Cadaloz iş kadını!

Tarih: 27.09.2012

Mehveş Evin yazıyor, ''İstikbal'in son reklam filmi, 'İstikbal yerlerdedir' dedirtiyor...''

Ezel ebed cinsiyetçilikten nasibini alan reklam filmleri, maşallah tam gaz gidiyor... İdeal anne, ideal eş, ideal ev kadını rollerine ek olarak zıpkın gibi iş kadını modeli geldi. Her daim güzel, bakımlı ve hayata pespembe bakan bu ‘hayal’ kadına karşılık ‘öküz’ erkek modeli normalmiş gibi bize sunuluyor. (Bosch’un reklamını tenzih ederim.)

İstikbal’in son reklam filmindeyse ‘ideal kadınlık’, ancak sihirli bir halıyla mümkün. ‘Stres atan halı’ gibi deli saçması bir pazarlama ürününde kullanılan çalışan kadın figürü, hayatın tüm yüklerine rağmen yüzünde gülücükler saçan bir tip değil.

Aksine, o tam bir cadaloz! Reklam, “Bütün gün çalıştığım yetmiyormuş gibi bir de ev işiyle uğraşıyorum... Ohh! Beyimiz de yan gelip yatmış !” diye hınçla söylenerek bulaşıkları kaldırdığı sahneyle başlıyor...

Hizmete hazır kadın

İstikbal’in çalışan cadalozu, dırdır ederek salona girip halıya bastığı anda... Bir de ne görelim? Birdenbire kimyası değişip, adeta bir meleğe dönüşmez mi?

Kocasına mırıl mırıl yanaşıp “Bir çay daha alır mısın hayatım?” diye soruyor. Televizyonun karşısında her şeyden habersiz, başka bir gezegende yaşıyormuşcasına gamsız yayılan kocası tabii ki hayatından pek memnun. Kadınsa ayağını halıdan kestiği anda yine aynı sevimsizlikte, dırdıra devam ederek uzaklaşıp çay servisine geçiyor!

Eee, ‘stres atan halı’nın kerameti bu: Evine alan, sabahtan akşama çalıştığı halde hizmete hazır ve nazır kadınına kavuşur!

Reklam, pek çok açıdan cinsiyetçiliğin tezahürü... Tek sorun, çalışan kadının bu kadar sevimsiz ve negatif enerjiyle yüklü yansıtılmasında değil. Dört dörtlük çalışan kadın modelinin sahteliği kadar, abartılı derecede kötü tasvir edilmesinin nedenini de anlayamıyoruz.

Sorarım size: Hangi reklamda çalışan erkek böylesine olumsuz tasvir ediliyor? Neden hem işte, hem evde çalışıp sevimlilik taslaması beklenen hep kadınlar?

Biliyoruz ki reklamdaki cadaloz kadın, söylenerek de olsa yine de ev işini yapacak. Evin beyi, aynı şartlarda çalışsa bile yerinden kalkmak için hiçbir çaba göstermeyecek. Dahası, mutfakta ne olup bittiğinden haberi bile olmayacak!

Reklamcılar, kadınla erkeğin arasında makul bir iletişimin, hayatı paylaşımın olabileceğini ıskalamaya daha ne kadar devam edecek?

Hayvanseverlere Bakanlık'tan telkin

Hayvanları koruma kanundaki değişiklikle ilgili yazım üzerine, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürü’nden telefon geldi.

Ahmet Özyanık , toplumdan gelen talep doğrultusunda hayvanlara karşı işlenen suçları kabahatten çıkarıp cezaya bağladıklarını anlattı:

“Amacımız, sokak hayvanlarını sahiplendirmek. Uyutmak diye bir tabir, kanun taslağının hiçbir yerinde yok. Bir yerden başlamak, yasal bir çerçeve oluşturmak gerekiyor. Eksiklikler olabilir ve bunlar da gözden geçirilir.”

Özyanık, şüphelerime rağmen sahipsiz hayvanlar için hazırlanan ‘doğal hayat parklarının’ gayet geniş ve bakımlı alanlar olduğunu söyledi. İlki Kocaeli’nde 170 dönümlük bir alan. “Yani İstanbul’un köpekleri oraya mı toplanacak?”

diye sorunca “Eğer bir mahalle, bir apartman isterse, köpeği veya kediyi kendi kaydına alıp bakmaya devam

edebilecek” cevabını verdi. İsteyen, kendi köpeğiyle gezmeye gidebilecekmiş!

Buna karşın yasa teklifinin geri alınmasını talep eden hayvan- severler, 30 Eylül saat 14.00’de Antalya, Bodrum, Bursa, Çanakkale, Eskişehir, Giresun, İzmir, Tekirdağ, Trabzon ve İstanbul’da eşzamanlı protesto düzenliyor.