Tarih:
19.06.2013
Duruyoruz
Mehveş Evin, 'Sessiz, slogan atmayan, hareket veya hakaret etmeyen insanlardı bunlar.'
Erdem Gündüz’ün pazartesi akşamı Taksim meydanında başlattığı “duranadam” eylemi, değil Türkiye, dünya için bir milat...Kısa sürede duranadam’lara durankadın’lar katıldı. Kaldı ki cinsiyeti, ırkı, dini, dili olmayan bir eylem bu. Birkaç saat içinde şehrin, sonra ülkenin farklı yerlerinden “duran”ların görüntüleri gelmeye başladı.
Sessiz, slogan atmayan, hareket veya hakaret etmeyen insanlardı bunlar.
Bu yazıyı yazarken, halen Ankara’da Ethem Sarısülük’ün öldürüldüğü yerde, New York’ta Özgürlük Anıtı’nın karşısında, Madımak’ta, Şişli’de Hrant Dink’in öldürüldüğü noktada, Beşiktaş’ta Kartal heykelinin önünde, Paris’te sokağın ortasında “duran”lar vardı.
İçişleri Bakanı Güler’in “durmak yasak değil” demesine rağmen, “duran”lar gözaltına alınıp belediye otobüslerine doldurulduğu halde, “duruş” sürüyor.
Tek ihtiyacım özgürlük
Duranadam hareketi, Gezi’yle başlayan sivil itaatsizliği yepyeni bir noktaya taşıdı. Hiçbir şey yapmadan, elleri cepte öylece durmanın bile “suç” sayıldığı Türkiye, şimdi yeni bir dünya rekoruna koşuyor...
“Orantısız şiddet”e karşılık “orantısız zeka”nın gücüne bir kez daha şahit olduk. Sadece “durduğu” için bile insanların gözaltına alınması, bu ülkede demokrasinin, hukukun, yönetimin bittiği andır.
Taksim’de yanına gelenlerle konuşmayıp sadece kitabını okuyan bir genç kızın kartonun üzerine yazdığı şu cümle, her şeyin özeti:
“İlginiz için teşekkür ederim. Hiçbir şeye ihtiyacım yok, özgürlükten başka.”
Sözün bittiği yer
Duran’lar, durdukları yerle (AKM’nin önü, Madımak, Kartal heykeli) sınırlanacak gibi değil. Bireysel olarak seçilen semboller de “duran”ları bağlamaz.
Önemli olan şu: Durmanın erdemiyle sözlerden, ortak açıklamalardan, muhalefetten, medyanın aktardığından çok daha fazlasını, çok daha net biçimde anlatıyor bu insanlar. Medyaya tepkisini, iktidarın şiddetini, ötekileştirmeyi, haksızlığı, hakaretleri, demokrasiye özlemlerini, durarak ifade ediyorlar.
Bu konuda daha fazla söz söylemek, yazmak benim için anlamsız. Fotoğraf, zaten her şeyi anlatıyor.
KAYITLARA GEÇSİN
* Polis, pazartesi gecesi “duran” 17 kişiyi gözaltına aldı. Vatan Caddesi’nde yer kalmadığından eylemciler Karaköy’e götürüldü. Kimlik tespitinin ardından serbest bırakıldılar. (Salı, 16:00)
* Roboskili (Uludere) ailelere, katliamın 500. gününde çocuklarının öldürüldüğü yerde anma düzenledikleri için idari ceza (3 bin TL) ve ifadeye çağırma yazısı geldi. Bu ceza, Diyarbakır özel yetkili savcısının Roboski dosyasını askeri savcılığa sevk etmesi kararıyla birlikte büyük tepkiye neden oldu.
* Yıldız Teknik Üniversitesi araştırma görevlisi Burak Ünveren, pazartesi günü “Banu Güven’le Hafta Başı” programında nasıl gözünü kaybettiğini anlattı. Dehşet vericiydi... Ünveren, birinin “Kardeşim, gözünü kaybettin. Ama üzülme, ben de kaybettim. Hayat böyle de devam ediyor” dediğini aktardı.
* Gözaltılar ve kayıplar konusu hala belirsiz: İstanbul’daki kriz masasına 450 kayıp ve gözaltı başvurusu yapıldı. Ankara’da 116, Eskişehir’de yaklaşık 30 kişi gözaltında. (bianet, pazartesi 12.02) Yetkililer, bulunanların barolara haber vermesini rica ediyor.
* Ankara’da Gezi Parkı olayları kapsamında 26 adrese baskın yapıldı. 25 kişi gözaltına alındı. (İHA, 18 Haziran, 11:00)
* çArşı’nın 22 üyesi, çete kurmakla suçlanarak gözaltına alındı. Beşiktaşlılar, arkadaşları serbest kalana kadar nöbet tutacak.
Mehveş Evin - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları