Budizm düşmanlığı eksik kalmıştı!

Tarih: 21.11.2013

Mehveş Evin; İnsan haklarını din, dil, etnik farklar gözetmeden savunacaksanız, Tibet’deki Çin işgalini de boykot edin.

Hangi din olursa olsun, devletin elinde baskıcı bir aygıta dönüşünce azınlıklara zulüm halini alıyor. Müslüman ya da Budist, fark etmez

Hem İslamofobiden şikayet et, hem iş başka dinlere gelince aynı toptancı, düşmanca yaklaşımı sergile... Yandaş, İslamcı medyanın durumu bu! Son örneği, Ertuğrul Özkök’ün budizm macerası üzerinden yapılan “Myanmar’daki Müslüman katliamını görmezden geldi” şeklindeki yayınlar.
Bir kere Myanmar nire, Butan nire? İkisi de Budist ülke, ikisi de Güneydoğu Asya’da ama tarihi, yönetimi, etnik yapıları farklı. Myanmar’da 135 etnik grup yaşıyor ve yüzde 89’u Budist... Ne var ki Budizmin de, tıpkı diğer dinlerde olduğu gibi, pek çok yorumu ve türü var. Myanmar’ınki Theravada Budizmi olarak anılıyor. Butan halkının resmi dini ise Vajrayana Budizmi. Ülkenin üçte biri Hindu.

Türkiye ile İran aynı mı?

Şimdi... İki ülke aynı coğrafyada bulunduğu, benzer dini paylaştığı için toptancılık yapıp “Budistler Müslüman düşmanı, hiç de barışçıl değiller” demek, cehaletin zirve yaptığı nokta. Sırf Ortadoğu’da ve çoğunluğu Müslüman bir ülke olduğumuz için, Türkiye’yi Irak, İran veya Suriye’yle aynı kefeye koyabilir misiniz?
Suriye’deki vahşete, İran’daki şeriat yönetimine, Irak’ta günaşırı ölümlere bakıp, “Müslümanların hepsi katliam yapıyor” diyebilir misiniz? Her Müslümanı, radikal İslamcı olarak damgalayabilir misiniz? Bu da aynı mantık! Hangi din olursa olsun, devletin elinde baskıcı bir aygıta dönüşünce azınlıklara zulüm halini alıyor. Myanmar’da olan da budur: 2011’de askeri rejimden kurtulabilen ülke, demokrasiye geçişte büyük sancılar yaşıyor. Sorun, Budizm değil totaliterizm.

Bari Google’layın

Radikal grupların 240 kişiyi öldürdüğü kanlı olaylardan sonra Rohinga bölgesinde yaşayan 240 bin Müslüman kaçtı. BM, Myanmar hükümetini sıkıştırıyor. Gerek Tibet’in ruhani lideri Dalai Lama, gerek muhalefet lideri Nobel ödüllü Aung San Suu Hyi, ülkesinde Müslüman azınlığa yapılanları kınıyor. İslamcı basın, bu bilgileri Google’dan arayıp bulma zahmetine bile katlanmayıp “Budistler katlediyor” toptancılığına, kendilerine pay çıkarmak adına soyunuyor.
Bölgedeki Müslüman-Budist çatışmalarının (mesela Pakistan-Hindistan) tarihine bakmadan, sömürge tarihini görmezden gelerek, Güney Asya kültürlerini tanımadan yorum yapmak nasıl bir akıldır? Mesele inanç değil, baskıcı, çıkarcı ve tektipçi devlet anlayışı. Mesele, demokrasi. İster askeri ister sivil olsun. Yönetim mantalitesi düşmanlıklar, din ve etnisite üzerinden kurulunca böyle oluyor işte.

TiBET N’OLCAK?

- Myanmar’daki zulümden kendine malzeme çıkaranlar, Tibet konusunda pek sessiz! Anlaşılan, ezilen Müslüman olursa zulüm sayılıyor, başka bir dinin mensubu olunca müstehak...

- 1949’dan beri Çin işgali altındaki Tibet’te 1 milyon kişinin işkence ve gözaltıda öldüğü tahmin ediliyor. Bir o kadarı da ülkesinden kaçmak zorunda kaldı.

- Son iki yılda 100 Tibetli, Çin hükümetini protesto etmek için kendini yaktı. Tibetliler, şu sıralar Çin’in neo liberal politikalarına direniyor.

- İki hafta önce, dünyanın pek çok yerinde bulunan Intercontinental otel zinciri protesto edildi. Zira Lhasa’da yapılması planlanan ultra lüks otel, Tibetliler için Çin işgalini turistik bir seyirliğe çevirmek demek.

- İnsan haklarını din, dil, etnik farklar gözetmeden savunacaksanız, Tibet’deki Çin işgalini de boykot edin.

Mehveş Evin - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları