Doğan, Ciner, Şahenk ne kadar ‘özgür’se Koza İpek de o kadar ‘özgür’

Mehveş Evin; Herşeye rağmen, bugün haksız ve hukuksuz yere itham edilip saldırıya uğrayan cemaat medyasına, “Oh olsun” demektense sahip çıkmak, dayanışmak gerek.

Merkez medyanın TV kanalları, Bugün TV, Kanaltürk, Bugün ve Millet gazetelerinin sahibi Koza İpek Holding’e polisin gaz ve cop eşliğinde girmesini tamamen görmezden geldi.

Şaşırdık mı? Ne şaşıracağız! İstanbul’un göbeğinde yüzbinlerce insan Gezi Parkı için direnirken de CNN Türk, Habertürk ve NTV’den oluşan ‘kutsal sermayedar üçlüsü’ havalara bakıp ıslık çalmadı mı? Penguen belgeselleri göstermedi mi?

NTV zaten 2009 itibariyle tam biat modeline geçmişti. Peki ‘demokrasi kahramanı’ Doğan ve HT grubuna ne demeli? Yıllardır haberleri ‘Beyefendi’yi kızdırmamak’ için eğilip bükmediler mi Eleştirelliği, bilgilendirmeyi, gazeteciliği, üç beş yazara emanet etmekle yetinmediler mi?

Ekim 2011’de Erdoğan başbakanken genel yayın yönetmenleri ve medya patronlarını başbakanlık konutunda hizaya çekmedi mi?

Bir ay sonra medya patronlarıyla Aydın Doğan’ın ev sahipliğinde ‘teröre duyarlılık’ toplantısı yapılmadı mı?

Habertürk ve CNN Türk marifetleri

Habertürk’te bırakın siyasi haberi, ‘sağlık sistemini eleştiren bir haber’ yüzünden Tayyip beyden fırça yiyen Fatih Altaylı ve Doğan Satmış, sayfa sekreteri ve o sayfadan sorumlu dahi olmayan editörün ‘kelle’sini almadı mı? Söz konusu haberi yazan Fatih beyin baldızı, halen HT’de çalışmıyor mu?

Türkiye’nin acınası basın koşullarında ‘muhalif’ sayılan Doğan grubunun sahibi, Tayyip Erdoğan’a mektup yaza yaza hal olmadı mı? CNN Türk’te her gün, her program, aynı lacivert ceketli adamlarca işgal edilmiyor mu?

AKP’nin itibarsızlaştırma kampanyası çerçevesinde ‘HDP’lilikle’ suçlanan Doğan grubundan Şirin Payzın, açık açık “HDP’lileri ekrana çıkaramıyoruz” demedi mi? (HDP’li derken, aslında ‘sert’ muhalefet olan herkes kastediliyor, zira CNN’in ‘yasaklı’ listesi geniş!)

Peki her iki medya grubundan son birkaç yılda kaç gazeteci, ‘köşeli’ bulunduğu için işinden oldu?

Hakan’a dayak manşet, DİHA muhabirine silah ne?

Hürriyet binasına ve yazarına AKP’liler önderliğinde yapılan saldırılar sonrası basın, ‘dayanışma’ya çağırılmıştı. Kim, hangi gerekçeyle olursa olsun, bu saldırıların asla kabul edilemeyeceğini o zaman da söyledik, şimdi de söylüyoruz. Ancak bu çağrının ciddiye alınmasını ve saldırıların bir daha tekrarlanmamasını istiyorsanız, sadece kendiniz için değil, tüm basın adına, başkalarına yapılan baskılara da ses çıkartacaksınız!

Mesela 100’den fazla haber sitesi hukuksuzca engellenirken Hürriyet neredeydi?

Ya DİHA muhabiri Serhat Yüce’nin başına özel harekatçıların silah dayamasını haber yaptı mı?

Şimdi de Koza İpek hadisesi… Herhangi bir şirkete, herhangi bir gerekçeyle gaz atarak polis baskını yapmak haber değilse, haber ne?

Cemaat medyasının geç uyanışı ve kişisel bir örnek

Gelelim Koza İpek grubuna bağlı TV ve gazetelere…

AKP’nin ve Erdoğan’ın bugüne gelmesinde, bürokrasi ve hukukun devşirilmesinde günahları büyük, zaten kendileri de biliyor. Ahmet Şık ve Nedim Şener’in tutuklanmalarında, Ergenekon, Oda TV ve Balyoz davasının şekillendirilmesinde oynadıkları rol, herkesin malumu.

Cemaat medyası, Gezi’de siviller öldüresiye gazlanır, şiddete maruz kalır ve gözaltına alınırken ‘darbe teşebbüsü’ demekten imtina etmedi.

Kişisel bir örnek: Bugün TV’nin yayın yönetmeni, eski çalışma arkadaşım Tarık Toros, benimle birlikte pek çok gazeteciyi Gezi’de ‘provokatör’ ilan etmişti.

17-25 Aralık sonrasındaysa Cemaat medyası, taraftarlıktan vazgeçti ve gazeteciliği ‘hatırladı.’

Evet, özür dileyenler, nedamet getirenler oldu fakat Türkiye’de her konuda olduğu gibi bu meselede de ciddi, samimi bir yüzleşme yapılmadı.

Hangi medya grubu ‘özgür’ olabilir ki?

Şu ‘özgür medya’ sloganına değinmeden geçemeyeceğim. Kusura bakmayın arkadaşlar, büyük medya gruplarından hiçbiri özgür değil ve hiçbir zaman olmayacak!

Zira medya sahipliği, bu ülkede basın özgürlüğünün önündeki en büyük sorun.

Galatasaray Üniversitesi Basın Ekonomisi ve İşletmeciliği bölümünden Doç. Dr. Ceren Sözeri’nin her yıl güncellediği araştırmasında, medya patronlarının medya dışı faaliyetlerine bakmanızı hararetle tavsiye ederim.

Bugün hedefte olan İpek Koza Holding, Türkiye’nin dört bir yanındaki altın ve metal madencilik faaliyetleriyle dünün ‘Şems’iydi. (Medya gruplarının inşaat ve enerjideki yatırımlarını, ilişkiler ağını buradan inceleyebilirsiniz).

Özgür gazeteciliğini yolu tam bağımsızlık

Herşeye rağmen, bugün haksız ve hukuksuz yere itham edilip saldırıya uğrayan cemaat medyasına, “Oh olsun” demektense sahip çıkmak, dayanışmak gerek.

“Sicili ne olursa olsun” değil, başka yol kalmadığı ve bugüne gelmemizin bir nedeninin de yoğun ayrışma-kutuplaşma olduğu için.

Tabii aynı şekilde, Cemaat’teki gazeteci arkadaşların da sol ve Kürt medyasına, sadece MİT TIR’ları değil Charlie Hebdo davasıyla boğuşan Cumhuriyet’e yönelik baskılara, ses çıkartmasını bekliyoruz.

Zira başka bir ülke, başka bir medya, başka bir gelecek yok…

Medyada üç beş bağımsız kuruluş dışında kimse ne ‘ak kaşık’ ne de ‘özgür.’

Eğer medya çalışanları hakikaten ‘özgür’ gazetecilik yapma iddiasındaysa, temel ilkelerinden ödün vermeden nasıl gazetecilik yapacaklarını tartışmaları ve evet, belki de radikal kararlar almaları gerekiyor…