Tarih:
29.11.2015
Başımız çok sağoldu, artık yeter!
Mehveş Evin; İnsan hakları savunucusu, ‘Diyarbakır’ın elçisi’ Tahir Elçi’yi uğurlamak için on binler, pazar sabahı Diyarbakır Koşuyolu parkında toplandı. Halk, üzgündü, öfkeliydi; aylardır cenazesiz bir gün geçiremediklerinden, bıkkındı.
İnsan hakları savunucusu, ‘Diyarbakır’ın elçisi’ Tahir Elçi’yi uğurlamak için on binler, pazar sabahı Diyarbakır Koşuyolu parkında toplandı. Halk, üzgündü, öfkeliydi; aylardır cenazesiz bir gün geçiremediklerinden, bıkkındı.Devlet yetkilileri, cinayetin sorumluluğunu ve yöneltilen suçlamaları sert bir dille redderken Elçi için toplanan vatandaşlar tersini düşünüyordu. Dobra olduğu kadar şiirsel konuşan Kürt kadınlar, “başınız sağolsun” dediğimde şöyle cevap verdi: “Başımız çok sağoldu, artık yeter!”
Aslında bu cümle tek başına ne çok şey anlatıyor… Bir başkası, “Bu cinayette devletin parmağının olduğunu düşünüyoruz. Tek kelimeyle Dink’in öldürülmesiyle aynı. Ölümlerle perçinleştik, öfke doluyuz” diyordu.
Kibar, yaşını almış bir bey yanıma yaklaştı. Ne düşündüğünü sorunca “TC kalender, iyi insanları istemiyor… Nerede büyük insan varsa yok etmeye çalışıyor. Elçi, hiç kimsenin ölmesini istemeyen, insan yaşamına kendini adayan biriydi. 35 yıldır öldürmekle yok edildi mi Kürtler?” derken gözleri doldu. Nefes almakta zorlandı. Belli ki hayatında çok acı görmüştü.
Öldürmek için değil, yaşatmak için…
“İstiyorsanız isminizi yazmam” dediğimde cevabı hazırdı: “Kendi fikirlerimi ifade ettim. Öldürmek için değil, yaşatmak için” dedi. Okumuş insanların anlamadığı, anlatamadığı ‘ifade özgürlüğü’ meselesini iki cümlede özetleyen Süleyman Bey’e saygı duymamak elde mi?
İşin kötüsü, insanların umudunun artık sönmeye yüz tutması. “Sözün bittiği yerdeyiz. Her şey meydandadır. Her şeyi görüyoruz. Faili meçhul değil” diyenler, “Huzur istiyoruz, barış istiyoruz… Ama umudumuz kalmadı. Barış diyoruz, ölüyoruz. Artık yeter!” diyenler… Ve “Hepsini Erdoğan yapıyor. Bizim kanımız onu boğsun!” diye öfkenin adresini verenler de var tabii.
Tahir Elçi’nin anmasında baro adına söz alan gencecik bir avukat, “1990’lardan beri JİTEM’ci ağababalarına boyun eğmedim” sözlerini hatırlattığında binlerin alkışı yükseliyor.
Söz veriyoruz, halk sahipsiz kalmayacak.
“Artık Terörle Mücadele adına halkın evlatlarının yok edilmesi kabul edilemez bir hal almıştır” derken, sesi boğuklaşıyor. Elçi cinayeti davasının takipçisi olacaklarını, yakalarını bırakmayacaklarını söyledikten sonra konuşmasını şu cümlelerle bitiriyor: “Avukatlar olarak demokratik tepkimizi ifade etmek için buradayız. Bu kurşun hepimize sıkıldı. Söz veriyoruz, Kürt halkı sahipsiz kalmayacak…”
Alkışlar, sloganlar yükseliyor… Ve Tahir Elçi’nin cenazesi omuzlara tekrar alınıp, mezarlığa yürünüyor.
Bağlar mahallesinde kadınlar, çocuklar sokaklara çıkmış… Yaşlı kadınlar balkonlara çıkmış zafer işareti yapıyor. Binlerce insan mezarlığa kadar Tahir Elçi’ye eşlik ediyor.
Bir kez daha canlarından can koparılmasına rağmen başları dik, duruşları mağrur, birbirlerine kenetlenmiş…
Mehveş Evin - Diken
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları