Tarih:
30.12.2013
Başbakan’ın üslubu şimdi mi şaşırtıyor?
Mehveş Evin; Elinden gelse ülkedeki tüm kanalların yayın akışlarını, manşetlerini belirleyecek...
Başbakan ne zaman sıkışsa, çoklu miting moduna geçiyor. Medyayı -istediği kadar olamasa da- şekillendirmiş olmanın meyvesini böyle alıyor.Elinden gelse ülkedeki tüm kanalların yayın akışlarını, manşetlerini belirleyecek...
Seçim kampanyası startı verilmedi, kaldı ki yerel seçim bu, ama kimin umurunda? Her konuşma bir seçim yatırımı. Dünyada günde dört kez “halka” seslenen Başbakan gören varsa haber versin!
Yolsuzluk skandalı, Emniyet operasyonu, yargı tartışmaları, hırpalayıcı istifalar karşısında Erdoğan “en iyi savunma saldırıdır” saikiyle hareket ediyor. Hangi kanalı açsanız, üst perdeden bağıran, kendine aşırı güvenen, muhalif her görüşü ötekileştiren, canavarlaştıran bir lider var karşımızda.
Bazıları bu ayrıştırıcı, gerilimli üslubu yeni fark etmiş gibi davranıyor ya, gerçekten eğlencelik. Erdoğan, Fethullah Hoca ve cemaatine “komplocu, darbeci, dış güçlerle işbirlikçi” dedikçe dehşete kapılıyorlar... Neden, çünkü ilk kez onların kutsallarına dokundu.
İyi de kadınlara, Alevilere, laiklere, Kürtlere, Gezi eylemcilerine, gayrimüslimlere, kısaca AKP gömleğine girmeyen herkese karşı aynı üslubu kullanırken neredeydiniz?
Hani darbeciydiler?
Hani darbeciydiler?
Hatırlamıyor musunuz? Taksim’de usulsüz ağaç kesimini protestosuyla başlayan ve polis şiddetiyle büyüyen direnişin karşısında, sokaktaki milyonların ne çapulculuğu kaldı, ne anarşistliği, ne din düşmanlığı, ne de alkolikliği...
Ya Aleviler? “Bana Alevi hakimler ceza verdi” derken, Kılıçdaroğlu’nun Alevi kimliğini, ibadet yerlerinin cemevi değil cami olduğunu defalarca vurgularken nerede durdular?
Şimdi yasal düzenlemeyle yeniden yargılanmaları gündeme gelen Ergenekon ve Balyoz davaları sanıkları, “darbeci” değil miydi? Başbakan, Ergenekon’u “Ben milletin adına savcıyım” diyerek savunurken hukuka müdahale etmiyor muydu?
Peki dini siyasi araç olarak kullananlar, başörtüsü özgürlüğü dışında herhangi bir kadın hakkı, eşitlik talebi için ne yaptı? Kürtaj hakkından kadınların kaç çocuk doğuracağına... Metroda kadının kimin yanına oturmasından, “kız ve erkek öğrenciler aynı evde kalamaz” şeklindeki sözlerine itirazları yoktu.
Affedersiniz Rum...
Affedersiniz Rum...
Hâlâ her gün kadınlar katlediliyor, çocuk yaşta evlendiriliyor ama her fırsatta erdem dersi veren “yüce din adamları” bu konuda ağzını açmıyor!
Zerdüştlük, Yezidilik aşağılanıp terörle eşleştirilirken... BDP’liler için “ölü sevici”, bombalanarak öldürülen Roboskili köylülere PKK’lı iması yapılırken... “Ne Yahudiliğimiz, ne Ermeniliğimiz ne affedersiniz Rumluğumuz kalmadı” derken, üslup çok mu doğruydu?
Kısa süre öncesine kadar iktidarın en has ortakları olanlar, kardeşlik türküleri söyleyenler, keşke şimdi Recep Tayyip Erdoğan’ın kişiliği, üslubu ve yönetim biçimine şaşırmış gibi yapmasa...
En azından biraz daha tutarlı ve dürüst görünebilirler.
ZORUNDA MIYIM?
* Cemaat-AKP savaşı ve buna göre alınan pozisyonlar yüzünden Dilber Ay’ın “Zorunda Mıyım” şarkısını söyleyenler çoğaldı! Söz konusu siyasi-dini yapılanmalarla maddi manevi ilgisi olmayan çoğunluğun işi çok zor.
ZORUNDA MIYIM?
* Cemaat-AKP savaşı ve buna göre alınan pozisyonlar yüzünden Dilber Ay’ın “Zorunda Mıyım” şarkısını söyleyenler çoğaldı! Söz konusu siyasi-dini yapılanmalarla maddi manevi ilgisi olmayan çoğunluğun işi çok zor.
* Bir yandan cemaati üstü kapalı olarak destekleyen bir CHP... Diğer yandan barış süreci tehlikeye girecek diye ürken BDP... Ve etkisiz politikalarıyla MHP...
* İyi de ayakkabı kutusunda değil parayı, ayakkabıyı zor gören yoksullar ne yapsın? Her yıl zamlanan vergileri aksattığı anda devletin kapısına dayandığı vatandaş ne etsin?
* Sırf cemaatin veya hükümetin “adamı” olmadığı için işten atılan, iş bulamayan veya bağlayamayanlar, bu savaşta taraf tutmak zorunda mı?
Mehveş Evin - Milliyet
Mehveş Evin - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları