Tarih:
21.07.2014
Dünya yerinden oynar kadınlar özgür olsa (*)
Mehveş Evin; Üzgünüm, kadın cinayetlerini oturduğunuz köşeden protesto etmekle olmuyor...
Öğlen güneşi tepemizde. Kadıköy cayır cayır. Her renk ve yaştan kadın toplanmış, “Kadınlar sokağa, özgürleşmeye” diye slogan atarak yürüyor.Alkışlar, ıslıklar, düdükler gırla...
Rojava ve Filistinli kadınlar da döviz ve sloganlarla anılıyor.
Etrafıma bakıyorum. Kadın-erkek, muhabirler çalışıyor. Ama “kadın konusunda duyarlı” yazar veya ünlü sima filan göremiyorum!
İş kendi reklamlarına, şiddete karşı “dayak makyajı” yaptırıp fotoğraf çektirmeye gelince varlar...
Fakat sokakta yoklar.
Pazar Pazar denizde, tatilde veya gölgede kalmak tabii ki daha çekici!
Üzgünüm, kadın cinayetlerini oturduğunuz köşeden protesto etmekle olmuyor.
Cinayetleri manşete taşımak yetmiyor.
Medya ortak tavır almadan, “artık yeter” demeden, cinsiyetçi dilden kurtulmadan, şiddet dalgasının daha da yayılmasına neden oluyor.
Meclis acil toplansın
72 kadın örgütünün çağrısıyla, dün farklı illerde binlerce kadın toplandı. Ve Meclis’in kadın katliamlarıyla ilgili acil toplanması talebinde bulundu.
Nasıl ki vekiller, Filistin için ortak bildiri yayınlayabiliyor...
Aynı hassasiyeti Türkiye’de artık bir cinskırım (femicide) halini alan durum için de gösterebilirler.
Hükümet, defalarca verilen soru önergelerine, taleplere rağmen kaç kadının, nasıl öldürüldüğünü bir türlü cevaplamıyor.
Oysa konu paraya gelince sayılarla konuşmayı...
Müslümanlığa gelince sahip çıkmayı çok iyi biliyorlar.
Gazeteci Ayşe Önal, “AKP istese kadın cinayetlerini bir günde durdururdu” demiş (Diken).
Haksız mı?
Etkisiz elemanlar
“Eş seçiminde seçici olmayın”, “her kürtaj bir Uludere’dir” ve “kadınla erkek eşit değildir” diyebilen bir Başbakan yönetiyor ülkeyi.
Sadece bu üç cümleyi yan yana koyunca kadınların neden korunmadığını... Yasalar çıkartılsa bile neden hala katlediklerini ve katillerin cezalandırılmadığını zaten anlıyorsunuz.
“Ailemizin Bakanı” etkisiz eleman, diğer tüm bakanlar gibi. Söylenen sözlerin, alınan önlemlerin hiçbir ciddiyeti yok.
İktidar sahipleri, kadın özgürleşmeden bir toplumun özgürleşemeyeceğini gayet iyi biliyor.
Bu nedenle masum, savunmasız kadınların, bazen çocuklarının gözü önünde öldürülmesine ses çıkarmıyorlar. Analar üzerinde siyaset yapmaya gelince varlar!
Toplumu şizofreniye, ayrılığa, nefrete teşvik ederken verdikleri zararın bilincindeler. Umurları değil.
Vicdanları yok, insan haklarına saygıları yok, iddia ettikleri gibi “Allah korkuları” hiç yok...
(*) Protestodan bir slogan .
MİNİ DE GİYERİM ÖRTÜ DE TAKARIM!
Kadın katliamlarına karşı yürüyen kadınların kimi şortlu, kimi şalvarlı, kimi beyaz yazmalı. Türbanlı birkaç kadın da var.
“Mini etek de giyerim başörtüsü de takarım”- Sana ne! diye tempo tutuyor, “Kadın cinayetleri politiktir” diyorlar... “Jin jiyan azadi” diye hep birlikte haykırıyorlar.
Yoldan geçen otobüsün şoförleri ve yolcular, şaşkınlıkla bu renk dalgasını izliyor. Kimi zafer işareti yaparak , kimi alkışlayarak destekliyor. Halkın bir bölümü ise kaldırımda durup sessizce izliyor.
Mehveş Evin - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları