Tarih:
26.05.2012
Bakan İdris Bey’e teşekkür etmeliyiz
Öyle açılımmış, demokratikleşmeymiş, kardeşlikmiş, bütün bunların artık hikâye olduğunu anlamayanlar da anladı...
Uludere hakkındaki sözleri için İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’e kızmayın... Ona teşekkür edin! Neden mi?1. Bakan Şahin, o muhteşem (!) açıklamayı yapmasa, Uludere skandalını örtbas etme kampanyası başarıya ulaşacaktı... Wall Street Journal’de yayımlanan haberle birlikte medyanın “mecburen” yeniden sorguladığı Uludere, “gavur medyanın oyununa gelmeyin, susun!” telkiniyle yine gündemden düşecekti...
2. Bu ülkenin İçişleri Bakanı, her şeye ne kadar hâkim olduğunu (!) bir kez daha gösterdi... “Vur” emrini Hava Kuvvetleri komutanlarının verdiğini belirterek, ülke yönetimindeki birlik ve beraberlik konusunda içimize su serpti!..
3. 34 sivilin bombalanarak öldürülmesi hakkında “Hayatlarını kaybetmemiş olsalar ve sağ ele geçirilmiş olsalar kaçakçılıktan yargılanacaklardı” şeklindeki mantık yürütmesi, 90’lı yıllardaki terörle mücadele kafasından pek de uzaklaşılmadığının kanıtı oldu. En azından dürüst! Öyle açılımmış, demokratikleşmeymiş, kardeşlikmiş, bütün bunların artık hikâye olduğunu anlamayanlar da anladı...
Figüranlar ve bakanlar
4. Devletin Kürt algısını, Bakan Şahin net bir biçimde tekrar gözler önüne serdi... Evet, sınırda yaşayan ve kaçakçılıkla geçinen bir Kürt olmak, devletin gözünde örgüt üyesi olmakla eşdeğer. Bu bölgede yaşayan pek çok insanın korucu olması ise hiçbir şeyi değiştirmiyor! “Hayatını kaybeden insanlarımız olayın sadece figüranlarıdır” cümlesi, neden bu sivillerin bombalandıklarını ve devletin neden kuru bir özür dahi dilemediğinin de yanıtı.
5. Hüseyin Çelik, Şahin’in üslubunu “insani bulmadığını” açıkladı. Oysa mesele, insanlığı ve üslubu çoktan aşmış durumda! Hükümet, Uludere ile ilgili insani bir tavır sergilemiş olsaydı zaten bunları tartışmayacaktık... “Tazminat ödedik ya, çenelerini kapasınlar” tavrından vazgeçilmediği sürece de kimsenin, kimseye insanlık dersi verecek hali yok.
6. Dikkatlerden kaçan bir cümle, ama çok önemli: İçişleri Bakanı “O bölge, Kandil’e doğru bölücü örgütün kontrolünde bir bölge” dedi. Yani ne diyor devletimiz? Kontrol bizde değil! Sadece güvenlik açısından değil, siyaseten de yapılmış, gelmiş geçmiş en büyük itiraftır bu.
Uludere’yi unutun!
Evet, her cümlesiyle ayrı bir tartışmaya neden olan Şahin Bakan’a aslında teşekkür etmeliyiz... Turnusol kâğıdıdır kendisi. Beyaz Türk zihniyetini eleştirenlerin, ayrımcılıktan, askeri vesayetten şikâyet edenlerin, aslında hiç de farklı bir noktada durmadığının kanıtıdır. Denklemde tek değişenin, gücü kimin elinde bulundurduğu olduğunu ispatlamıştır...
Ancak kimse, Şahin’in istifa etmesini beklemesin! Ne de olsa Erdoğan, Demirel’e rahmet okutan bir demagojiyle “Kimse kaçakçılığı meşru gösterme gayreti içine giremez... Bu konu üzerinde durmak, terörden yana olanları, terör odaklarını daha da güçlendirir” diyebiliyor... (25 Mayıs, Milliyet, Fikret Bila).
Böylelikle sadece sınırda yaşayanları değil, Uludere hakkında konuşan herkesi teröre “yardım ve yataklık” etmekle aynı kefeye koyuyor.
Medya, askeri vesayetin hüküm sürdüğü yıllarda, en şahin komutanlardan böyle direktif almadı! Başbakan, alenen Uludere’de ne olduğunu sorgulamayı bırakmamızı ve susmamızı istiyor: “Ne kadar konuşursak o kadar gündemde kalmaya devam eder ki bu da yaraları olanları üzmeye devam eder.”
Pardon ama, yaraları olanlar kim, yaralı olanları üzenler kim? Konuşan ve konuştukça dibe batan kim?
Her şey tamam Behzat Ç. sorun!
Behzat Ç., bu gidişle sevilen bir dizi karakteri olmaktan çıkıp, 21. yüzyıl Türkiyesi’nde yaşam tarzı tartışmasının kahramanı hale gelecek...
- MHP’li bir vekilin yemeyip içmeyip hakkında soru önergesi verdiği Behzat Ç., devleti temsil eden bir karakter olarak “görev sırasında alkol almak, nikâhsız birlikte yaşamak ve Türk aile yaşam kurallarına uygun olmayan davranışlar sergilemek”le suçlanmıştı.
- Eh, MHP’nin istediği bir göz, AKP verdi iki göz... Şimdi bakanlığa yapılan üç şikâyeti İçişleri Bakanımız RTÜK’e yollamışlar.
- Kim bilir başka dizilerle ilgili neler şikâyet ediliyor, ama konu Behzat Ç. olunca üç şikâyet kaale alınıyor! Hayır, mesele diziler hakkında yapılan şikâyetlerin sayısı da değil. Türk aile yapısı diye çarpıttıkları ahlaki değerler... Biteviye sansür kafası...
- Hayır madem Türk aile yapısını korumaya bu kadar meraklı siyasetçilerimiz... Dizilerle uğraşacaklarına çocukları istismar eden, kadınları döven ve öldüren, kızlara tecavüz eden, aralarında devlet görevlilerinin de olduğu gerçek suçlularla uğraşsınlar. Samimilerse asıl Siirt davasını, NÇ’yi gündeme getirsinler!
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları