor. Malum, AKP Manisa Milletvekili Recai Berber, Meclis Başkanlığı’na yeni bir yasa teklifi sundu...

Eğer bu teklif kabul edilirse her türlü içki reklamı yasaklanacak. Bir içki markasının logosu herhangi bir yerde gözükemeyeceği gibi, şişenin üstüne -dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen bir uygulama- “İçki sağlığa zararlıdır” yazısı konacak. İnternetten sipariş bile yasaklanacak.

İçki ruhsatı olan işletmelerde bile, “dışarıdan görülecek şekilde” içki servisi yapılamayacak. Türkçesi, açık havadaki, hatta pencereden gözüken tüm restoran, bar ve meyhanelerin kepengi indirmesi demek oluyor.

Uygulamayı sağlama almanın yolu da bulunmuş: İçki satış ve tüketimine yönelik düzenlemeler, belediyelerden alınarak valilere verilecek. Bunun anlamı, alkolle ilgili her türlü denetim ve yetkinin doğrudan merkezi hükümette olması.

Zaman’ın örneği

Zaman gazetesi, taslağı savunan bir haberi dün birinci sayfasına koymuştu: “Dünya, gençleri alkolün zararından reklamı kısıtlayarak koruyor...”

Merak edip haberdeki örneklere baktım. İngiltere Alkol Araştırmaları Enstitüsü, “İçki fiyatları vergiler yoluyla yüzde 10 artırılsın. Satılan yerler haftada bir gün kapatılsın. Perakende satışa kısıtlamalar getirilsin” önerisinde bulunmuş.

Avrupa’dan verilen örneklerin tümü, daha yüksek vergilerin uygulanmasıyla ilgili. Bu konuda zaten dünya rekortmeniyiz. Hürriyet yazarı Şükrü Kızılot, alkollü ÖTV’sinde Türkiye’nin dünya rekortmeni olduğunu yazdı: En yüksek verginin alındığı İsveç’in bile 3.3 katı! (Ekim 2012)

Hiçbir ülkede, “Dışarıdan görülecek şekilde içki içilmeyecek” gibi fetvalar söz konusu değil. Öyleyse neden bu kandırmaca?

1920’lerin Amerika’sı

Zaman gazetesi veya hükümet, alkol uygulamalarıyla ilgili illa bir benzetme yapacaksa, Avrupa değil İslam ülkeleriyle karşılaştırma yapmalı. Bizdeki alkol tüketimine kıyasla vergilendirme, denetim ve pazarlama kanunları, Avrupa ülkelerinden çok daha sıkı.

Evet, fazla alkolün zararları anlatılmalı, 18 yaş altındakilerin kolay ulaşamaması için önlem alınmalı. Ama böyle değil! Daha fazla kısıtlamak, yasaklamak, zam yapmak, vatandaşın özgür iradesini hiçe saymak anlamına gelir.

En kötüsü, bu tip yasakların aslında alkolü daha da cazip hale getirmesi... Alkol tüketimini yeraltına indirecek, kaçak içki imalatını artıracak uygulamalarla 1920’lerin Amerika’sına mı dönmek istiyoruz?

ALKOLDE İNGİLTERE ÖRNEĞİ

- Avrupa’da yıllık kişi başına alkol tüketimi 10 litreyken, bizde 1.5 litre. Özellikle İngiltere, 18 yaş altında alkol tüketimini kısıtlamak için çaba harcıyor.

- İngiltere’de alkolle ilgili yasalar kısaca şöyle: 18 yaşındakilerin altındakilere içki satılamaz. 16-17 yaşındaki çocuklar, alkol ruhsatlı yerlerde velilerin yanında olduğu sürece içebilir. (Bizde velisinin eşlik ettiği yerde bile 18 yaş altı çocukların bırakın içmesi, bulunması yasak!)

- İngiltere’deki alkol promosyonu ve reklamıyla ilgili yasalardan örnek: Pazarlama, sosyal olarak sorumluluk bilinciyle yapılmalı. Alkol tüketimi özendirici olmamalı. Alkolün cinsel gücü artıracağı, yalnızlık veya sıkıntılara çare olacağı şeklinde reklamı yapılmamalı. Daha fazla alkol tüketimine yol açacak promosyonlar verilmemeli... Bütün bu kurallar ve fazlası zaten bizde var.

REYHANLI’DA TÜRKLERİN SALDIRISI

- Reyhanlı’daki korkunç saldırıyı hepimiz lanetliyoruz... Hayatını kaybeden insanların yakınlarına sabır, yaralılara şifa, şiddet ortamında yaşayan herkese kuvvet diliyorum.

- Patlamadan sonra gelen en düşündürücü haberlerden biri, bazı Türk gençlerin Suriyelilere saldırmasıydı... Nasıl bir ruh halindeyse bu insanlar, facianın sebebi olarak göçmenleri görebiliyorlar.

- Binlerce göçmen sınırdan akın ettikçe, sınır şehirlerindeki dengeler ister istemez değişti. Peki, vatandaşların ve göçmenlerin bu “yeni” duruma alışmaları için gereken önlemler alındı mı? Psikolojik destek sağlandı mı? Maalesef sınırları açmakla “insanlık görevi” bitmiyor.

Mehveş Evin - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları