loading
close
SON DAKİKALAR

Bakur sansürünün perde arkası

Mehveş Evin
Tarih: 15.04.2015

Mehveş Evin; Ancak bu, İstanbul Film Festivali’ni protesto ettikleri anlamına gelmiyor. Protesto edilen, devletin canı istediği zaman sinema sektörünü sansürleme yetkisini elinde bulundurması.

Bakur adlı belgesel, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “kayıt tescil belgesi” şartını nedense
11 Nisan’da “hatırlaması” ve festival yönetimine hukuki işlem başlatacağı uyarısı üzerine İstanbul Film Festivali’ndeki gösterimden kaldırıldı...
Festivale katılan 22 filmin yapım ve yönetmen ekipleri, alenen sansüre giren bu keyfi yaptırımı protesto etmek ve “Bakur”la dayanışmak için, filmlerini festivalden çektiler.
Ancak bu, İstanbul Film Festivali’ni protesto ettikleri anlamına gelmiyor. Protesto edilen, devletin canı istediği zaman sinema sektörünü sansürleme yetkisini elinde bulundurması.
İKSV Film Direktörü Azize Tan, tescil kayıt belgesinde yerli-yabancı ayrımcılığına karşı olduğunu, bu şartı bir sansür ve baskı aracı olarak yorumladıklarını açıklayarak sinema sektörünün taraflarını bu konuyu tartışmaya davet etti.
Ayrıca ulusal ve uluslararası Altın Lale ile Ulusal Belgesel yarışmalarıyla festivalin kapanış töreni iptal edilerek tavrını gösterdi.


Polis Atlas’a geldi
Peki, uluslararası sinema platformuna da yansıyan bu skandal nasıl gelişti? İKSV yetkililerine sordum...

1- Tescil kayıt belgesi yeni değil: Eskiden yabancı yapımlardan da bu belge isteniyordu. Ta 1988’de, Elia Kazan’ın da katıldığı meşhur “sinema yürüyüşü” bunu protesto etmek için yapıldı. Yabancı yapımlar için bu belge zorunluluk olmaktan çıktı; ancak 2004’te yapılan bir değişiklikle her türlü sorumluluk, festivali düzenleyen kuruma havale edildi. Halen her yerli yapımdan tescil belgesi isteniyor.

2- Yönetmelik fiilen uygulanmıyordu. Nitekim film festivallerinde pek çok yerli yapım, bu şarta “takılmadan” gösterildi. İKSV, özellikle belgesellerin bu belgeyi almadığını, bu şart aransa pek çoğunun festivalde de gösterilemeyeceğini, zira pek çoğunun da vizyona girmediğini belirtiyor.

3- İKSV neden şimdi Bakur’u gösterimden çekti? İKSV kendi yönetmeliğinde “kayıt tescil belgesi” şartı aramıyor. Zaten İKSV, bu yönetmeliğin değiştirilmesi için uğraşıyordu. Program çoktan açıklanmıştı. Kültür Bakanlığı, 11 Nisan saat 14:25’te tescil belgesini “hatırlatma” maili gönderip gerektiğinde hukuki yollara başvuracağını belirtti. Aynı gün ve ertesi gün, polis Atlas Sineması’na geldi ve “Bakur”un gösterilip gösterilmeyeceğini sordu. (Gösterim tarihi 12 Nisan’dı). Bilet alan seyircilerin çıkabilecek herhangi bir olayda mağdur olmaması için
İKSV, Bakur’un yapımcılarıyla da görüşüp gösterilmemesine kararını verdi.

Bakanlık kendini ele verdi

4- Film, para cezası verilip gösterilseydi: Cezai uygulama ancak filmi gösterdikten sonra uygulanıyor, önceden para verip göstermek söz konusu değil.
5- Bakanlık neden İKSV’yi suçluyor? Kültür Bakanlığı, söz konusu maili 9 Ocak 2014’te yolladığını iddia ediyor. Evet,
bu tarihte o metin yollandığı gibi 11 Nisan’da da yollanmış. İlginç olan, bakanlığın
kendi açıklamasında sansür yaptığını kabul etmesi:
“Filmle ilgili yapılan haberlerde ‘PKK belgeseli’ nitelemesinin kullanılmasının da işaret ettiği gibi ortada terör örgütü propagandasının söz konusu olması hiçbir şekilde temel demokratik değerlerle ve düşünce özgürlüğünün evrensel kriterleriyle bağdaşmayan bir durumdur. Bu noktada da ‘PKK belgeseli’ nitelemesinin işaret ettiği gibi, terör örgütü propagandası konusu da söz konusu vakfı ve festival yönetimini ilgilendirmektedir.”
Mesele tam da bu değil mi zaten?
O yönetmelik durduğu ve bu şekilde tedavüle sokulduğu sürece, sinema ve ifade özgürlüğü üzerindeki sansür kalkmayacak.

HANİMİŞ SÜREÇ?

- Hükümet, PKK ile resmi teması yıllardır sürdürür, eski-yeni Türkiye ayrımı yaparken neden bir belgeselden bu kadar rahatsız?
- Akademisyenler, aydınlar, taraflar, “barış süreci”nin sadece ateşkesten ibaret olmayacağını
haykırıyor. Toplumsal barışın sağlanabilmesi için tarafların birbirini tanımaya, anlamaya ihtiyacı var.
- Bakur gibi belgeseller tam da bunun için hayati. Kültür ve sanat yoluyla nice önyargı aşılabilir, farklı düşünceler topluma aktarılabilir. Galiba istenmeyen şey bu.

Mehveş Evin - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları