loading
close
SON DAKİKALAR

Alnı secdeye varan biri ne yöne bakar?

Mehveş Evin
Tarih: 08.12.2012

Mehveş Evin yazdı, ''AKP'li il başkanının verdiği mesaj, iktidarın hoşuna gitmedi...''

AKP Diyarbakır İl Başkanı Halit Advan, “dindar Kürtler BDP’ye oy veriyor” dediği için istifa etmek zorunda kaldı...

Bazı haberlere göre bu ifade, Başbakan için “bardağı taşıran son damla”ydı... Halit Advan’ı tanımayanlar, bir yıl önce göreve getirilen avukatın partisiyle çatıştığını sanabilir. Alakası yok. Advan, konuştuğum Diyarbakırlıların nezdinde “AKP’nin bürokratı” olmaktan ileri gitmiyordu.

Bir ay önce, Namık Durukan’la Diyarbakır’a gittiğimizde Advan’ı avukatlık ofisinde ziyaret etmiştik. Açlık grevleri 50’nci gününü aşmış, kentte gerginlik had safhaya çıkmıştı.

Karşımda AKP politikalarını dengeli bir biçimde savunan, ama Diyarbakır ve Kürt gerçeğini insani açıdan dillendiren bir il başkanı vardı... Sivil toplum liderleriyle bir araya gelmişti. Görüşleri partisine ileteceğini söylüyor, “En önemli görevimiz bölgenin fotoğrafını çekip bilgilendirmek” diyordu.

Bildiğini kendine sakla

Diyarbakır’da her kesimden insandan duyduğum “duygusal kopuşu önlemeliyiz” cümlesini o gün Advan da sarf etti. Röportajın başlığı da bu oldu.

Belli ki Halit Advan’ın “çektiği fotoğraf”, verdiği mesaj, iktidarın hoşuna gitmedi... Daha doğrusu kol kırılsın, yen içinde kalsın istendi. Diyarbakır fotoğrafının bir kısmını dahi medyayla paylaşması, tahammül edilemez bulundu. Daha sessiz, biat eden, hatta gerçekleri çarpıtan, “dindar olan AKP’ye oy verir” diyen bir başkan istendi!

Ne de olsa aynı günlerde Başbakan, “Alnı secdeye varan, ‘La İlahe İllallah’ diyen bir insan terör örgütüyle aynı yöne bakamaz” diyordu. Bunu derken PKK’yı kastediyordu.

Ama bölgede Hizbullah gerçeği de var. Hatırlarsanız Hizbullah, “La ilahe illallah” diye diye insanları domuz bağlarıyla işkence ederek, diri diri gömerek öldürmüştü! 2007’de Hıristiyan misyonerler Malatya’da katledildi.

Bunları yapanların da alınları secdeden kalkmıyordu.

80’lerin generalleri gibi

Dindarlık ve dini tercihler üzerinden bölge halkını PKK’ya karşı tavır almaya davet etmek, hem gerçekçilikten uzak, hem de tam tersi etki yapacak bir siyaset. Nefret söylemi zaten milliyetçilik üzerinden yapılıyor, bir de buna dini ekleyince 1980’lerin darbe zihniyetinden ne farkı kalıyor?

Başbakan’ın danışmanları, yerel seçimler öncesinde bir haftalığına makam arabalarından inip Diyarbakır’da “hiç kimse” olarak dolaşsa... Kapalı salonlarda alkış koparan bu metinlerin, ne kadar tehlikeli, yanlış ve zararlı olduğunu belki o zaman anlayabilirler.

(Halit Advan’la yaptığımız röportajın tamamı için: http://gundem.milliyet.com.tr/duygusal-kopusu-onlemeliyiz-/gundem/gundemdetay/03.11.2012/1621089/default.htm )

İnci'ye ağıt

* Avrupa’da hangi şehre gitseniz, bir değil onlarca dükkanın, restoranın tarihinin çoook eskilere dayandığını görürsünüz. Bu mekanları korumanın amacı, şehri sadece turistik olarak “cazip” kılmak değildir. O şehirde yaşayan insanların ortak hafızasını taşıdıkları için kıymetlidir.

* Kimi eski püsküdür, dekorasyonu yeni değildir... Ama orada bulacağınız tadı, soluyacağınız havayı başka hiçbir yerde bulamayacağınızı bilirsiniz.

* İnci Pastanesi, İstanbul’da artık sayısı iki elin parmaklarını geçmeyen kült mekanlardan biriydi. Di’li geçmiş zamanda yazmak ağırıma gidiyor. Fakat dünkü tahliyeden sonra artık İnci de nostalji tramvayına zorla bindirildi. İçimizden, şehrimizden kopartıldı.

* İnci’yi, güzelim Serkil Doryan’ı koruyarak yenilemek, değerine değer katmak varken, bu akılsızlığa, hunharlığa ve değer bilmezliğe ne denebilir?

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları