loading
close
SON DAKİKALAR

Erkeklerimiz öldü geriye biz kaldık!

Mehveş Evin
Tarih: 28.04.2013

Mehveş Evin, 'Mayak nükleer tesisinin zehirlediği köylerde emeklilik yaşına gelebilen erkek az'.

Rusya - Çelyabinsk’te 60 yıldır radyoaktif maddeler yayan Mayak nükleer tesisinin etkilerini yazmaya devam... 

“Rusya’dan bana ne?” diyemeyeceğinizi biliyorum. Çünkü gördüğüm manzara, gerçek bir insanlık dramıydı. Daha fazla güç, daha fazla para için insanın insana çektirdiği eziyetlerin son bulması için bu hikayelerin anlatılması lazım. Bu dramın tek sorumlusu var, o da Rus devletinin tekeli Rosatom. Akkuyu’da nükleer santral kuracak olan Rosatom’un kendi ülkesinde yaptıkları ortada...

Çelyabinsk’te beni en çok etkileyen durumlardan biri, halkın devlet karşısında ne kadar aciz, ne kadar zavallı kaldığıydı. Küçük bir örnek vereyim:

Techa ırmağındaki nükleer atıklarla zehirlen en büyük köy Brodokalmak’taki bir toplantıya gittik. Kanunlar gereği bir gün önce yerel makamdan izin alınmış. Fakat kapı duvar! Efendim toplantı salonunu su basmış, kimse alınamazmış... 

Yalan tabii.

Diyeceksiniz ki dışarıda toplansınlar... Yoo, bu da yasak. Kapının dışında toplantı yaptıkları anda gözaltına alınabilir, büyük para cezalarına çarptırılabilirler! Köyde toplanacak başka yer de yok...
Çoğunluğu yaşlı kadınların oluşturduğu kalabalık direniyor, gitmiyor. İki tanesi ‘yerel yetkili’yle bağıra çağıra kavga ediyor. Bir saatlik inadın sonunda kilitler açılıyor!

Emekliliği gören erkek az

Toplantıya gelen yaşlı teyzelerle sohbet ediyorum. Bir tanesi, “komşumun evi radyasyon seviyesi yüzünden yıkıldı, benimki duruyor” diyor. Diğeri, “Verdikleri tazminat 200 ruble (6.25 dolar) cenazeme yetmez!” diye isyan ediyor.
Toplanmalarının sebebi, 4-5 bin nüfuslu köydeki tek hastanenin de kapatılacak olması! Bir aile doktorundan başka kimsenin hizmet etmediğini, en yakın hastanenin 80 kilometre uzakta olduğunu anlatıyorlar.

“Neden bu kadar çok kadın var burada, erkekler çalışıyor mu?” diye sorduğumda bir ağızdan atılıyorlar: 

“Erkeklerimiz öldü! Burada yaşayıp ta emeklilik yaşına gelen çok az erkek kaldı.”

Nereye giderseniz gidin, otoriter devlet işte böyle dramlara yol açıyor. Hayatta kalabilen insanların gidebileceği tek hastane de kapatılmak isteniyor. Dava açmaya kalkanlar olmuş, ama avukat parası 30 bin ruble olduğundan vazgeçmişler.

‘Dava açsam suçlu çıkarım!’

Rosatom’un yaptırdığı hastanenin yolunu tutuyoruz. Gerçekten de burada tek bir aile hekimi var. Dr. Tatyana Pavlova hem doktorluk yapıyor, hem hastanenin başhekimi, hem de ambulanstaki tek sorumlu sağlık personeli!

Dr. Pavlova, zincirleme kazaların yaşandığı bölgede radyasyon kaynaklı hastalıklara yakalananların uzun ömürlü olmadığını anlatıyor bize. Sırasıyla en çok akciğer, mide ve rahim kanserine rastlanıyor. Çok sayıda lenf bezi hastalıkları, plütonyum kaynaklı kemik bozuklukları var. Cinsel fonksiyon bozuklukları, göz ve cilt hastalıkları da radyasyon kaynaklı.

Vladimir Yevgeneviç’in karısı, bu hastalıklardan birçoğuna yakalanmış. 1983’te kol kemiğinin bir kısmı ameliyatla alınmış. 90’larda beyninde iki tane anevrizma bulunmuş. Birkaç yıl önce de rahim kanserine yakalanmış.

‘Tek dertleri para!’

Novo Müslümova’da evler o kadar kalitesiz malzemeden yapılmış ki asla bölgedeki soğuğa dayanıklı değil. 1 milyon ruble tazminat karşılığı Rosatom’un taşeron firmaya yaptırdığı bu evler, en fazla 500 bin rubleye mal olmuş. 

Yevgeneviç, dava açsa Rus mahkemesinin kendisini suçlu çıkaracağını biliyor.

Rosatom’un Türkiye’de nükleer tesis açacağını söyleyip, “Sizce güvenebilir miyiz?” diye sorunca gülerek şu cevabı veriyor: “Teknik açıdan bilemem ama... Bu yöneticilerin hepsi yalancı, tek dertleri para!”

ROSATOM EKONOMİSİ

- Rosatom, AB uranyum zenginleştirme pazarının yüzde 50’sine hakim. Latin Amerika’da ise %30. 2011’deki EBITDA’sı (Faiz Amortisman ve Vergi Öncesi Kâr) 15.5 milyar dolar

- Rusya’da 2020’ye kadar 36 yeni nükleer reaktör kurmayı hedefleyen Rosatom, bunu 2030’a erteledi. Hindistan ve İran’daki nükleer santral açılışları erteleniyor. Bulgaristan’daki donduruldu.

- Rosatom, Fukuşima nükleer kazasından sonra ‘PR’ haberlerini ikiden 23’e çıkardı.


Aile hekimi Dr. Tatjana Pavlovna, dört köye bakan hastanenin tek doktoru. Radyasyon hastalıklarını çoğunlukla ayakta tedavi ediyor. Anastesiva adındaki hastası, radyasyon hastalığı olup bu kadar uzun yaşayabilen tek kişi.

Nükleer enerjİ eskİ bakan yardımcısı: Akkuyu yanlış bir tercih

Bulat İskenderoviç Nigmatullin, 1997-2001 yılları arasında Rusya Nükleer Enerji Bakanı’nın yardımcısıydı. Halen Rusya Tekellerini İnceleme Enstitüsü’nde görev yapıyor yani Rus devletine çalışıyor. Bir dönem Rosatom için çalıştı ve sıkı bir nükleer taraftarı. Greenpeace gibi nükleer karşıtlarına ve Yeşiller’den öyle nefret ediyor ki devamlı küfrediyor. O tam bir soğuk savaş dönemi siyasetçisi... Ne var ki Nigmatullin de Akkuyu nükleer santraline itiraz ediyor. Bakın neden?


- Türkiye ile Rusya arasında imzalanan sözleşme, Rusya’nın ekonomik çıkarlarına yansıtmaktan çok uzak. Rusya kendi bütçesiyle yapacağı nükleer santrali Türkiye’ye hediye edecek.

- Uluslararası anlaşmaya göre 15 sene boyunca 12,3 Euro cent sabit fiyattan elektrik satılacak. Şu an dünya ortalaması 6-7 Euro cent. Nükleer santral inşası 10 sene sürecek ve üzerine 15 sene alım garantisi. Önümüzdeki 25 sene için elektrik satım fiyatı sabitleniyor.

-Rusya bu sözleşmeyi neden mi imzaladı? Bilmem, var herhalde bir çıkarları! İki tarafın çıkarlarını kollamayan antlaşmalar yaşamaz, tıpkı yürümeyen evliliklerde olduğu gibi. Bu da Akkuyu için tehdit.

‘Turizmi bitirirsiniz’

- Akkuyu, nükleer santral inşaatı için yanlış bir tercih çünkü turizm merkezi olan Antalya’ya çok yakın. Antalya bölgesine 10-12 milyon turist geliyor. Bu sayı iki katına çıkacak. Şu an 4 milyona yakın Alman turist geliyor. Almanya nükleer enerjiye karşı olduğundan turizm aktivitesi azalacak. Mersin şehrinin Antalya kadar turizm potansiyeli var. Nükleer santral bu potansiyeli engeller.

- Nükleer santralın kendisi işletme süresinin bitiminde nükleer atık statüsü alıyor . Anlaşmaya göre Rusya isterse önceden (1 yıl) bildirerek yatırımdan çekilme hakkına sahip. Böyle bir durumda Türkiye atıklardan sorumlu olur.
- Proje yanlış, çünkü Türkiye’nin güneydoğusunda güvenlik sorunu var. Akkuyu çatışma bölgesine 250 km. uzaklıkta bulunuyor. Akkuyu terör tehditi altında.

- Anlaşmaya göre iki tarafın ortak kararı ile işe alma gerçekleştiriliyor. Akkuyu’da çalışanların bilgi sızdırmayacaklarının güvence altına alınması gerekir. Rus yetkililer MIT’e güvenemezler. KGB’nin Akkuyu’da bunu sağlaması gerekir. Akkuyu’daki çalışanlarla yerliler arasında gerginlik çıkabilir.

Mehveş Evin - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları