loading
close
SON DAKİKALAR

Ergenekon’dan anladığım

Mehveş Evin
Tarih: 07.08.2013

Mehveş Evin, 'Yoksa sanıklar, sırf muhalif oldukları için mi bu kadar ağır cezalar aldı?'

Şimdi bu Ergenekon’dan yargılananlar cezalarını hak ettiler mi? Yoksa sanıklar, sırf muhalif oldukları için mi bu kadar ağır cezalar aldı?

Ergenekon davasının sonucu, siyasi meşrebine göre bazıları için “ak”ken bazıları için “kara”. Ancak sokaktaki insanın kafası netleşmiş değil... Doğrusunu isterseniz, benim de değil.

Zaten nasıl olsun?

- “Asrın” davası altı yıl sürdü. Dallanarak budaklanarak büyüdü, başka davalarla birleştirildi, çok tartışılan sanık hakkı ihlalleri yaşandı.

- Darbeye teşebbüs suçlamasıyla, aralarında İlker Başbuğ’un da bulunduğu pek çok sanık, müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet gibi cezalara çarptırıldı.

- Buna karşılık “JİTEM’in kurucusuyum” diyen emekli albay Arif Doğan 47 yıl hapis cezası alıp, “sağlık” sebebiyle tahliye edildi. (Öte yandan ağır kanser hastası olan Kemal Avcı F Tipi’nden çıkarılmıyor.)

Hangisi daha vahim?

- En büyük suçu komutanlarla aşırı mesai yapıp gaza getirmek olarak gözüken gazeteci ve CHP milletvekili Mustafa Balbay’ın cezası, Güneydoğu’da sivillerin öldürülmesinde bizzat görev alan JİTEM emekli Tuğgeneral Levent Ersöz’den fazla. (Balbay 34 yıl 8 ay, Ersöz 22 yıl.)

- Liste böyle uzayıp gidiyor, hukukçular bile bazı cezaları anlamlandıramıyor. Adı üzerinde; özel yetkili mahkeme bu. 2012’de hükümet, süren davalar dışında özel yetkilileri kaldırdı. Yani Ergenekon kararları, artık hükmü olmayan bir mahkemece verildi.

- Bu mahkemenin sivilliği de tartışılır, zira özel yetkili mahkemelerin Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin (DGM) bir başka türü olduğunu herkes biliyor.

Sıradan vatandaş olarak Ergenekon’dan anladığım şu:

Bu ülkede darbe teşebbüsünde bulunmak veya planlamakla suçlanmak; adam öldürmek, suikasta azmettirmek, bombalamak, silahlı saldırı düzenlemek gibi eylemlerden daha vahim suçlar.

4.5 darbenin sonucu

Ülkeyi 90’lı yıllar boyunca kavuran faili meçhul cinayetleri emreden ve uygulayanlar, toplu katliam, işkence, hak ihlalleri yapanlar, hatta bizzat darbe yapanlar yargılanmazken...

Hükümete yönelik bir tehdit olarak görülen siyasetçi, gazeteci, sivil toplumcu ya da asker, ömür boyu hapiste çürüyebilir.

Bu noktada önemli bir ayrım yapmalı: Darbelerden medet ummak, yıllardır muzdarip olduğumuz hastalıklı bir ilişkinin sonucu...

Türkiye’nin bugün, bu kadar aksak bir demokrasiyle yönetilmesinin en büyük sorumlusu, şimdiye dek yapılan 4.5 darbedir.

Ayrıca Ergenekon’dan aldıkları cezaları misliyle hak edenler var.

Ancak buzdağının görünen ucunu tırpanlamakla yetinmek, bunu yaparken adalet duygusunu zedelemek, ne demokrasinin tesis olduğu, ne de askeri vesayetin sona erdiği anlamına geliyor.

SİLİVRİ VE FAŞİZM

- Silivri’deki karar duruşması, olağanüstü güvenlik önlemleri ve yine sert müdahaleler (TOMA, gaz, plastik mermi) eşliğinde yapıldı. Sanık yakınlarının desteklerini ve itirazlarını göstermeye hakkı yok mu? Aşırı sertlik, sadece otoriter devlet görüntüsünü pekiştiriyor.

- Mahkeme salonunda “Her yer Silivri, her yer direniş” diye bağıranlar: Kusura bakmayın ama kendi sloganınızı yaratın. Gezi Parkı’ndan doğan, daha özgür bir ülke için mücadele eden hareketin yöntemleri ve duruşları, sizinkilerden çok farklı.

- “Faşizme karşı omuz omuza” sloganını solcu gruplar yıllardır atıyor. Mahkemede de atılmış slogan, Doğu Perinçek ve Oktay Yıldırım çıkartılırken... Ergenekon’da yargılanan solcu görmediğimiz gibi, aralarında pek çok faşistin olduğu ayrımını yapalım bir zahmet.

Mehveş Evin - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları