loading
close
SON DAKİKALAR

Direnen kazanacak

Mehveş Evin
Tarih: 14.12.2013

Mehveş Evin; Kaz Dağları, yıllardır altın madenlerine karşı mücadele veriyor. Nihayet güzel haber geldi...

Kaz Dağları, yıllardır altın madenlerine karşı mücadele veriyor. Nihayet güzel haber geldi: Bölgede işletilmek istenen altı altın madeni için çıkarılan ÇED (Çevre Etki Değerlendirme) raporları, mahkemece “yetersiz ve bütünsellikten uzak” bulundu.

Asıl zafer, mahkemenin iptal kararını vermesi olacak.

Ülkemizde her şey paraya tahvil edildiği ve güç dengeleri buna göre şekillendiği için, altın şirketleri bundan sonra ne gibi hamleler yapacak, zamanla göreceğiz.

Ancak Çanakkale’deki ÇED’lere ret kararı, iki açıdan çok önemli:

1- Çanakkale Çevre Platformu, “Türkiye’de yapılan ÇED başvurularının yüzde 99’unun ‘olumlu’ sonuçlandığını, yani bilimsel gerçeklerden uzak olduğunu” söylüyor. Mahkemenin kararı, bunu doğruluyor.

2- Ülkemizde hak aramak zor ve pahalı olmakla kalmıyor... Vatandaşın başına bela açabiliyor. Ancak her şeye rağmen, halkın kararlı direnişi, akademinin desteği ve sivil toplumun etkin mücadelesiyle sonuç alınabiliyor.

Mücadelenin kısa tarihi

Balıkesir ve Çanakkale illerine uzanan Kaz Dağları, sadece endemik olarak değil... Mitolojik, kültürel, arkeolojik açıdan da bir dünya mirası!

1993’te bir kısmı Milli Park ilan edilen Kaz Dağları’nın antik çağdaki ismi “bin pınarlı İda”. Çünkü su açısından çok zengin.

Kaz Dağları’nın altın uğruna talan edilmesinin yolu, 2004’te açıldı: Maden Yasası yüzünden, sadece Batı Anadolu’da 100 bin km’lik bir alanda yabancı şirketlere ruhsat verildi.

2007’de Kaz Dağları’nda başlayan altın işletmeciliği faaliyetleri, halkın ve basının tepkileriyle “alt seviyeye” indirildi. Ta ki herkes konuyu unutup, başka meselelere dalana kadar.

Üç yıl önce Cominco, Tüprag, Alamos Gold ve taşeron şirketleri, başta Çan, Ayvacık ve Bayramiç’teki köyler olmak üzere, sondaj faaliyetlerine başladı. Bu faaliyetlerin devamı, Kaz Dağları’nın ve tarımla geçinen halkın sonu demekti.

Termik santral da var

Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nden Prof. Dr. Kenan Kaynaş’a göre, köylülerin kararlılığı, Çanakkale Çevre Platformu’nun çalışmaları ve belediyenin konuya yaklaşımı, mücadelenin devamında çok önemli bir rol oynuyor.

Sadece iki yıllık bir geçmişe sahip Çanakkale Çevre Platformu, bugün ülkenin her yanında patlak veren çevre ve kent hakları mücadelelerine fevkalade bir örnek.

Üstelik bu daha başlangıç: Kaz Dağları bugün sadece siyanürlü altın değil, linyitle çalışan termik santral ve çimento fabrikası kurulması tehlikesiyle karşı karşıya...

Ülkenin oksijen deposunu, kıymetli tarım alanlarını, temiz suyunu ve insan sağlığını mahvetmek için özellikle çalışıyorlar sanki.

Direnen, er ya da geç kazanacak.

ANNELERİ ÖLDÜRMEK

* Mehmet Ayvalıtaş, Gezi direnişinde bir aracın kalabalığa “dalması”yla ezilerek öldü. Sanıklar tutuksuz yargılanıyor.

* Devlet yetkilileri, aileyi arayıp başsağlığı dilemedi, bir ihtiyacınız var mı diye sormadı...

* Mehmet’in annesi Fadime Ayvalıtaş’ın kalbi, bu acıya 6 ay dayanabildi. Ethem Sarısülük’ün son duruşmasının ardından fenalaştı. Dün, ölüm haberi geldi.

* Fadime Hanım, şöyle demişti: “Anneler ağlamasın diyorlar. Ben de diyorum ki, ilk başta biz anneleri öldürün ki biz evlatlarımız ölürken ağlamayalım.”

* Anneler üzerinden siyaset yapanlar, başkalarının acı ve kayıplarının üzerinde tepinenler; bir annenin daha ahını aldınız.

Mehveş Evin - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları