loading
close
SON DAKİKALAR

Çözüme evet ama nasıl?

Mehveş Evin
Tarih: 08.04.2013

Mehveş Evin, ''Çerkez iş adamı da var, diş hekimi, mimar, akademisyen ve gazeteci de''...

Kürt sorununun barışçıl çözümü için çabalayan sivil toplum, “Çözüme Evet Koalisyonu”nda bir araya geldi.
İlk imzacıların arasında Kafkasya Forumu da var, Halkların Demokratik Kongresi de... Çerkez iş adamı da var, diş hekimi, mimar, akademisyen ve gazeteci de... Müjde Ar da var, Yavuz Bingöl de.

Birbirine benzemez bunca ismi, meslek grubunu ve farklı dini-etnik gruptan gelenleri birleştiren en önemli neden, ölümlerin son bulması ve sorunun muhataplarının konuşmaya başlamasını desteklemek. 
 
“Herkesin ve tüm kimliklerin ortak geleceğinin eşitlik içinde inşası açısından bu can alıcı meselenin çözümüne katkı sağlamak insanlık borcumuz” diyen koalisyona destek veren 393 imzacının arasındayım.

Barış sivil toplumun sırtında

Bizler için önemli olan, diyalog sürecinin siyaseten kime yaradığını hesaplamak değil... İnsanca, özgürce bir arada yaşamak için, demokratik bir çerçevede sorunların çözülmesi için elimizden geleni yapmak.

Koalisyona destek veren yazar Oya Baydar’ın dediği gibi, “Barış ve çözüm, sadece hükümetlere, devletlere, siyasilere bırakılmayacak kadar önemlidir ve sivil toplumun sırtındadır. Bu barış demokratikleşmeyle tamamlanmazsa tam bir barış olmayacak.”

Hatırlarsanız, bundan dört yıl önce, varsa yoksa “Kürt açılımı”nı (sonradan demokratik açılım dendi) konuşuyorduk. Devlet bugünkü kadar kararlı gözükmese de adımlar attı, sivil toplum destek verdi... PKK tek taraflı ateşkes ilan etti.
Ancak demokratikleşme çabaları 2010’daki anayasa referandumu için hazırlanan bir havuç olmaktan öteye gidemedi.

Kötünün iyisine tamah etmeyelim

Bugün “çözüm, demokratikleşme” denince dört yıl önceki tecrübeler, “yetmez ama evetçiler” hatırlatılıyor. AKP’nin siyasi hesapları için kurguladığı mizansene liberallerin, aydınların alet olduğu da yaygın bir kanı.
Bu nedenle “çözüme evet” diyen, barışa inanan ve isteyenlerin önünde zorlu bir süreç var. Liderlerin iktidar arzusuna boyun eğip “kötünün iyisi”ne tamah etmektense, ifade özgürlüğünü, insan haklarını, eşitliği sonuna kadar savunmaktan vazgeçmemeliyiz.

Şiddete karışmamış binlerce düşünce suçlusunu hapisten çıkarıp adil yargılanmasını talep etmek... Ve 4. yargı paketinin AİHM cezalarını hafifletmek için düzenlenen bir “makyaj” olmaktan çıkarmak önceliğimiz olmalı.

ORADAN BURADAN

EDEBİ DEDİKODU: Orhan Pamuk’un İletişim Yayınları’ndan ayrılıp Yapı Kredi’ye geçeceğini Milliyet yazmıştı. Yapı Kredi bu bilgiyi doğrulamadı. Ancak Pamuk, Yapı Kredi ile değil, Everest Yayınevi’yle anlaşmış.

YEŞİL İSYAN: Cumartesi günü Heinrich Böll Stiftung derneğinin “Türkiye’de Yasal Reformlar ve Demokratikleşme” başlıklı paneline katılan Yeşiller Partisi’nin Eşbaşkanı Claudia Roth, Taksim’in haline inanamadığını, kazıları protesto etmek için ne yapıldığını sordu.

BAKICI AİLE KRİZİ: Almanya’da aile içi şiddet gibi durumlarda çocuklar ailelerinden alınıp bakıcı ailelere veriliyor. AKP, “Çocuklarımız Hıristiyan ailelere verilmesin, Almanya çocuklarımızı Hıristiyanlaştırıyor” diye dilekçe vermiş. Çocuğun şiddete maruz kalmasının yanında bunun ne önemi olabilir?

Mehveş Evin - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları