Tarih:
18.11.2013
Cezaevleri boşalacakmış
Mehveş Evin; Başbakan’la el ele tutuşup şakalaşan BDP’liler, somut bir söz almış olmalı.
Yine niyet okuması günleri. Yıl 2013, aylardan kasım... Bölüm kaç, bilinmez. Başbakan, Diyarbakır’da güzel sözler söylüyor. Kürtler, paketler halinde ümit dağıtılmasına alıştı.Oyunun kuralı bu olsa gerek: Bir ödüllendiriyorsun, beş cezalandırıyorsun.
Acaba “Cezaevleri boşalacak” derken, neyi kastediyor?
Mesela kimler, nasıl çıkacak?
Yardımcısı ertesi gün açıklıyor: “Genel af demiyoruz. Silahını teslim edenler için karar verilir.”
Siyasi mahkumlardan ziyade, silahlı gruplar kastediliyor.
Adalet Bakanlığı’nın 2012 verilerine göre cezaevinde 6.061 PKK’lı var.
KCK davalarında ise iki bin küsur kişinin yargılandığı söyleniyor, resmi rakamlara göre 963’ü tutuklu.
Somut bir söz var mı?
Somut bir söz var mı?
Sadece KCK basın davasından cezaevinde bulunan 20 gazeteci için 1 Kasım’da “tutukluluğun devamına” karar verildi.
KCK davalarında yargılanan, hakkında soruşturma başlatılanların çoğu DTP ve BDP’liler.
Başbakan’la el ele tutuşup şakalaşan BDP’liler, somut bir söz almış olmalı.
Ne var ki cezaevi sorunu, KCK’lılardan ibaret değil.
Türkiye’de kaç kişinin, hangi suçlardan yargılandığı ve neden hüküm giydiğine dair bilgiye ulaşmak bir muamma.
Sendikalılar, sol davalara baktığı için tutuklanan avukatlar, öğrenciler, gazeteciler, subaylar, düşünce mahkumları, vicdani retçiler... Liste uzayıp gidiyor.
Peki, ya hasta mahpuslar ? Serbest bırakılıp tedavi görmeleri için Şivan Perver’le İbrahim Tatlıses’in türkü söylemesine gerek yok... Cumhurbaşkanı’nın bir imzasına bakıyor.
İHD’nin son listesine göre, 162’si ağır, toplam 544 hasta mahkum var. Az sayıdaki tahliyelere rağmen, bu sayı giderek artıyor.
Af değil adalet sorunu
Af değil adalet sorunu
Cezaevi sorunu, bir liderin “Boşaltacağız” demesiyle hallolabilecek gibi de değil... Bir kere siyasi tutsakların çoğu, ifade özgürlüğü, örgütlenme çalışmaları, toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmak gibi “suç”lardan içeride.
Yani sorun, öncelikle adil yargılamayı, ifade özgürlüğünü tesis etmek.
İkincisi, cezaevi koşulları gayrı insani. Gerek muhalefetin, gerek insan hakları derneklerinin bunu kanıtlayan sayısız belgeleri var.
Diğer yandan Adalet Bakanı Ergin, beş yıl içinde 207 yeni cezaevi yapılacağını “müjdeledi”.
İnsan bu, merak ediyor:
İnsan bu, merak ediyor:
Cezaevlerini boşaltılırken bir yandan da doldurmak gibi bir gaye mi var?
Hükümet, Kürtlerle Sünni İslamcı şemsiyenin altında barışmayı vaat ederken geri kalanları ötekileştirmeyi, cezalandırmayı, hapse atmayı sürdürecek mi?
BU SADECE BAŞLANGIÇ!
* Diyarbakır’da Başbakan’ın yaptığı barış, kardeşlik, hoşgörü ve kucaklamalı konuşma, uzun zamandır sadece Kürtlerin değil, herkesin beklentisiydi.
BU SADECE BAŞLANGIÇ!
* Diyarbakır’da Başbakan’ın yaptığı barış, kardeşlik, hoşgörü ve kucaklamalı konuşma, uzun zamandır sadece Kürtlerin değil, herkesin beklentisiydi.
* Barış sürecinin tökezlediği, ortada kalacağı endişeleri böylece büyük oranda giderilmiş oldu.
* En son ne zaman dinlemiştik böyle bir konuşmayı? Meşhur balkonda... Aradan üç koca yıl geçmiş.
* Asıl soru şu: Başbakan, seçim öncesinde defalarca yaptığı gibi, üslubunu yumuşatıp, vaatlerde bulunup, ümit verip, sonra yine eski ayarlarına geri dönecek mi?
* “Bu sadece bir başlangıç” diyor Erdoğan... Bir yerlerden tanıdık geliyor bu sözler! Başlangıçtan kasıt ne, onu da göreceğiz.
Mehveş Evin - Milliyet
Mehveş Evin - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları