Tarih:
22.11.2012
Cezalı maç da iyidir!
Mehveş Evin yazdı, ''Bir gazeteci dostumun dediği gibi TÜYAP Kitap Fuarı 'cezalı maç gibi'ydi...''
Normalde kıtalar arası yolculuğa çıksam daha az yol stresi yaşarım. Ama İstanbul’un merkezinden Beylikdüzü’ne gitmek, çeşitli heyecan, stres ve beklenmedik trafik tıkanmalarıyla dolu bir gün geçirmek demek...Hele Mehmet Tez’in yazısını okuyup toplam dört saatini yolda harcadığını öğrendikten sonra, nevalemi hazırlamaya karar verdim. Sandviç, ayran, su, aspirin, gazetelerimle, mucize eseri ayarlanan ulaştırma aracına bindim.
Boşuna telaşlanmışım! 40 dakikada TÜYAP Kitap Fuarı merkezinin kapısındaydım.
Servisler dolusu çocuk gelmiş
- İsterseniz ayıplayın ama Beylikdüzü’ne hayatımda ilk defa adım attım. Yol üzerinde bol miktarda yeni inşaat, kepçe, fabrika staj merkezleri olan, İstanbul’un herhangi bir karaktersiz yerleşim yerinden biri.
- TÜYAP’ın kapısından girer girmez kendimi devasa bir ilköğretim okulunda zannettim bir an. Öyle ya, hafta arası okullardan servisler dolusu çocuk ve ergen taşınıyor buraya.
- Yüksek tavanda yankılanan sesler, bir gazeteci dostumun tabiriyle ‘vuvuzela’ efekti yapıyor. Hatta daha ileriye gidip ‘cezalı maç gibi’ esprisini bile yaptı. Hakikaten kadın ve çocuklarla doluydu alan.
- Çocukların bolluğundan olsa gerek, çocuk yayınlarının ne kadar çok olduğu dikkatimi çekti. Ama ergenler yetişkin kitap stantlarına daha meraklı.
Ayaküstü gazetecilik yaptım
Ayaküstü gazetecilik yaptım
- Büyük yayınevleri, parayı harcayıp kat çıkmışlar. Stantları sanki tek kat değil, dev afiş ve panolarla her yerden görülüyor. Zaman Kitap, uzay yolu efekti yapan beyaz, modern bir çıkıntının üzerine oturma alanı yapmış.
- Ana galeride dolanırken karşıma Vural Savaş çıktı. Bilgi Yayınları’ndan çıkan kitabı için imza veriyordu. Biraz bedbaht gördüm kendisini. “Önce devrim vardı, simdi karşı devrim var” dedi. Ayaküstü gazetecilik yapmaya kalktım ama daha fazla konuşmak istemedi, “Bunları kitabımda yazdım” diyerek.
- Vural Bey’in iki adım ilerisinde İslamcı yayınevleri vardı. Başörtülü hanımlar merakla kitapları karıştırıyordu. Ancak daha genç başörtülü kızlar Jodi Picault’un kitaplarını (April Yayınları) satın alıyordu.
Kanserojen kitap da var!
Kanserojen kitap da var!
- Dalga dalga uzun saçları ve giyim tarzlarıyla birbirine benzeyen genç kızlar ise Dex Yayınları’nda toplanmıştı. Baktım, kitaplar paranormal aktiviteler, süper kahramanlarla dolu.
- Çınar Yayınları’nda Aydın Ilgaz’ı görünce yanına gittim. Rıfat Ilgaz’ın yayıncı oğlu, babasının kitaplarını çocuklar için imzalıyordu. Aydın Bey, kitap seçiminin önemini vurguladı: “Gıda seçerken kanserojen mi diye titizleniliyor. Çocuklara da kitap seçerken içeriği ne kadar sağlıklı, bilmeliyiz. Sansür demiyorum ama içeriklere bağımsız kurullar bakmalı.
- Yazar Aslı Tohumcu ve Nur Yazgan, ‘kadın ve edebiyat’ı tartışıyordu. Gerçekten de dinleyici katılım gösterdi, üstelik sadece kadınlar değil erkekler de vardı.
Beylikdüzü maceram, böylece bitti. Bir dahaki sefere sabahın körü gidip her sevdiğim yayınevinden en az bir kitap alarak dönmeyen ne olsun!.
Keşke bunlar olsaydı
Keşke bunlar olsaydı
- Çocuk yayınları ayrı bir bölümde olsaydı...
- Fuar alanında her yerde bedava wi-fi olsaydı.
- Gülten Dayıoğlu için 1. katta hazırlanan sergi güzeldi. Ama daha görünür yerde olsaydı.
- TÜYAP keşke hiç Beylikdüzü’ne taşınmasaydı.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları