Delilsiz, 8 yıldır hapiste

Tarih: 26.09.2013

Mehveş Evin; Polisin hazırladığı fezleke, iddianame olarak (tashihine bile dokunulmadan) kabul edildi. Sekiz yıldır hapishanede.

Bir gazeteci nasıl “terörist” ilan ediliverir? Pek çok örneğini gördük, görüyoruz da. Gazeteci Füsun Erdoğan sekiz yıldır tutuklu: “Yargı yoluyla işlenen cinayetin kurbanıyım”

Bir sonbahar gününde gözaltına alındı. Polisin hazırladığı fezleke, iddianame olarak (tashihine bile dokunulmadan) kabul edildi. Sekiz yıldır hapishanede.

Füsun Erdoğan, Özgür Radyo’nun kurucusu ve yayın koordinatörüydü. Hakkında tek bir maddi kanıt olmamasına rağmen, MLKP adlı örgütün yöneticisi olduğuna karar verildi.

Erdoğan davası, bir istisna değil... KCK’dan Balyoz’a, Devrimci Karargah’tan DHKP-C davalarına, hepsinde benzer savunmaları duymuyor muyuz:

“Mahkemeye sunulan deliller düzmece.”

Adalet Bakanlığı’na göre sadece 2009-2012 yılları arasında “örgüt üyeliği” veya “örgüt yöneticiliği” iddiasıyla yargılananların sayısı 38 bin 135.

“Özel Yetkili” denilen mahkemelerde yargılanan sekiz bin tutuklu, 70 bin sanıktan bahsediliyor.

Kimbilir ne eziyet

Terör örgütü üyeliğinden tutuklu yargılanan gazeteci sayısı ise 67. Füsun Erdoğan, onlardan biri.

İki gün önce, Erdoğan’la birlikte tutuklu dokuz, toplam 23 sanığın duruşması vardı. Uluslararası basın kuruluşlarının da izlediği duruşmanın kararı 30 Ekim’e ertelendi.

Bizler için az bir zaman, ama yıllardır tutuklu olanlar için kimbilir ne eziyettir beklemek!

Bir başka “gazeteci” davası da dün, Silivri’de başladı. “KCK basın“ diye bilinen davada 22’si tutuklu, 46 gazetecinin yargılaması yarın devam edecek.

21 aydır tutuklu olan gazetecilerin serbest bırakılması bekleniyor. Ne de olsa hükümetin dışarıdaki “imaj”ını en çok sarsan konu bu. Seçimler yaklaşıyor, ayrıca “demokratikleşme paketi”nden bir tavşan çıkarmak gerek.

Hayatımızdan çalınan yıllar

Peki sırf gazetecilik faaliyetleri nedeniyle iki yılları çalınan bu insanlara kim, nasıl hesap verecek? Diğer tutuklu gazeteciler “rehin” kalmaya devam mı edecek?

İsmail Saymaz’ın “Sözde Terörist“ (İletişim Yayınları) kitabında belirttiği gibi, rakamsal olarak 12 Eylül mahkemelerinin rekoru kırıldı.

Yeri gelmişken, kitabı mutlaka okuyun... Gazeteci Saymaz, birbirinden farklı konularda 30 dava dosyasını tek tek anlatırken yargı sisteminin ne halde olduğunu göz önüne seriyor.

“Hayatlarımızdan çalınan yılların hesabını kim verecek diye sık sık kendime soruyorum!” diye yazmış Füsun Erdoğan.
Sahi, kim verecek bunc acının hesabını?

BİZE VİZE YOLLARI BİTMEZ

- Avrupa Birliği’yle üyelik müzakeresi yürütüp de vatandaşlarına vize uygulanan tek ülke konumunda olan Türkiye’den açılan dava, AB Adalet Divanı tarafından kabul edilmedi.

- ”Avrupa Türkleri istemiyor” korosu boşuna harekete geçmesin. Güzen Özalp’ın haberine göre AB, bu konuda izlenmesi gereken yol haritasını aylar önce Türkiye’ye iletti. Ancak Ankara bu konuda adım atmadı.

- Yol haritasındaki en önemli madde, Türkiye’nin yasadışı göçü engelleyecek önlemleri alması. Ancak Türkiye, yasadışı yollarla AB ülkelerine giren üçüncü ülke vatandaşlarının iadesini öngören geri kabul anlaşmasını imzalamıyor.

- Büyük ölçüde sorununu çözecek anlaşma imzalamadığımız sürece bu saçma sapan vize sınırlamalarıyla uğraşmamız gerekecek. Detaylı bilgi: http://dunya.milliyet.com.tr/79-adim-at-vizeyi-kap-/dunya/dunyadetay/14.12.2012/1641555/default.htm

Mehveş Evin - Milliyet